MA35 Viyana Vatandaşlık Dairesi 2018 Anayasa kararına rağmen araştırmalarına devam etti.
MA35 Viyana Vatandaşlık Bölümünden Sorumlu MA 35, 2018Cumhurbaşkanlığı seçiminde konsolosluklara asılan listelerden aldığı T.C. kimlik numaralarını, Türkiye Yüksek Seçim Kurulu sayfasından doğrulatarak, Avusturya Yüksek İdare Mahkemesine başvurdu ve 12.03.202 tarihli mahkeme kararıyla topladığı 4.000’e yakın kişinin bilgilerini delil olarak kabul ettirdi. Vatandaşlık Dairesi 2018 Anayasa kararına rağmen araştırmalarına devam etti.
Türkiye Yüksek Seçim Kurulu sayfasından alınan bilgiler binlerce kişiyi yeniden mağdur etti.
2017 yılından itibaren Çifte Vatandaşlık Sorunu, 2018 yılında tavana vurdu ama Türkiye Devleti’nin Bakanlıkları Çifte Vatandaşlık Sorunu’na çözüm aramıyor ve sorun olarak görmüyor.
2017 yılından itibaren Avusturya’ya gelen Türkiye Parlamento Milletvekilleri ve Viyana Büyükelçisi bu sorunun Avusturya tarafında olduğunu söylüyor.
Ekonomik nedenlerle 1960’lı yıllarda işçi göçü ile başlayan, işçi alımlarının durdurulması sonrasında da aile birleşimi ve aile oluşumu ile devam eden Türkiye’den göçün yoğun olarak yaşandığı Avrupa ülkelerinden biri de Avusturya’dır. 1964 yılında Avusturya-Türkiye arasında ‚İşgücü Göçü Tedarik Anlaşması‘ imzalanmıştır. Aslında İşgücü Göçü Tedarik Anlaşması’na imza atan Avusturya’nın hedefi çalışmak için gelenlerin birkaç yıl sonra geri dönmesi ve yerine yeni işçi göçmenler almaktı ancak durum hiçte umdukları gibi gelişmedi. Diğer taraftan göç edenlerin de hedefi Avusturya’ya kalıcı olarak yerleşmek değil, bir miktar para biriktirip memleketlerine geri dönmekti.
Türkiye’den Avusturya’ya asıl göç yoğunluğu 1970’li yılların sonlarına denk gelmiştir. Ekonomik şartların hayal ettikleri gibi gelişmemesi sebebiyle misafir işçi olarak gelen göçmenler yavaş yavaş kalıcı olmaya başladılar. Avusturya kurumlarının düşündüğünün tam aksine süreç, göçmenlerin aile birleşimi ve doğumlarla planlanandan daha fazla artması şeklinde gelişti.
“Misafir işçiler” ilk yıllarda ağır çalışma ve yaşam koşullarını kabullenmişler, ailelerini, alışkanlıklarını, dil eksikliklerini ve kültüre yabancı olmalarını hiçe sayarak büyük bir özveri ile çalışmışlardır. Göçün ilk yıllarında göçmen işçiler yatakhane gibi küçük, kendine ait banyosu tuvaleti bile olmayan evlerde, çok zor şartlarda yaşamıştır. Diline ve kültürüne yabancı oldukları bu ülkede uyum sağlamaları için hiçbir destek verilmemiş, çok ağır işlerde vasıfsız işçi olarak çalıştırılmışlardır. Bu açıdan değerlendirdiğimizde göçmenler Avusturya ekonomisinin kalkınmasında büyük bir paya sahiptir.
Avrupa’da 1950’li yılların ikinci yarısından itibaren konuk işçilikle başlayan Türk işgücü göçü süreci, her dönemin kendi tartışma kavramlarından oluşan belli başlı beş aşamadan geçmiştir. (Abadan-Unat, 2006):
* 1950’li Yıllar: Bireysel Girişimciler ve Özel Aracılar
* 1960’lı Yıllar: İkili Anlaşmalara Dayanılarak Devlet Eliyle Düzenlenen “Artan İşgücü İhracı”
* 1970’li Yıllar: Ekonomik Kriz, Yabancı İşçi Alımının Durdurulması, „Turist“ (İllegal) Göçmenlere Yasal Bir Statü Kazandırılması, Ailelerin Birleştirilmesi, Çocuk Paraları
* 1980’li Yıllar: Çocukların Eğitim Sorunları, Getto Yaşam, Dernekleşme Hareketleri, Sığınma İsteklerinin Artması, Vize Zorunluluğu, Dönüşü Özendiren Yasalar
* 1990’lı Yıllar: Yabancılar Yasası, Yabancıların Kimlik Kazanması, Artan Yabancı Düşmanlığı, Etnik İşletmelerin Yaygınlaşması, Etnik ve Dinsel Derneklerin Yaygınlık Kazanması, Siyasal Hakların İstenmesi
* 2000’li Yıllar: İslamfobi, Avro Türkler, Göç Yasası, Entegrasyon Çalışmaları (Güleç & Sancak 2009)
Ne olmuştur da ülke kalkınmasına bu kadar büyük katkısı olan göçmenler birdenbire risk olarak algılanmaya başlamış ve siyasi bir malzeme halini almıştır?
