Tüm dünyada COVID-19 ile yoğun mücadele sürerken, aşı çalışmaları-uygulamaları başlamışken, insanlar “Eski normale” dönüş düşüncesindeyken mutant virüslerin ortaya çıkışı gelecek endişelerini artırdı. Ülkemizde de çoğu İngiltere mutantı olmak üzere 70’den fazla şehrimize yayıldı. Özellikle Güney Afrika ve Brezilya mutasyonlarında özel bir aminoasit değişikliği nedeniyle hastalığın şiddetinin yüksek olabileceği, hastane ve yoğun bakıma ihtiyacın artabileceği, aşıların oluşturacağı bağışıklığın daha zayıf olacağı düşünülmektedir.
Dr. Orhan Altıntaş
Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı
Her hücrede canlının genetik bilgisini içeren-yaşamsal olayları yöneten sarmal şekilde sıralanmış amino asitlerden oluşan DNA-RNA olarak adlandırılan yapılar vardır.
Mutasyon bir organizmanın genetik yapısındaki RNA-DNA dizilimlerinde meydana gelen kalıcı değişikliklerdir. Mutasyona uğramış organizma mutant ya da varyant olarak adlandırılır. Genetik yapının küçük parçalarında yaşanan bu değişim üretilen protein, enzim hatta canlının fiziksel yapısını değiştirebilir, yeni türler ortaya çıkarabilir. Virüslerin genetik yapılarında diğer mikroorganizmalardan daha kısa süre ve daha sık olarak mutasyonlar oluşmaktadır. Bu mutasyonlar genellikle virüslerin hücrelere girerken tutunmak için kullandığı çıkıntılı proteinlerindeki (spike protein= başak protein) değişimlerdir.
Korona RNA virüsü olduğu için sık mutasyona uğrar…
Virüsler canlı hücrelere girerek orada aşırı çoğalır. Kısa süre içinde milyonlarca hatta milyarlarca yeni nesil virüs oluşurken doğal olarak genetik düzeyde hatalı çoğalmalar sonucu bazı değişmeler meydana gelir. Ortamdaki bazı maddeler mutasyonların oranını daha da artırabilir. RNA virüslerinde DNA virüslerine oranla çok daha fazla mutasyon meydana gelir. Korona bir RNA virüsüdür bu nedenle daha sık mutasyona uğrar.
Mutasyonların bazıları basit değişikliklerdir. Genetik yapıda oluşan bu basit değişikliklerin tamiratı birkaç jenerasyon içinde kolayca tamir edilebilmektedir. Buna karşın daha ileri değişimler, genetik materyallerde önemli bozukluklara, orijinal virüslere oranla farklı özellikte mutant virüslerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu mutasyonlar nükleik asitlerin temel niteliğinde oluşan köklü ve tamiri yapılamayan değişikliklerden kaynaklanmaktadır.
Bazen bu şekildeki genetik mutasyonlar sonucu oluşan defektif virüslerin üremeleri durur ve giderek yok olur bazen de aşırı üreyen, yerleştikleri konak hücre ve organlara aşırı zarar veren hale gelebilir. Yerleştikleri canlıların ölümlerine neden olabilir. Antiviral ilaç ve aşılara karşı dirençli hale gelebilir.
Dünyayı endişelendiren ‘’Mutant Koronavirüsler’’
Virüslerin sıklıkla mutasyon geçirmeleri virolog ve bilim dünyası için normal, beklenen bir durumdur. Virüs her hücreye girip çoğalmaya başlamasında defalarca değişimlere uğramaktadır. Ancak bunların çok büyük kısmı virüs özelliklerini değiştirmemekte ve yeniden normale dönmektedir. Virüs yapısını, bulaşıcılığını ve ağır hastalık yapma riskini artıracak değişikler kalıcı mutasyon olasılığı pandemiyi ciddi olarak artırabilir.
İngiltere mutantı
İlk kez 21 Eylül günü İngiltere’nin güneyinde mutant virüs tespit edildi. Kasım ortasında gelindiğinde o bölgede vakaların yüzde 28’inde, 9 Aralık günü ise yüzde 62’sinde bu varyant saptandı.
