Vitamin ve gıda takviyeleri kullanımı, sağlıklı yaşam, hastalıklardan korunma veya enerji kazanmak gibi gerekçelerle günümüzde giderek artıyor. Kişinin yeterli-dengeli beslenmesi durumunda vücudunda vitamin eksikliği olmaz.
Prof. Dr. Ahmet AYDIN
Farmasötik Toksikoloji Uzmanı
İnsan sağlığı beden, ruh ve sosyal yönden tam bir iyilik hali olarak tanımlanır. Bu üçünden birinde bozukluk olması durumunda sağlık tehlikeye girer. Ancak bu durumda dışarıdan vitamin veya gıda takviyesine ihtiyaç duyulabilir. Gereksiz yere alınan vitamin, vücutta serbest radikalleri oluşturur bu da DNA hasarına kadar zararlara neden olabilir.
İhtiyacımız kadar alalım
Normal miktarlarda meyve ve sebze tüketen sağlıklı bireylerin ek vitamin almalarına ihtiyaç yoktur. Kişinin isteğine bağlı olarak değil doktor kontrolünde ek vitaminleri alması gerekir.
C ve E vitaminlerinin en önemli özellikleri antioksidan olmaları ve vücudun serbest radikallere/oksidasyona karşı korumalarıdır. Çok fazla alındığı zaman bu antioksidanlar kendileri oksidasyona yol açar, radikal üretir, vücutta radikal üretildiği zaman hücre hasarı nedeni olabilir. Bu da DNA hasarı yapıp, hücreleri öldürebilir. Adeta iki ucu keskin bıçak. O nedenle ihtiyaç varsa vitamin alınmalı. Masaya oturulduğunda tabak dörde bölünmeli, çeyrek bölümü sebze-meyve, çeyreği protein, yanında bir süt ürünü ve tahıl varsa ihtiyaç olan mineral elementi karşılanır.
Vitaminler, besinlerden alınmalı
D ve B vitamini kanda ölçülür ancak diğerleri ölçülemez. Örneğin, C vitamini kanda ölçülemez. 500 miligram C vitamini alındığında vücutta emilir ama 1000 miligram emilemez. Fazla vitamin aldığında özellikle fazla C vitamini, böbrek taşı yapma ihtimali çok kuvvetlidir. Takviye veya vitamin almak yerine besin maddelerini doğal gıdalardan alınmalıdır.
Vücut mükemmel bir makine!
Makinenin çalışabilmesi için yakıta, insan vücudunun da vitaminler denilen organik bileşiklere ihtiyacı vardır. Yenilen birçok besinde bulunan vitaminler, metabolizmanın sağlık biçimde çalışabilmesi için destek olur. Vücuda faydası saymakla bitmeyen vitaminler, birçok hastalığın tedavisinde de altın anahtar görevi üstlenir. Ancak modern tıbbın kurucularından biri kabul edilen Paracelsus’un meşhur sözünde de denildiği gibi ‘zehir ile ilacı ayıran dozdur.’ Her şeyin fazlası vitaminlerin de fazlası zararlıdır.
