Türkçe

İslam bir dindir! IGGÖ ise bir kurum!

İnanç özgürlüğü her ülkenin hassasiyetle yaklaşması gereken bir konu iken son zamanlarda siyasi malzeme olarak kullanılması ve bu yanlış politikalara karşı sağduyu ile çözüm üretecek kurumların olmaması bütün toplum huzuru için tehlike oluşturmaktadır.

Yarıyıl karnelerini Şubat ayında alan öğrenci aileleri rahatsızlık verici bir ibare ile karşılaştılar. Karnelerin din hanesinde “İslam” ifadesi yerine “IGGÖ” ifadesi yer alıyordu. Müslüman toplumu içinde bir hayli reaksiyon alan bu uygulamaya dair hem Milli Eğitim Bakanlığı hem de IGGÖ yetkililerine sorular sorduk. Konunun muhatabı resmî kurumlarla görüşmelerimizde aşağıdaki cevapları aldık.

1. İslam Yasası 6 madde 1 fıkrada belirtildiği üzere “Dini topluluklar, adlarını ve adlarının kısaltmasını belirleme hakkına sahiptirler, dini topluluk bu ad ile açık bir şekilde tanınabilmeli ve diğer kilise ya da dini topluluklarla (…….) karıştırılma ihtimali söz konusu olmamalıdır”. “Avusturya İslam İnancı Topluluğu” da tüzüğünde (IGGÖ Tüzüğü) bahsi geçen adı ve kısaltmayı kendi seçmiştir.

2015 yılı İslam Yasası 6 Madde açıklamasına göre: Genel bir terime atıfta bulunduklarından “İslam cemaati”, “İslam topluluğu” ya da “İslami” vb. tanımlamaları yetersizdir. Anayasa Mahkemesi B 1214/09 kararından beri İslam’ın tüm kollarını temsil eden genel bir tanım bulunmamaktadır.“

Burada İslam’ın temel felsefesine de aykırı bir durum bulunmaktadır.  Kurum inanç konusunu İslam’ı tanımadan, kendi alıştıkları sisteme göre değerlendirmiş ve sadece “İslam” kelimesini yetersiz bulmuştur. Oysa ki İslam dinine mensup herkes bağımsızdır. Müslümanlar hiçbir camii, cemaat ya da kuruma bağlı olmak zorunda değillerdir. Müslümanları tanımlamak için sadece “İslam” kelimesi bu yüzden gayet yeterlidir.

2. Hukuki dayanak: 2015 İslam Yasası 6 Madde, 39/2015 no.lu resmî gazete, Avusturya Cumhuriyeti Şansölye Makamı 26.2.2016 tarih BKA-KA9.070/0004-Kultusamt/2016 no.lu Kararı 2015 İslam Yasası 6 madde 1 fıkra Z1 bendinde, herhangi bir İslam topluluğunun kendi içinde oluşturduğu tüzükte, gerekli bilgiler arasında topluluğun adının ve kısaltmasının da yer alması gerektiği öngörülür, ayrıca bu adın topluluğu açıkça tanımlaması ve başka kilise, dini topluluk, dernek ya da kurumlarla karıştırılmasının söz konusu olamayacağı belirtilir.

Bu nedenle 5/2007 no.lu genelgenin A ekinin, Avusturya Cumhuriyeti Şansöliye Makamı 26/02/2016 tarihli BKA-KA9.070/0004-Kultusamt/2016 no.lu kararına uygun olacak şekilde, Avusturya İslam İnancı Topluluğunun kısaltması olan “IGGÖ“ eklenerek yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. 5/2007 no.lu genelgenin A ve B ekleri güncel hali ile iletilmektedir.

Müslümanlığı ve İslam dinini tanımlarken kullanılacak olan IGGÖ ibaresinin resmi dayanağı kanunda açıklar bulunmaktadır.

“Hiçbir kuruma, camiye ya da cemaate bağlı olma mecburiyeti bulunmayan Müslümanlar başka hangi dernek ya da topluluklarla karıştırılabilir?” Bütün dünyada ”İslam” ibaresi tek bir anlama gelir ve ayrıca tanımlamalara ihtiyaç duyulmaz. Dolayısıyla herhangi bir karışıklık olması da zaten mümkün değildir.