İngiltere’de London College Üniversitesi tarafından 19 Aralık’ta yapılan açıklama ile mutant virüste insan hücrelerinde tutunduğu başak proteini de dahil olmak üzere 17 genetik değişiklik meydana geldiği, akciğer, arter, kalp, böbrek ve bağırsakların dış yüzeyinde bulunan ACE2 reseptörlerine daha kolay bağlanıp hücreye girebildiği açıklandı. Bu virüs partiküllerini içeren havanın solunması durumunda özellikle solunum yolları ve akciğerlerdeki hücrelere girerek onları adeta virüs fabrikalarına dönüştürdüğü, kişilerin virüs yükünü artırarak bulaşma olasılığını çok daha artırdığı ortaya konuldu.
Orijinal virüs tiplerinin bulaştığı biriyle temas halindeki her 100 kişiden yaklaşık 11’ine virüs bulaşırken mutant virüs ile oran her 100 kişiden 16 olduğu belirlendi.
Şimdilik yapılan gözlemlere göre bu mutant virüsün şiddetli bir hastalığa neden olmamasına, hastaneye yatış veya ölüm oranlarında belirleyici bir artış yaşanmamasına rağmen bulaşıcılığının fazla olması pandeminin etkisi ve yaygınlığını daha da artıracağı bilinmektedir.
Güney Afrika mutantı
Güney Afrika’da belirlenen mutant virüsün protein yapısında İngiltere mutantından çok daha fazla fiziksel değişiklik meydana geldiği belirlendi. Oluşan değişiklik, korona virüsün hücrelere bağlanmak için kullandığı başak proteinin önemli bir bölümünü etkilediği için diğer mutantlardan daha tehlikeli olabileceği ve aşıların etkisini azaltacak bir değişim olduğu düşünülmektedir.
Brezilya mutantı
Korona virüsün Brezilya’da iki mutasyonu tespit edildi. Manaus kentinde yapılan bir araştırmada örneklerin yüzde 42’sinde bu mutasyonlar tespit edildi. Japonya’da Brezilya’dan gelen 4 kişide aynı varyanta rastlandı. Bu mutant virüsün bulaşıcılıkta artışa ve Covid-19 geçirenleri tekrar hastalanmalarına yol açtığı görülünce endişeler arttı.
Güney Afrika ve Brezilya mutasyonlarında özel bir aminoasit değişikliği nedeniyle hastalığın şiddetinin oldukça yüksek olabileceği ve önümüzdeki süreçte hastaneye, yoğun bakıma ihtiyaç duyma oranları artabileceği düşünülmektedir.
California, Almanya, Nijerya mutantları
California eyaletinde yeni bir mutasyon belirlenmiş ancak henüz bu mutasyonun hastalık risklerini ne ölçüde artırdığı araştırılmaktadır.
Almanya Bavyera eyaletinde 35 hastanede belirlenen yeni bir mutasyonun İngiltere, Güney Afrika, Brezilya’daki yeni türlerden farklı olduğu ancak bu mutasyonun önemli olup olmayacağı, virüsün önceki varyantlarından daha bulaşıcı olup olmadığı incelenmektedir.
Nijerya’da tespit edilen mutant virüsün İngiltere ve Güney Afrika mutantlarından farklı olduğu, onlar kadar bulaşıcı olmadığı düşünülmektedir.
İngiltere’nin mutasyonu ilk olarak tespit etmesi güçlü viral izleme programı uyguladığı içindir. Tüm vakaların yüzde 10’unun genetik dizilerini analiz etmekte ve herhangi bir değişikliği tespit edebilmektedir. Tüm ülkelerde benzer program uygulamaları ve mutasyona yönelik araştırmalar arttıkça çok sayıda yeni mutasyonlar belirlenecektir. Bu durum hem aşı hem de tedbirlerle ilgili daha doğru kararlar verilmesinin önünü açacaktır.
Mutasyon aşıları nasıl etkiler?
