SANAT DÜNYASI’NDA COVİD’İN YANSIMALARI
Bu ay sizlere Tele 1’deki programıma katılan Covid 19 Bilim Kurulu Üyesi sayın Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’ın ve ünlü ses sanatçılarımız sayın Sevcan Orhan ve sayın Ahmet Selçuk İlkan’ın programımda yapmış oldukları açıklamaları yorumsuz bir şekilde aktarmak ve değerlendirmeyi siz Brücke okurlarına bırakmak istiyorum.
HALK MÜZİĞİ SANATÇISI SEVCAN ORHAN İSYAN ETTİ:
“Muhatap alınmak istiyoruz! Sektör nerdeyse 1 yıldır çalışmıyor. Dişimizi sıkmanın sonuna geldik. Müzisyenler günlük kazandığı paralarla hayatını devam ettiren kimselerdir. Yokluktan intihar edip ölüyorlar. 3 ayda 1000TL şartları tutanlara para vermekle bu iş olur mu? Yaşam söz konusu, hayatın devamlılığı söz konusu. Müzisyenlere ait örgütler de maalesef bu dönemde ihtiyaç sahiplerine bir şey yapamadı ya da muhatap alınmadı”.
İNSANLAR YOKSUKLUKLA DEĞİL ARTIK AÇLIKLA MÜCADELE EDİYOR
Sendikalaşma bireysel korumadır. Mutlaka sendikalaşmalıyız. Bu bizim sorunumuz bunu biz çözmeliyiz ama enstrümanı satıp intihar ediyor insanlar. Artık yoksullukla değil açlıkla mücadele ediyor. Bizler duygularıyla işini yapan insanlarız. İnsan tatlı canından vazgeçer mi?
DEVLET GEREKİRSE ARABULUCU OLMALI
Çifte standart var. Otellere bakıyorsunuz insanlar tıklım tıklım, kalabalıkları görünce biz niye çalışmıyoruz diyoruz. Mekanların kapısı kilitli. Çoluğu, çocuğu, kredisi Olan var. Kirasını nasıl ödesinler. Devlet en azından mülk sahipleriyle, bankalarla araya girip çözüm bulmalı.
AHMET SELÇUK İLKAN: BU ŞİİRLERLE İSYAN ETTİ
Ayrılıkların şairi olarak bilinen sayısız şarkının söz yazarı Ahmet Selçuk İlkan ise: “Çok hazin bir ortamda müzik emekçileri, derin bir yara oldu. Hangi pencereden baksan müzik emekçilerinin çığlıklarını feryatlarını duyuyorum.
İş değil göklerdeki yıldızları saymak
Yaşamak zorlaştı artık bu yerde
Ekmek para, su para, aş para
Ben yalnızlığımı satıyorum
Yok mu alan?
Bedava…
Bedava sadece nefes alarak nasıl yaşanır. İntiharlara şahit oluyoruz. Kültür Bakanımız küçük de olsa bir müjdeli haber verdi ama bu yaraya merhem değil ancak pansuman olur.
ÇÖZÜME ODAKLANMALIYIZ
Dünyada en çok festival yapan ülkeyiz. Yılda 10 binin üzerinde festival yapılıyor ülkemizde bakın maçlar oynanıyor biz de bu festivalleri digital ortamda, sosyal medyada yapabiliriz. O bölgenin yöresel sanatçıları çalar, söyler, maddi manevi fayda sağlar.
“HAYAT DAMARLARIMIZDAN BİRİ KOPTU”
Atatürk haykırmıştı “Sanatsız kalanbir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Gerçekten hayat damarlarımızdan biri koptu. Biz kederimizde de neşemizde de şarkısız, türküsüz, ağıtsız yapamayız. En azından televizyonlarda, digital platformlarda beste yarışmaları, ses yarışmaları yapılabilir. Yarışanlar kazansın, jüri değil. Yeni sesler, yeni şarkılar ve topluma moral veren programlar ortaya çıkar. Hem de müzik emekçileri bu durumda olmaz.
İNSAN İŞİ
Yıllar var ki her ihanet
İnsan işi, insan işi
Şu gördüğün her rezalet
İnsan işi, insan işi
Ne bir talih nede kader
Bu gerçek ölümden beter
Sırtına yediğin hançer
İnsan işi, insan işi
Yazık insanlığa yazık
Ta ezelden fikri bozuk
Durmadan yediğin kazık
İnsan işi, insan işi
Şu patlayan bomba, silah
Anaları kahreden ah
Bunca eyvah bunca günah
İnsan işi, insan işi
Bu gerçekler yalan değil
Tanrılardan kalan değil
Bunu yapan hayvan değil
İnsan işi, insan işi
Hadi gel de sen de bağır
Vefaya vicdana çağır
Çürüyorsak ağır ağır
İnsan işi, insan işi
Bu savaşlar kanlar niye?
