KÜLTÜR SANAT AĞUSTOS 2022
YAŞAMIN RENKLERİ
SELMA BALKAYA
SİNEMA
KEHANET
OYN: Fatih Hasanoğlu, Halil Kumova
Halil Fatih ve Muhammed, paranormal aktiviteleri araştıran iki gençtir. Bir gece ikisinin de evine gönderini bilinmeyen gizemli bir kutu gelir. İp uçlarını takip eden Fatih ve Muhammed’in yolları eski bir sahafta kesişir. Yaşlı sahafın elinde bulunan kadim kitaba göre Fatih ve Muhammed dünyadaki kötülüğü durdurmak için seçilmiştlerdir. Görevleri ise üç büyük dinde de anlatılan ‘Ahit Sandığı’nı bulmaktır.
THİRTEEN LİVES
OYN: William Nicholson, Don Macpherson
ayland’da sel felaketi sonrası bir grup genç erkek ve onların futbol koçlarının sular altında kalan bir yeraltı mağarasında mahsur kalır. Gerçek hikayeden uyarlanan film, bu kaza etrafındaki kurtarma görevine odaklanıyor.
THE AFFAİR
OYN: Jeffrey Reiner, Sarah Treem
Kadın erkek ilişkilerini iki tarafın da perspektifinden bakmaya odaklanan dizi, Alisone ve Noah adındaki iki insan üzerinden hem evlilik meselesini hem de ikili ilişkilerin varoluşçu sorunlarını ön plana almayı hedefliyor. Cole ile evli olan Allison, bir trajedinin ardından evliliğindeki ve hayatındaki parçaları birleştirmeye çalışan genç ve güzel bir garsondur. New York’ta hem yazarlık hem de öğretmenlik yapan Noah’ın ise mutlu bir evliliği vardır. Eşinin babasının Long Island’daki malikanesinde tatil yapan Noah, burada Alison ile tanışır.
SUİKAST TRENİ
OYN:Brad Pitt, Sandra Bullock
Brad Pitt, kontrolden çıkan bir takım olayların ardından, işini barışçıl bir şekilde yapmak isteyen, şanssız suikastçı Uğur Böceği olarak karşımızda.
Ama kaderin onun için başka planları vardır, çünkü Uğur Böceği’nin son görevi onu dünyanın dört bir yanından ölümcül düşmanlarla dünyanın en hızlı treninde bir çarpışma rotasına girdiğinde, şimdi trenden sağ çıkmanın bir yolunu bulması gerekmektedir.
KİTAP ÇÖKÜŞTEN ZAFERE LOZAN – ONUR ÖYMEN
Bu kitapta, Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemeden çöküşüne kadar geçen süre içinde iç sorunlar ve yönetim zaafları nedeniyle nasıl çağının gerisinde kaldığı, aynı dönemde büyük devletlerin hangi baskılara, entrikalara ve tertiplere giriştikleri, devletin iç işlerini nasıl yönlendirmek istedikleri örnekleriyle anlatılıyor.
Emperyalizme karşı yürütülen Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı zaferle sonuçlandıran Atatürk, İnönü ve arkadaşlarının Lozan’da Dünya Savaşı’nın galiplerine karşı Türkiye’nin egemenliğini ve eşitliğini kabul ettirmek ve Misak-ı Milli’de çizilen hedeflere ulaşmak için ne büyük bir mücadele verdikleri ve Lozan Barış Antlaşması’yla nasıl başarıya ulaştıkları belgelerle gözler önüne seriliyor.
ZAMANIN KAPILARI – AYŞE ÖVÜR
Yazılım dünyasının dâhi ismi Sinan, gizemli bir kitabın yazarıdır. Sinan’ın herkesten sakladığı kapalı yaşamı, Nevra’yla tanışınca değişir. Ünlü bir politikacının kızı olan Nevra’nın da kendine ait sırları vardır. Arkadaşlıkları ilerledikçe açtıkları her kapının ardında beklenmedik, sarsıcı olaylarla karşılaşırlar. Yıllar önce işlenmiş cinayetlerin öznesi olduklarını anladıklarında ise artık tüm kimliklerinden sıyrılıp bambaşka insanlar olurlar.
HENDEK – HERMAN KOCH
Amsterdam Belediye Başkanı Robert Walter yeni yıl resepsiyonunda karısının, belediye encümenlerinden biriyle konuşurken kahkahalarla başını arkaya attığını görünce kendisini aldattığından şüphelenir.
Kısa süre sonra bir gazeteci, Vietnam Savaşı’nı protesto eden üç eylemcinin bir toplum polisini dövdüğünü gösteren bir fotoğrafla belediye başkanının karşısına çıkar ve bu eylemcilerden birinin kendisi olduğunu iddia eder. Tam da o sıralarda, Robert’in 94 yaşındaki babası oğluna, kendisinin ve annesinin kötüleşen sağlık durumlarıyla onu uğraştırmak istemediklerini, bu nedenle hayatlarına onurlu bir biçimde son vereceklerini söyler.
KAZI – ORHAN DURU
Kitaba adını veren büyük öykü “Kazı”da yazar hüzünlü bir ruh haliyle geçmiş zamanın izini sürüyor; çocukluk ve okul yıllarının zaman ve mekânlarında yürüttüğü kazılardan çıkan yaşantıları öyküleştiriyor. Öbür öykülerdeyse günlük yaşamın düşlerle sarmalanmış parçaları büyük bir ustalıkla kristalize ediliyor. “Büyük kentler iyi gelmiyor bana. Oralarda düşlerimi de yitiriyorum. Karanlık sokaklarda geziyorum, çöplükler arasında dolaşıyorum, kirli ve zehirli hava kokluyorum, yorgunluktan ölü gibi gelip yatıyorum ve sabah hiç düş görmemiş gibi uyanıyorum. Belki görüyorum ama anımsamıyorum. Anımsama düşün bir parçası. Bir düşü anımsamıyorsam neye yarar?”
BAY CADMUS – PETER ACKROYD
İngiliz kasabası Küçük Camborne’da, birbirine yakın evlerde yaşayan Bayan Finch ve Bayan Swallow geçmişteki suçlarını, pişmanlıklarını geride bırakmış, sakin bir hayat sürmektedir. Bir gün evlerinin arasındaki boş eve Theodore Cadmus adında, kimsenin bilmediği Akdeniz adasından gelen bir yabancı taşınır. Ve kendilerini güvende hissettikleri rutin hayatları yavaş yavaş bozulur.