Koronavirüsün İngiltere’de mutasyona uğradığının ve yüzde 50-70 oranında daha hızlı yayıldığının açıklanması tüm dünyada merak, endişe ve tedirginlik yarattı. Mutant virüsün hastalığın kliniğini, şiddetini, risk gruplarını ve aşıları ne ölçüde etkileyeceğini tam olarak şimdilik bilemiyoruz. Özellikle Güney Afrika ve Brezilya mutasyonlarında özel bir aminoasit değişikliği nedeniyle aşıların oluşturacağı bağışıklığın daha zayıf olacağı düşünülmektedir.
Mevcut aşıların virüse karşı etkinliğinin ne kadar azalacağı ve bunu önlemek için neler yapılacağı hem bilim adamları hem de ülke yöneticilerinin en çok ilgilendiği konu haline gelmiştir.
Tüm aşıların içindeki antijenler Wuhan virüsünden elde edilmiştir. Aşı ile vücutta oluşan antikorlar da bu virüse özeldir. Halen uygulanan bu aşıların mevcut mutasyonlardan çok etkilenmeyeceği yönündeki bilgiler daha yoğundur. Yine de devam eden mutasyonların birikmesi ile aşıların giderek daha az etkili hale gelebileceği düşünülmektedir. Bu sorun aşı geliştiricilerini aşıların virüsün yeni sürümlerine karşı uyarlama ve üretmeye zorlayacaktır.
İnaktive virüs aşısı tüm viral protein setini içerdiği için daha geniş antikor yanıtı üretebilir. Hem bilinen bir teknoloji olması hem de antikor yanıtını artıran farklı viral proteinleri de içermesi nedeniyle bu tip aşıların mutasyonlardan daha az etkilenen aşı gurubu olduğu söylenebilir.
mRNA aşılarının mutant virüslere etkisinin daha az olabileceği düşünülmekle birlikte, yeni oluşan virüse karşı yeniden hazırlanması ve üretimi kolaydır.
Yeni tip koronavirüse karşı kullanılan onlarca aşı yanında yüzlerce aşı çalışması da halen sürmektedir. Mutasyonlar bu çalışmaları biraz yavaşlatmakla birlikte mutant virüslere karşıda aşı geliştirilmesi gelecek açısından önemlidir.
Virologlar mutasyona uğramış olsa dahi aşıda yapılan ufak değişikliklerle her sene yenilenen lisanslarla üretilip kullanılabileceğini belirtmektedir.
Mutant virüslerde alınması gereken önlemler
- Doğru maske kullanımı, fiziksel mesafe, el hijyeni kurallarına uyum, kapalı alanda 15 dakikadan fazla çok kişiyle bulunmama, gereksiz seyahatleri erteleme gibi halk sağlığı önlemlerine uyum her zamankinden daha önemlidir.
- Ülkeye girişte test uygulaması özellikle riskli ülkelerden girişleri takiben ek olarak karantina, test tekrarı ve negatiflik aranması.
- Şehirlerarası ulaşımın özellikle varyant saptanan iller için zorunlu haller dışında kısıtlanması veya sıkı takibi, olası değişikliklerin erken fark edilebilmesini sağlayacak sistemlerin kurulması.
- Toplumda aşı ve bağışıklık oranlarının henüz yeterli düzeyde olmamasından ötürü uygulanmaktaki kısıtlama tedbirlerinin gevşetilmesi konusunda son derece temkinli olunması.
- Mevcut laboratuvar ve test kapasitelerinin güçlendirilmesi, mutantların daha yoğun araştırılması için gereksinimlere uygun hale getirilmesi.
Unutulmaması gereken durum; bu pandemide yeni mutant virüslerin ortaya çıkması aşı yapılıp yapılmadığına veya hastalığı geçirip geçirmediğine bakılmaksızın hepimizin temizlik, fiziksel mesafe ve maske gibi halk sağlığı önlemlerini almasını çok daha önemli ve hayatidir.
Yaşadığımız pandemi en azından ulusal ve uluslararası salgın hastalık sistemini tüm bileşenleri ile yeniden kurgulamak gerektiğini göstermiştir. Daha sonra olabilecek pandemilerle baş edebilmek için yetişmiş insan, altyapı ve araştırma-geliştirme imkânlarının artırılması, daha hızlı-etkin olmak için toplumun ve sağlık sisteminin örgütlenmesi zorunluluk haline gelmiştir.