Aslında süreç, Avusturya’da aşırı sağcı partilerin göçmenleri bir tehdit olarak görüp, ırkçı ve ayrımcı söylemlerle oy avcılığına çıkmaları ile başlamıştır. Asıl rahatsızlıklarının nedeni misafir işçi olarak gördükleri göçmenlerin misafirliğinin bitmiş olmasıdır. Misafir artık ev sahibi olmuştur. Geçici değil artık kalıcıdır ve Avusturya’nın bir parçasıdır. Sadece işçi değil işverendir, doktordur, mühendistir, polistir, askerdir. Göçmenlerin çocukları artık her alanda varlığını göstermektedir. Lakin, kendini Avusturyalı olarak gören, burada doğup büyümüş, mükemmel şekilde uyum sağlamış, burada üniversiteye gitmiş ve toplumumuza önemli katkı sağlamış kişiler dışlanırsa bu toplumumuzu bölmeye çalışan kişilerin ekmeğine yağ sürülmüş olur.
Çifte vatandaşlığa dair kriz nasıl başladı?
2017‘de Türkiye’deki anayasa değişikliği referandumu için seçim sürecinde, Türkiye Yüksek Seçim Kurulu tarafından seçime girecek partilere seçmen listeleri gönderildi. Türkiye’deki partilerde Avrupa’daki parti temsilciliklerine mevcut seçmen listesini iletti. 27 Mart- 9 Nisan tarihleri arasında yurt dışı temsilciliklerde Türkiye’de Anayasa Değişikliği Referandumu için oy kullanıldı. Referandumdan sonra Avusturya’daki aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ), içinde 100.000 Türk’ün isminin yer aldığı, Avusturya’dan Referanduma katılma hakkı olan, Türk vatandaşlığına sahip Türk seçmenlerinin bulunduğu harici bir belleği Avusturya İçişleri Bakanlığına teslim etti.
Avusturya Anayasa Mahkemesi kararı
Avusturya kamuoyunu senelerdir meşgul eden bu meseleyi ele alan Avusturya Anayasa Mahkemesi 17 Aralık 2018 tarihinde karar verdi.
Mahkeme, İdare Mahkemesi’nin kararına gerekçe teşkil eden sözde seçmen listelerinin, gerçekliği, güvenilirliği ve nerede, nasıl hazırlanıldığına ilişkin kesin bir bilginin olmaması ve söz konusu belgelerin manipülasyona açık olması nedeniyle bu belgelerin delil olarak kullanılmayacağına hükmetti. Mahkeme çok önemli bir karar daha aldı. Buna göre Avusturya makamları, çifte vatandaş olduğu iddiasında bulunduğu kişilerden, ‘Türk vatandaşı olmadığınızı ispat edin’ diye bir talepte bulunamayacak. Çünkü mahkeme, Avusturya Göç ve Vatandaşlık Dairesi ya da İdari mahkemelerin bu yöndeki iddialarının adı geçen kurumlar tarafından ispat edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Ortada illegal bir çifte vatandaşlık varsa bunu ispatlayacak taraf, devlet kurumlarıdır hükmünü verdi.
Anayasa Mahkemesi kararından sonra eyaletlerde durum
2018’de Avusturya Anayasa Mahkemesi kararı sonrası Viyana Eyaleti haricinde bütün eyaletler T.C. Yüksek Seçim Kurulu’nun seçmen listesini delil kabul etmeyi durdurdu ve uygulamaya son verdi.
Viyana Eyaleti Türk kökenli Avusturyalıları vatandaşlıktan çıkarmaya devam ediyor
Viyana Eyaleti MA35 Dairesi Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımıyor. Türkiye Yüksek Seçim Kurulu’nun 2018 yılına ait seçmen listesini incelemeye alarak, çifte vatandaşlığa sahip olduğu iddia edilen 4.000 Türk kökenli Avusturya vatandaşı için Avusturya İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Böyle bir liste 2017’de zaten vardı ve Anayasa Mahkemesi, “söz konusu seçmen listeleri vatandaşlıktan çıkartmak için kullanılamaz” kararını vermişti.
