Mustafa Delice’nin IGGÖ Hakkındaki Yorumu
Son iki sayımızda başkanı olduğunuz İGGÖ hakkında yazılar yazıyor, eleştiri ve önerilere yer veriyoruz.
Ne röportaj sorularımız, ne de eleştirilerimize bir cevap vermemeniz, haklı olduğumuz anlamına geliyor ve bu sonuç toplumumuz adına daha da üzücü.
Koltuğa oturduktan sonra halka ve hizmet verdiği kesime bu kadar mesafeli ve umursamaz olmak hangi kültürün geleneğidir sayın Ümit Vural?
Oturduğunuz koltuktan o kadar eminsiniz ki kurumunuza yapılan ne eleştiri, ne de önerileri görmüyor, duymuyorsunuz. Fakat unuttuğunuz bir şey var. Burası Avusturya ve buradaki Müslüman halklar her geçen gün bilinçleniyor ve haklarını aramayı öğreniyor. Avusturya’daki Müslümanlar, özellikle de Türkiye’li Müslümanlar artık sandığınız gibi gündemden uzak, hesap sormayan kitle değil. Her ne kadar hala ne tür farklı vaadlerle o koltuğa oturduğunuzu anlamasak da, bir gün o makamın h
ak ettiği hizmetleri yerine getireceğiniz umudunu taşıyoruz.
İslam Kanunu
İmamlarla ilgili gelişmeler
Dini bayramlardaki izin hakları (Duyurusunu “izin kullananların, senelik izin haklarından kullanacakları” açıklamasını neden yapmadınız?)
Karnelerdeki IGGÖ ibaresi
İlkokullarda Müslüman çocuklara örtünme yasağı
Yukarıda sıraladığımız konularda hala hiçbir gelişme yok Kurumunuz ve sizin ne tür işlemler yaptığınız kimse tarafından tam olarak bilinmiyor. Açtığınızı iddia ettiğiniz mahkemelerin içerikleri nelerdir? Ne tür yazışmalar yaptınız? Gündeme gelen her konu için “gereği yapılmıştır” ya da “gereği yapılacaktır” anlamına gelen açıklamalarda bulu
nuyorsunuz fakat ortada hiçbir resmi bilgi ve belge göremiyoruz.
Geçtiğimiz günlerde istifasını veren HC Strache hakkında bir suç duyurusunda ya da hak arayışında bulunduğunuzu ifade etmiştiniz. Bu resmi işlemin içeriği nedir ve şu an hangi aşamadadır.
Camilerde verilen vaazlar, hutbeler ya da imamlarla ilgili denetleme gerekliliğinden bahsetmiştik kurumunuza ama görmezden gelindi. Geçenlerde yaşanan “4 Kadınla evlilik” videosu ve Avusturya resmi kurumları tarafından incelemeye alınması bu önerimizin aslında ne kadar da elzem olduğunu ispat etmiş oldu. Bu kadar hassas konularda bile umursamaz tutumunuz, açıklamalar yapmamanız sorunlarımızın ne kadar sahipsiz kaldığının bir göstergesi değil de nedir?
Ramazan ayı bütün İslam dünyası için çok özel anlam ifade eder. Evlerde hazırlıkları bile başka bir manevi huzur ve keyiftir. Müslümanlar birbirinin Ramazan ayını kutlar, güzel dileklerde bulunur, dualar eder. Hatta Müslüman olmayanlar da Müslümanların Ramazan ayını, dini bayramlarını kutlarlar. İslam düşmanı söylemleriyle dikkat çeken hükümetin Başbakanı Sebastian Kurz bile ince bir davranış gösterip Ramazan kutlaması yapmıştır. Web sayfanızı incelediğimizde maalesef kurumunuzun bir Ramazan Kutlaması yayımlamadığını gördük. Ne kadar üzücü… Özel bir sebebi var mıdır, yoksa tamamen unutulmuş bir detay mıdır?
Geçen sayımızda lüks otellerde yapmış olduğunuz toplantının ma
liyetini gündeme getirip, bu kadar lüks toplantılara neden gerek duyduğunuzu sormuştuk.
Sanki göreviniz lükse özendirmekmişçesine bir de iftar yemeği verdiniz. Ve şaşırtıcı bir şekilde yine lüks bir mekanda. Her ne kadar sizlerin bizlerden daha iyi bildiğini umsak da yeniden hatırlatma gereği hissettik.
İsa Suresi 26-27: Hısıma, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Malını israf ile saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine çok nankördür.
Furkan Suresi 67 : Gerçek mü’minler harcadıkları zaman ne israf ederler, ne de kısarlar. Harcamalar bu ikisi arası, ortalama olur.
Bir önceki yazımızda bünyenizde İslam uzmanları, sosyolog ve felsefeciler bulundurmanızı önermiştik. Sanırım buna önerimizi tekrar hatırlatmamız gerekiyor, zira ayetlerle anlatmış olmamıza rağmen hala lüks tüketime bu kadar önem veriyor olmanız ilginç bir davranış şekli.
Sizler istediğiniz şekilde, istediğiniz dine inanmakta özgürsünüz. Ama en azından davranışlarınızın ve politikalarınızın temsil ettiğiniz inanca ters düşmemesi gerekmez mi?
Özellikle manevi anlamda ruhların bir kat daha merhametli olmak için oruç tuttuğu bu mübarek Ramazan ayında lüks otel salonlarında binlerce EURO maliyetli iftar yemekleri organize etmek yerine, Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)’i örnek alıp daha sade iftar yemeği vermeniz, iftar yemeği için ayırdığınız bütçe ile de zenginleri doyurmak yerine, dünyanın herhangi bir yerindeki ihtiyaç sahiplerine yardım etmeniz çok daha anlamlı bir davranış olurdu. Bu inceliği düşünememiş olabilirsiniz tabii ki, umarız bundan sonra İslam dinini temel felsefelerine ve prensiplerine uygun, halka doğru model olacak ve vicdanlarda soru işaretleri yaratmayacak davranış ve uygulamalarda bulunmaya başlarsınız.