3. Kollarını açıkça belirtmeyen genel bir din tanımı olduğu için, güncel hukuki düzenlemelerine göre „İslam“ ibaresi tek başına yeterli olmamaktadır. Eğitim, Bilim ve Araştırma Bakanlığı, bu kararı ilk yarıyılın sonundan itibaren, karnelerin doğru bir şekilde düzenlenmesi amacıyla uygulamaya başlamıştır. 5/2007 no.lu genelgenin A eki de yeniden düzenlenerek “İslam” yerine Avusturya Cumhuriyeti Şansölye Makamı 26/02/2016 tarihli BKA-KA9.070/0004-Kultusamt/2016 no.lu kararına uygun olacak şekilde, Avusturya İslam İnancı Topluluğunun kısaltması olan „IGGÖ“ ibaresi eklenmiştir.

Eğitim Bakanlığı, Din İşleri Dairesi’nin kararına uymuştur ve hiçbir şekilde bir dinin ya da dini topluluğun aşağılanmasını amaçlamamaktadır. Kurumumuz pratik bir çözüm önerisine açıktır. Eğitim Bakanı Heinz Faßmann’ın (ÖVP) da kısa süre önce okul karnelerindeki din hanesi için uzlaşma önerisinde bulunmuştur. Daha sonraki görüşmelerde bu durum tekrar ele alınacaktır.

Eğitim bakanlığı gazetemize verdiği yazılı açıklamasında Bakan Heinz Faßmann’ın yaşanan sorunla ilgili uzlaşma önerisinde bulunduğunu ve durumun tekrar ele alınacağını ifade etmiştir.

Bütün bu kaos yaşanırken IGGÖ sorduğumuz sorulara çözümcül öneri ya da cevaplar vermek yerine genel ifadeler kullanmayı tercih etmiş, röportaj teklifimizi de kısaca “Nein (Hayır)” ifadesini kullanarak reddetmiştir.

Bahsi geçen kanun 2016 yılında kesinleşmekle birlikte, 2019 yılında uygulanmaya başlanmıştır. Geçen 3 yıl sürecinde bu kanunu bilen IGGÖ yapıcı bir adım atmamıştır. Şu anda başkan olan Ümit Vural, daha önce de bu kurumun seçim kurulu başkanı idi. İslam yasası çıkarılırken de IGGÖ’de hukuk danışmanı olarak görev yapmıştır.

Bütün bu süre boyunca bu kanuna hakimdi ve daha uygulama aşamasına gelmeden bir şeyler yapılabilirdi. Maalesef her zaman olduğu gibi gerek IGGÖ gerekse diğer cemaatlerde iç çekişmeler ve koltuk kavgaları köklü ve eşitlikçi çözümler üretilmesinin önünde büyük engel teşkil ediyor. Bu şekilde temeli zayıf yapılanmalar daha çok siyasilerin işine yarıyor tabii ki. Bunun yanında aşırı uçlar da bu zafiyetten besleniyor ve güçleniyor. Karnelerdeki ibarenin 3 yıl sonra Ümit Vural başkanlığı dönemine denk gelmesi de ilginç bir tesadüf olmuştur. Avusturya’da Müslüman halkları temsil yetkisi IGGÖ kurumundadır ama üzülerek takip ediyoruz ki kurumun hakla bağlantısı neredeyse hiç yok. Avusturya’daki Türkiye kökenli göçmen nüfusun genel nüfusa oranı ortalama %4 olmasına rağmen birçok resmi kurum Türkçe hizmet vermekte. Buna rağmen temsil ettiği topluluğun yarısı Türkiye kökenli bireylerden oluşan IGGÖ, sayfasında tek dilli hizmet vermektedir.  Basın-yayın organlarında kendisini tanıtmasını ve halkla bağlantısını güçlendirmesini umut ettiğimiz halde bu anlamda da geri kalmış bir kurum. İnanç özgürlüğü her ülkenin hassasiyetle yaklaşması gereken bir konu iken son zamanlarda siyasi malzeme olarak kullanılması ve bu yanlış politikalara karşı sağduyu ile çözüm üretecek kurumların olmaması bütün toplum huzuru için tehlike oluşturmaktadır.

Umarız en kısa zamanda gerek siyasiler gerekse IGGÖ ve diğer kurum ve dernekler toplumu negatif etkileyecek uygulamalara karşı el birliği ile somut çözüm hamlelerinde bulunabilirler.

Yazar: Mustafa Delice

Ähnliche Artikel

Schaltfläche "Zurück zum Anfang"