Entegrasyon

İslama zamanın bağlamı ile bakılması gerekiyor

22 Ocak’ta din pedagogu ve Münster Üniversitesi İlahiyat fakültesinin rektörü Mouhanad Khorchide, siyasal bilimci Nina Scholz, din idaresinin müdürü Oliver Henhapel ve Dışişleri bakanlığının entegrasyon bölümü müdürü Susanne Raab siyasal İslamiyetin entegrasyona olan etkisi, gerekli reformlar ile Avrupai özelliklere göre gelişmiş bir İslamiyet ve de Müslüman göçmenlerin entegrasyonunda oluşan zorluklar hakkında müzakerede bulundular. Açık oturumun çerçevesinde ünlü bilim insanlarının ve uzmanların entegrasyon ve İslamiyet hakkındaki aktüel soruları cevaplayan makaleler “Avrupai özellikli İslamiyet” adındaki yeni antoloji de gösterilmişti.

Mouhanad Kchorchide müzakere esnasında Avrupai özelliklere göre gelişmiş bir İslamiyetin önemini şöyle vurguladı: “Camilerde çoğunlukla İslamın tek taraflı tefsiri tanıtılıyor ve buna göre dini toplumsal değişimlere göre öğeleriyle ele almayı kesinlikle reddedip genç insanları çoğunlukla iyi bir Müslüman veyahut Avrupalı olma seçeneği arasında bırakıyor. Avrupa’da yaşayan Müslümanların Avrupa’da geçerli olan değerler ve Avusturya’da yaşanan gündelik hayat ile çelişkide olmayan bir İslamiyetin nasıl geliştirilip yaşanılacağı hakkında uzlaşmaları gerekiyor. Çünkü İslama da zamanın bağlamı ile bakılması gerekiyor.”

Gerilim alanı din ve düşünce özgürlüğü ve İslam ile insan hakları konuları hakkında araştırmalar yürüten siyasal bilimci ve yazar Nina Scholz gerici İslam düşüncelerinin ilerleyişini görüyor: “Sürekli kendini feminist olarak tanımlayan ve kapanmayı kadının kişisel yetkilendirmesi olarak savunan kadınlar ortaya çıkıyor. Bu kadınlar çoğunlukla muhafazakâr İslam dernekleri ve Müslüman kardeşler ile yakın ilişkide bulunuyor ve mevzularında lobileşiyorlar.” Scholz’a göre, entegrasyon için ve bilhassa genç kızlara yönelik daha yoğun bir şekilde Avrupai toplumsal değerlerin savunulması gerekiyor. “Özellikle okullar, muhafazakâr ailelerden gelen kızlar ve tabii erkekler için de alternatif hayat modelleri ile karşılaşabilecekleri, eşit hakların gösterildiği ve yaşandığı bir yer. Çocukların ve gençlerin faydasına bazı problemleri hoşgörüsüz olarak damgalanmaktan korkmadan konuşabilmek için cesarete ihtiyacımız var.“

Dışişleri bakanlığının entegrasyon bölümü müdürü Susanne Raab yükümlü kılan entegrasyon önlemlerini vurguluyor bilhassa mülteci veyahut göçmen olarak Avusturya’ya gelmiş olan kadınlar için: “Özellikle ataerkil yapılardan gelen kadınlara entegrasyon önlemleri ile çok zor ulaşılabiliyor. Almanca öğrenmek veyahut çalışmak çoğunlukla aile içi desteklenmiyor. Entegrasyon yasası Almanca ve değer ve oryantasyon kurslar yükümlü kıldığından beri kurslarımızda kadın sayısının yükseldiğini görüyoruz. Burada geçerli olan yasaları ve Avusturya’daki imkânlarını bildiklerinde entegrasyonun kazananları onlar olabilirler ve bu değerleri çocuklarına da öğretebilirler.“

İslam yasalarının faaliyete geçmesinden sorumlu olan Federal başbakanlıkta din idaresinin müdürü olan Oliver Henhapel anlatıyor: “Devlet kurumu olarak bizim için din topluluklarının Avusturya’da garantilenen anayasa haklarının çerçevesinde nasıl davrandıkları önemli. İslam yasası ile devlet dinin kendini yurtdışından gelen etkiden özgür geliştirebilmesi için yurtdışı para teminin yasağı gibi önemli ön şartlarını oluşturdu.” Henhapel müzakerenin çerçevesinde “negatif din özgürlüğü” hakkını da vurguladı: “Devlet din kaidelerine uymamanın özgürlüğünü sağlamak zorunda. Bilhassa burada kadınların hakları göz önünde bulundurulmalı – Avusturya kadınlara karşı din ile savunulan bir kötü muameleye göz yummamalı.”

Açıkoturum esnasında tanıtılan “Avrupai özellikli İslamiyet” adındaki antolojide farklı branşlardan gelen ünlü bilim insanlarının ve uzmanların Avrupai özellikler taşıyan bir İslamiyet hakkında farklı bakış açılarından on makale bulunmakta. Bu antoloji içerisinde hem İslami veyahut din bilimleri ile alakalı hem de tarihi ve sosyolojik perspektifleri kapsıyor ve Dr. Mouhanad Khorchide, İslam bilim adamı Dr. Rüdiger Lohlker, Saida Keller-Messahli (İsviçre insan hakları ödülü sahibi 2016), kadın hakları savunucusu ve Berlin’deki liberal İbn Rushd-Goethe camisinin kurucusu Seyran Ateş, hukuk bilim insanı Dr. Katharina Pabel ve de İnnsbruck Üniversitesi İlahiyat ve din pedagojisi fakültesinden Zekeriya Sejdini gibi birçok insanın makalelerini bulunduruyor.

Foto Credit – Thomas Unterberger                                                                              Quelle: www.integrationsfonds.at

Ähnliche Artikel

Schaltfläche "Zurück zum Anfang"