Uyuz hastalığı soğuk havalarda artıyor
Son birkaç yıldır ülkemizde ve tüm dünyada uyuz vakaları büyük bir artış gösteriyor. Dünyada yılda 300 milyon kişiyi etkileyen, dermatoloji uzmanlarının yoğun mesai yapmasına sebep olan bu deri hastalığı, yüksek bulaşıcılık özelliğiyle dikkat çekiyor. Kış mevsiminde görülme sıklığı belirgin derecede artan bu hastalığı yakından tanıyalım.
D
ünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) ihmal edilen hastalıklar listesine aldığı uyuz, pek çoğumuzun daha ismini duymasıyla bile rahatsız hissettiği, sosyal anlamda kişiyi zor duruma düşüren, tedavi süreci de yorucu ve uzun bir hastalık. Uyuz böceği isimli akarın yol açtığı, ciltte çok yoğun kaşıntı ve döküntüye sebep olan, bulaşıcı özelliği hayli yüksek bu rahatsızlık, özellikle sonbahar ve kış mevsiminde büyük artış gösteriyor. Erken teşhis ve acil tedavinin bulaşıcılık açısından hayli önem taşıdığı uyuz hastalığı her yaş ve cinsiyetten insanda görülebiliyor. Ancak bazı gruplar daha büyük risk altında. Bağışıklık sistemi hassas, zarar görmüş olanlar uyuz hastalığına daha kolay yakalanıp süreci daha ağır yaşayabiliyorlar.
NASIL BULAŞIYOR?
Uyuz, 15 dakika içinde bile bulaşabiliyor! En önemli sebebi hasta kişi ile doğrudan veya yakın temas. Ortak kullanılan yatak, çarşaf, yastık ve havlu gibi kişisel eşyaar, aynı araçta, okulda, iş yerinde bulunmak ya da toplu taşıma araçları gibi kalabalık ve iç içe kalınan yerler hastalığın kısa sürede yayılmasına sebep oluyor. Uyuzun bireysel temizliğe dikkat etmeyen kişilerde daha çok görüldüğüne inanılsa da buna dair kesin bir bulgu yok. Ortak alanlarda çok basit şekilde yayılan hastalık, tedavi edilmediği zaman yoğun kaşıntıyla birlikte ciltte döküntü ve yara oluşumuna sebep oluyor. Bıraktığı yumurtalar ile çoğalmakta olan akarlar, kişinin bedeni haricinde bir iki gün kadar yaşamlarını devam ettiriyorlar. Bundan dolayı bu hastalığın, toplu yaşamın olduğu okul, hastane, kışla, hapishane gibi yerlerde kişiden kişiye bulaşma ihtimali oldukça fazla.
Uyuz böceği isimli akarın yol açtığı, ciltte çok yoğun kaşıntı ve döküntüye sebep olan, bulaşıcı özelliği hayli yüksek bu rahatsızlık, özellikle sonbahar ve kış mevsiminde büyük artış gösteriyor.
GECELERİ ARTAN KAŞINTIYA DİKKAT!
Uyuz böceğinin vücuda yerleşmesiyle başlayan uyuzun en önemli belirtisi özellikle geceleri şiddeti artan yoğun kaşıntı. Uyuzda kaşıntılar daha çok el ve ayak parmakları arası, bilekler, koltuk altı, göbek deliği çevresi, bel, meme ucu ve kasık bölgesi gibi deri kıvrımlarında meydana geliyor. Ayrıca ciltte grimsi beyaz ya da ten rengi kabarık çizgiler, vücuda yayılan sivilce benzeri döküntüler de sıkça görülüyor. Bulaştan sonra belirtilerin ortaya çıkması için geçen süre ortalama üç hafta olduğundan şikâyeti olsun olmasın temas halindeki herkesin tedavi görmesi çok önemli. Aksi takdirde aile bireyleri tekrar tekrar hastalığı birbirlerine bulaştırabiliyorlar. Uyuzun diğer yaygın belirtilerini de şu şekilde sıralanıyor:
•Kıvrımlı bölgelerde sivilce benzeri döküntüler.
•Sıcak banyo ile daha da artan uyuz kaşıntısı.
•Kaşıma sonucu enfekte olan şişlik ve yaralar.
•Genital bölgede içi sıvı dolu lezyonlar oluşması.
•Ciltte kalın kabuklar oluşması.
•Bebek ve çocukların baş, yüz, boyun, avuç içi ve ayak tabanlarında kaşıntı ve kızarıklık.
TEDAVİ GEREKTİĞİ GİBİ UYGULANMIYOR
Uyuz rahatsızlığı teşhisinden sonra ağırlıklı olarak krem ve losyonlardan oluşan bir tedavi uygulanıyor. Bu krem ve losyonlar, kaşıntının yoğunlaştığı gece vakitlerinde boyun bölgesinden aşağı kısma doğru bütün cilde sürülüyor. Bazı vakalarda oral ilaçlar ile birlikte kaşıntı ve öteki belirtileri azaltmak için ilave ilaçlar da önerilebiliyor. İlaçların uzmanın tavsiye ettiği şekilde ve sıklıkta uygulanması tedavi sürecinin faydalı olması için oldukça önemli. Tedavide kullanılan sürme ilaçların vücutta 24 hatta bazılarının 72 saat beklemesi gerekiyor. Önemli bir halk sağlığı sorunu olan uyuz hastalığında tedavinin başarısız olmasının ve hastalığın salgın boyutuna ulaşmasının en önemli nedenlerinden biri olarak tedavinin gerektiği gibi uygulanmaması görülüyor. Bu nedenle uyuz tedavisinde anahtar kelimeler sabır ve disiplin. Tedavi süreciyle birlikte hastanın cildine temas eden her şey (kıyafet, aksesuar, çorap, yastık-yorgan kılıfları, havlu, ayakkabı gibi) plastik bir torbanın içinde üç gün saklanmalı (akarlar insan vücudu dışında sadece üç gün yaşayabilir) ya da en az 60 derece sıcaklıkta yıkanıp, sıcak programda kurutularak akarların ölmesi sağlanmalı. Uyuz akarları insan derisinde bir ila iki ay yaşayabilseler de dış ortamda iki üç günden fazla hayatta kalamıyorlar. Yıkanamayan ya da kuru temizlenemeyen eşyalar ise en az 72 saat herhangi bir vücut temasından uzaklaştırılarak parazitten arındırılabiliyor.
EVCİL HAYVANDAN GEÇİYOR MU?
Uyuz hastalığının yaygınlaşması evcil hayvanlar ve uyuz bulaşıcılığı konusunda kafaların karışmasına sebep oldu. Ancak hayvandan insana uyuz bulaşmadığı kesinleşmiş durumda. Çünkü hayvanlar, insan vücudunda hayatta kalamayan veya üreyemeyen farklı bir uyuz akarı ile enfekte oluyorlar. Uyuz olan bir hayvanın bir insanla yakın teması varsa, akar o kişinin deri altına girebiliyor, ancak insan vücudunda sadece geçici kaşıntıya ve cilt tahrişine neden oluyor ve uygun yaşam ortamı bulamadığından birkaç gün içinde ölüyor. Bu durumda kişinin tedavi edilmesine gerek olmasa da hayvanın tedavi edilmesi gerekiyor.