Öldürülen canlar niye?
Bu vahşeti sorma niye
İnsan işi, insan işi
Kaybolmuşsa şeref onur
Kalmamışsa saygı gurur
Dünya böyle zindan olur
İnsan işi, insan işi…
“Bilim Kurulu Kitlesel Aşılamayla Pandemi Aşılamasını Karıştırıyor!
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: Covid Bilim Kurulu’ndaki arkadaşlarla bir anlaşmazlığımız var. Bakanda beni 2-3 kez aradı. Onlar kitlesel aşılamayla pandemi aşılamasını karıştırıyorlar. Pandemi aşılamasında başladıktan sonra en kısa sürede aşılamayı bitirebilmek önemli. Antibiyotik – bakteri ilişkisi gibi, antibiyotik bakteriyi öldürmezse, bakteri mutlaka direnç geliştirir. Virüslerde de durum böyle. “ Covid’de öyle kötü tablolar gördüm ki %10 faydası olan bir aşı dahi olsa yaptıracaktım. İlk gün aşı olanlardan biriyim” diye sözlerine başlayan Ceyhan “Görünen o ki, inaktif aşı olacağız, başka bir aşı beklemeyin, sıranız gelince hemen aşınızı olun” tavsiyesinde bulundu. Sağlık Bakanlığı yetkilileri ‘Günde 1.5 milyon aşı yaparız’ dediklerinde bunun mümkün olamayacağını biz biliyorduk. Çünkü yıllardır çocuklarda aşı takvimi uyguluyoruz. Bağlantıları yapılmış olduğu halde 40 milyon aşıyı bir yılda zor yetiştiriyoruz. İlk günler aşı olanlar sağlık çalışanları olduğu için kolaydı. Ancak şimdi aşı kararsızlığı-karşıtlığı yüksek olan gruba geldik, bir kayaya tosladık. Şimdi göreceğiz ne kadar aşı yapılabileceğini. 50 milyonu bile yapmamız zor.”
2 DOZ AŞI ARASINI 28 GÜNE ÇIKARMAK HATA
İki doz arasında 14 günü 28 güne çıkardılar. Bu tıbben doğru değil. Bu arada mutasyon gelişebilir. Dünyada bunu açıklayan sadece biz olduk (28 güne çıkarmayın). Bu tamamen idari mekanizmalardan, aşı firmalarının aşı ihtiyacını karşılayamamasından kaynaklı yanlış bir karar. Bakanlık inaktif aşı daha güvenilir diye aldık, canlı aşılar yeni teknoloji, ne olacağı belli olmaz diye açıklama yaptı. Sonrasında canlı aşıdan da almak için sözleşme yaptığımızı duyurdu. İnsan kendi alacağı aşıyı kötüler mi?
ÇİN GÜVENİLMEZİ PANDEMİ ZARARINI BÜYÜK BİR KARA ÇEVİRDİ.
Mutasyonu karşı bugüne kadarki tüm yayınlar canlı aşılar açısından yapıldı. Bizim aşıda mutasyona karşı yapılmış bir çalışma yok. Çin’in resmi devlet görevlisi gayri ciddi bir açıklama yaptı “ mutasyon bizim aşıyı etkilemiyor” diye. Ama biz artık Çin’i iyi tanıdık. Elinde ne kadar kullanılmamış ilaç, test kişi malzeme varsa tüm dünyaya sattı, pandemi zararını büyük bir kara çevirdi.
Hidroksiklorokinin için Çin’in Ankara büyükelçisi Covid’e iyi geliyor diye açıklama yaptı, dünya kadar bu ilaçtan aldık, şimdi elimizde kaldı. Dünyada hiçbir ülke bu sıtma ilacını Covid tedavisinde kullanmıyor.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ AÇIKLAMASI ANLAŞILMAZ
Maçlar, restoranlar, okullar, vb. için mutlaka günlük vaka, diğer veriler üzerinden bir pandemi hazırlık planı yapılmalıydı. MEB’nin açıklanmasını anlayışımızdır. Aşıladığınız öğretmen korunmuş olacak sadece. Okulların açılması için güvence diye algılamak son derece yanlış. Aşılasakda öğretmenleri, sonuçta garantisi yok. Yeme-içme, restoran, eğlence sektörünün durumunun içler acısı olduğunun hepimiz farkındayız. 5 milyon kişi ekmeğini bu işten kazanıyor ve aylardır kapalılar. Bunu telafisini çözümünü devlet telafi etmeli. En son seçenek restoranların, okulların açın demektir. Bu halkımızın sağlığını tehlikeye atmak demektir.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı
Dr. Adnan Bağrıaçık