Sağlık1Türkçe-2

Karaciğer yağlanmasına dikkat!

Türkiye’de her dört kişiden birinde görülen karaciğer yağlanması, fonksiyonel veya yapısal bozukluklar ortaya çıkarabiliyor. Karaciğer harabiyetine kadar varabilen sonuçlara yol açması nedeniyle ciddiye alınması ve tedavi edilmesi gereken bir sorun olan karaciğer yağlanmasınadair merak edilenleri bir araya getirdik.

ELİF CEREN ÇINGI

Genellikle fazla kilolu veya alkol kullanan kişilerde görülen karaciğer yağlanması, karaciğerde yağ birikmesi durumunu ifade ediyor. Çoğu vakada belirti göstermeyen karaciğer yağlanması; kilonun ve alkol kullanımının etkisiyle yorgunluk, hâlsizlik, terleme, nefes darlığı, ciltte kızarma, kaşıntı ve karnın üst kısmında dolgunluk hissi gibi semptomlara yol açabiliyor. Karaciğer yağlanması tedavisinde kilo vermek, sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak, kolesterolü ve kan şekerini kontrol altına almak büyük önem taşıyor. Tedavi edilmeyen karaciğer yağlanması; hepatit, siroz, karaciğer kanseri, kalp krizi, damar tıkanıklığı ve felç riskinin artmasına neden oluyor.

KARACİĞER YAĞLANMASININ NEDENLERİ

Karaciğer, vücutta yağ metabolizmasında önemli görevlere sahip olan bir organ. Çalışma düzeni ve enzim dengeleri çeşitli nedenlere bağlı olarak bozulduğunda karaciğer yağlanmaya ve büyümeye başlıyor. Bu durumun gelişmesinde rol oynayan pek çok etken bulunuyor. Bunların başında sağlıksız beslenme yer alıyor. Gün içerisinde tüketilen besin türleri, günlük alınan yağ miktarı, öğün aralıkları ve yapılan öğünler ile uyku vakitleri arasındaki süreler gibi beslenmeye ilişkin pek çok faktör sağlıklı ve dengeli bir şekilde ayarlanmadığında karaciğer yağlanmasının gelişme ihtimali yükseliyor. Bunun haricinde karaciğer yağlanmasının oluşumunda risk faktörü olan etkenler şöyle sıralanıyor: Obezite, alkol ve sigara kullanımı, hızlı kilo alıp verme, sürekli kullanılan bazı ilaçlar, hareketsiz ve düzensiz yaşam tarzı, yüksek kolesterol, insülin direnci ve diyabet hastalığı, toksin içeriği yüksek olan besinlerin tüketimi ve gebelik.

Araştırmalar karaciğer yağlanmasının görülme sıklığının kadın ve erkeklerde hemen hemen aynı olduğunu gösteriyor; ancak orta yaş ve üzerindeki kişilerde bu hastalığa yakalanma olasılığı gençlere oranla çok daha yüksek. Yetişkin bireylerin yaklaşık yüzde 30’unda görülen karaciğer yağlanması, her 10 kişiden birinde karaciğerde enzimatik dengenin bozulmasına bağlı olarak ortaya çıkıyor.

TEDAVİDE İZLENEN YOLLAR
Basit karaciğer yağlanması olduğu düşünülen hastalarda, tanı veya ön tanı koyulduktan sonra, ideal kilonun üzerinde ya da obezite seviyesinde olan hastaların öncelikli olarak bir diyetisyene yönlendirilerek diyete başlatılması ve bu kişilerin düzenli olarak egzersiz yapması öneriliyor. Diyabet hastalarında oral diyabet önleyici ilaçlar ve gerekli ise insülin uygulamaları ile kan şekeri regülasyonu sağlanıyor ve düzenli takip ediliyor. Hiperlipidemisi bulunan hastalarda kan lipidlerini dengelemeye yardımcı ilaçların kullanımı gerekebiliyor. Bu tedaviye uyum sağlayan hastalarda basit karaciğer yağlanması kolaylıkla tedavi edilebiliyor. Altı ay süresince bu şekilde uygulanacak olan tedavi sürecinin ardından karaciğer enzimlerindeki yüksekliği devam eden hastalara, karaciğer biyopsisi uygulanması ve hastalığın evresi, karaciğerde yol açtığı hasar düzeyi konusunda gerekli araştırmaların yapılması öneriliyor. Birinci evre yağlanmanın geri dönüştürülebilmesi daha kolay iken, fibrozis ve siroz gelişmiş karaciğerde yağlanmanın geri dönüştürülebilmesi çok uzun yıllar gerektirebiliyor. Bu hastalarda hekim tarafından önerilecek olan tedavi planına ek olarak düzenli egzersiz, diyet ve kan şekeri kontrolüne yaşam boyunca özen gösterilmesi gerekiyor. Ayrıca evresi ne olursa olsun karaciğer yağlanması olan hastaların sigara ve alkol kullanımından tamamen kaçınması gerekiyor.

Karaciğer, vücudumuzda önemli görevlere sahip ve hayati fonksiyonların yerine getirilmesinden sorumlu olan bir organ olduğundan karaciğer sağlığının korunması yaşam süresi ve kalitesi açısından büyük önem taşıyor. Yaş grubuna göre üç veya altı ayda bir yaptırılması gereken rutin kan testlerini ihmal etmemek karaciğer sağlığı hakkında bilgi sahibi olunması açısından gerekli. Kişinin karaciğer yağlanması tanısı alması durumunda bir sağlık kuruluşuna başvurarak hastalığına ilişkin detaylı muayeneden geçmesi, yağlanmanın düzeyine göre hekim tarafından önerilecek olan tedavi planına uyarak karaciğer sağlığını iyileştirmesi ve koruması önem taşıyor.

KARACİĞER YAĞLANMASININ EVRELERİ

1. evre: Karaciğerde yağlanma başlangıcı olarak da adlandırılabilir. Karaciğerde normalden daha fazla yağ birikmiştir ancak yağlanma karaciğerde hasar bırakacak seviyede değildir.

2. evre: Karaciğer yağlanmasında ikinci evreye “Alkole Bağlı Olmayan Steatohepatit” de denilebilir. Karaciğerdeki yağlanmaya bağlı olarak organda hasar oluşumu başlayabilir.

3. evre: Bu evrede karaciğer yağlanması ilerlemiştir ve karaciğer dokuları sertleşerek bağ dokulara dönüşmeye başlar. Organda hasar başlamıştır.

4. evre: Bu evre karaciğer yağlanmasının son evresidir. Siroz da denilebilir.

KARACİĞER YAĞLANMASININ BELİRTİLERİ

Karaciğer yağlanması çoğu vakada belirti göstermeden seyredebiliyor. Olası belirtiler ise şöyle sıralanıyor:

• Yorgunluk

• Hâlsizlik

• Terleme

• Efor kapasitesinde azalma

• Nefes darlığı

• Ciltte kızarma

• Kaşıntı

• Karnın sağ üst kısmında dolgunluk hissi

Ähnliche Artikel

Schaltfläche "Zurück zum Anfang"