MakaleSağlık1Türkçe-1

Covid19 Kalp Krizi ile Can Alıyor!

Covid19 virüsü henüz ciddi oranda tanınmadığı için insan vücudunda ne ya da neler yaptığı zaman içinde öğreniliyor. İlk çıktığı zaman grip virüsü olarak algılandı ancak bugün vücutta hemen hemen her yeri etkilediği yönünde bilimsel kanıtlar var. Virüsün neden olduğu hastalıklar nedeniyle hayatını kaybeden insanlar üzerinde yapılan araştırma-otopsi-çalışmalar sonucunda görüldü ki; vücutta atar ve toplar damar sisteminde pıhtı oluşmasına sebep olan Covid19 aynı zamanda kalp krizi ile ölüm nedeni.

Prof. Dr. Hasan Kudat
İstanbul Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü
İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Kardiyoloji Uzmanı

Bilim dünyası Covid19 virüsünün insanlık için çok ciddi bir risk faktörü olduğu noktasında hemfikir. Virüsün vücuda girdiği anda etkilemeyeceği organ yok denecek kadar az. Hayati organlar ve akciğer başta olmak üzere (damar yapısına sahip olan yerlerde damar duvarındaki hücrelere yerleştiği için) her yerin yapısını bozuyor. Covid19 nedeniyle yaşamını yitiren kişilerde yapılan otopsi-çalışma-araştırma sonucunda virüsün ciddi kalp, kalp-akciğer ve toplar-atar damar rahatsızlıklarını beraberinde getirdiği, pıhtılaşmaya sonucunda kalp krizine neden olduğu ortaya çıktı.

Kan sulandırıcı tedavilere başlandı…

Damar içerisini örten, normalde pürüzsüz ve pıhtı oluşmasını engelleyen maddeleri olan ‘endotel’ denilen bir çeşit deri hücresi, fonksiyonunu kaybettiğinde enflamatuar süreçten etkilenir, bölgede pıhtı oluşur. Kan dolaşımı bozulduğu için kalp krizi geçirme riski çok yükselir. Virüsün yarattığı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybeden insanlar üzerinde yapılan araştırma-otopsi-çalışmalar sonucunda görüldü ki vücutta atar ve toplar damar sisteminde pıhtı oluşuyor hasta kalp krizi geçiriyor. Kalp damarında ciddi bir ‘yağlı plak’ olmadığı halde damar tıkanmış pıhtı ile dolmuş ve kalp krizi geçirdiği görülünce bu virüsün pıhtı oluşumuna yatkınlık oluşturduğu ortaya çıktı. Bunun fark edilmesi ile kan sulandırıcı tedavi gündeme geldi. Pıhtı yatkınlığını yaratan bir takım parametre ölçümleri vardır. Parametreler yüksekse kan sulandırıcı önce iğne, ayaktan tedavi sürecinde ise aspirin ya da benzeri etkiye sahip ilaçlar tercih ediliyor.

Covid korkusu ile kişilerin kulaktan duyma bilgilerle değil, bilinçli ve doktor kontrolünde tedavinin gerçekleşmesi gerekir. Çünkü tedavilerin de kendilerine göre yan etkileri vardır. Örneğin; kalp hastalıklarında yıllardır kullanılan aspirin ile ilgili yapılan son araştırmalarda yaratılan fayda ve zarar etkisi tersine döndü. Yarattığı kanama riski yararını alıp götürüyor. Beyin ya da mide kanaması geçirmeyeceğinizin garantisi yok. İlaç kullanırken kar-zarar hesabı yapılması şarttır.

‘Hidrosiklorokin’ kullanımı ani ölümlere sebep oluyor…

Eldeki imkanlar Covid19 tedavisinde maalesef kesin çözüm üretemiyor. İlk tablo ortaya çıktığında virüsün vücudu istila etmesinin önüne geçmek gibi birtakım arayışlar içerisine girildi. Laboratuvar ortamlarında virüsün bazı özelliklerine blokaj koyan, hücre içerisine girmesi-yayılması-çıkışını önlediği düşünülen teorik ilaçlar vardı. Bu ilaçlar çaresizlikten devreye sokuldu. Hatta ciddi bir şekilde Türkiye ve dünya arasında ciddi bir çatışma oldu. ‘Hidrosiklorokin’ adı verilen sıtma ve romatizma ilacı olarak da sık sık kullanılan ilacın virüsün hücre içerisine girişini engellediği yönünde beklentiler vardı. Ama zaman içinde ilacın fazla doz kullanımında kalp sağlığına negatif etkisinin (ritm bozukları yapabildiği için) ani ölümlere sebep olduğu fark edildi. Uzun QT Sendromu (UQTS)- aksiyon potansiyeli denilen elektrik aktivitesi süresi uzadığı için ritm bozukluğuna davetiye çıkarıyor. Dünyada buna ilişkin yayınlar çıktı. Yan etkisini bir kenara bırakıldığında etkisi olduğu yönünde bile kanıt çıkmadı. Etkinlik kanıtı bulunamadan yan etki bulunması söz konusu olunca bundan vazgeçilmesi gündeme geldi. Artık bu yönde adımlar atılmaya başlandı.

Yaşlı insanlarda damar-kas hastalığı olduğu için verilen ilaçlarla kalp hastalığı riskinin görünür hala getirmesi daha kolay olur. Ama bu gençlerde olmayacağı anlamına gelmez. Bu nedenle ‘Hidrosiklorokin’ tedavisinden uzaklaşılmasında yarar var.

Aşı, Covid ve Kalp üçgeni…

Salgın hastalıklarla mücadelenin yolu ‘korunmaktır’. Bugünkü dünya şartlarında insanları birbirinden izole etmek mümkün değildir. Ayrıca; hasta tanısı koyup, ‘tedavi edilerek’ de salgınla başa çıkılamaz. (Solunum yolu ile çok hızlı yayılıp, bulaştığı için sürecin önüne tedavi ile geçilemez). Tedavi ayağı olmalı ama bu hastalıkla mücadelede bulaşma zincirini kırmak ŞART. Bu aşamada aşı ve aşılanma çok önemlidir. Aşı ne kadar koruyucu olacak, koruyuculuğu ne kadar sürecek bunları da zamanla öğreneceğiz. Aşının içindeki birtakım maddeler -her ilaçtaki gibi- zararlı olabilir. Yan etkilerinin ne olacağı yıllar içinde tespit edilecektir. Kızamık aşısında da yıllar sonra beyinde birtakım hasarlara yol açtığı yönünde çok az sayıda bilgiler yayınlandı. Bilim sürekli gelişim halinde sürekli araştırmalar yapılıyor, yeni sonuç çıkıyor; dün yanlış bilinen bugünün doğrusu olabiliyor.

Virüsü bilim dünyası tanımıyor, her bireyde neredeyse farklı tabloya neden oluyor. Yüzde 95 kişi ayakta atlatırken, ‘Gençleri etkilemiyor’ kanısı yanlış çıkıyor altta bir sebep yokken genç insan hayatını kaybediyor, ‘şeker ya da KOAH olan kişiler de görülür’ derken sağlıklı kişiler de hastalanıyor ve çok ağır seyredebiliyor. Yoğunluğa bakıldığında yaşlı kişiler ve aşırı virüs yükü alan kişiler olarak tablo oluşturuluyor.

Toplumsal bağışıklık hangi bedel ödenerek sağlanacak? Toplumsal bağışıklığı aşı ile desteklemek gerekir. Aşılanma ile toplumsal maddi-manevi maliyet düşürülür. Solunum yoluyla bulaştığı için ev de bile karşılıklı konuşurken solunum partiküllerinin ulaşamayacağı mesafede oturmaya dikkat edilmeli. Sevgimizi bir süre sarılarak değil sözlerimizle belirtelim. Belirtileri beklemeden test yapılmalı ki kişinin taşıyıcı olup etrafa yayması önlenmelidir. Kapalı ortamda uzun süre kalmak riski arttırıyor. Şu anki en etkili tedavi; toplumsal yaşamda mutlaka maske takılmasıdır. Temiz olalım ama temizlik hastalığına kapılmayalım. Korkunun getirdiği abartılı davranışlardan kaçınalım.

Ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert

Schaltfläche "Zurück zum Anfang"