Sorumlu belediye meclisi üyesi Christoph Wiederkehr’in (Neos) tarafından yapılan açıklamada, İdare Mahkemesi’nin kararından bu yana araştırmaların sürdüğü ve davaların açıldığı doğrulandı.
Avusturya vatandaşlığı Anayasa Mahkemesi’nin mevcut kararı olsa bile kaybedilecektir
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar emsal teşkil etmektedir ve alt mahkemelerin bu karara uymaları gerekmektedir. Ancak, burada özellikle dikkat edilmesi gereken husus itiraz için verilen süreleri aşmadan muhakkak cevap verilmesidir. MA35 (Göç, Nüfus ve Vatandaşlık Dairesi) tarafından size gönderilen mektupları mutlaka teslim alın ve size verilen süreyi geçirmeden itiraz cevabınızı yazın. Bu kararlara karşı itiraz süresi tebliğ tarihinden itibaren 4 haftadır. Burada nasıl yazdığınızdan çok ne zaman yazdığınız önem kazanıyor. Zamanında itiraz edilmediği taktirde karar kesinleşecektir ve bu durumda Avusturya vatandaşlığı – Anayasa Mahkemesi’nin mevcut kararı olsa bile – kayıp edilecektir.
MA35 insanları mülteci durumuna düşürüp VATANSIZ bırakmak ve mağdur etmekte inat ediyor!
MA35 Türkiye Yüksek Seçim Kurulu’nun internet sitesine Avusturya vatandaşlığına geçmiş Türkiye kökenlilerinin T.C. Kimlik Numaralarını girmiştir. Bu insanların T.C. vatandaşlıklarının güncel olup olmadığını kontrol ederek bilgi toplamıştır. Yüksek Seçim Kurulu sayfasında güncel olarak hala T.C. vatandaşı oldukları tespit edilenlerin listelerini Avusturya İdare Mahkemesi’ne delil olarak sunmuştur. Mahkemenin de bu verileri doğal olarak delil olarak kabul ettiği görülmektedir. Diğer Eyaletler Anayasa Mahkemesi kararını uyguluyor, fakat Viyana Eyaleti’nin bu seçmen listesi esas alınarak, çifte vatandaşlığa dair detaylı araştırmalarını sürdürdüğü görülmektedir.
Kaç insanı bundan sonra zor durumlar bekliyor?
Özellikle Viyanalı Türk kökenli Avusturya vatandaşlarını ilgilendiren Mahkeme kararında süreci devam eden 4.000 kişiden bahsediliyor. Bu kişilerin çocukları, torunları olanları da hesaba katarsak en az 16.000 kişinin vatandaşlığını kaybetme riskini görüyoruz. Yeni kişilerinde eklenmesiyle on binlerce insan risk altında olacaktır. Sadece bir kişinin sorunundan dolayı soy bağı bulunan bütün diğer insanların da vatandaşlık iptali söz konusudur.
Bu süreçte neler olacak?
Avusturya pasaportları alınan kişiler uzunca bir süre vatansız statüsünde kalıyor. Bir yıla varan bir süre oturum ve çalışma izinleri dahi olamıyor. Bu kişileri çalışma hayatı, sigorta, okul, sosyal yardımlar ve hatta Gemeinde evlerinde sorunlar bekliyor.
Temel yaşam haklarının ellerinden alınması İNSANLIK DIŞI değil midir?
Hayatlarına devam etmek zorunda olan bu insanların temel yaşam hakları sınırlanmaktadır. Bu insanların vatandaşlıkları iptal edildikten sonra aylarca senelerce gelirleri olmayacak, bu süreçte nasıl bir yaşamları olacağına dair sorunlarla ilgili çözümler üretilmiş midir?
Seyahat haklarının alınması adil midir?
Vatansız statüsünde oturum kartı olmayan insanların seyahat hakları da kısıtlanmaktadır. Acil bir durum için yurt dışına çıkmak zorunluluğu olan insanlar ne tür bir yol izlemelidir?
2018 ANAYASA MAHKEMESİ KARARINDAN SONRA 2020 YILINDAKİ SON AVUSTURYA YÜKSEK MAHKEME KARARI
Türkiye Yüksek Seçim Kurulu, seçim için açtığı sayfayı kapatmayı unutuyor!
MA35, 2018 yılında YSK’nın sitesinden sorgulayıp aldığı T.C. kimlik numaralarını, Avusturya Yüksek İdare Mahkemesine sunup 4.000 kişiyi delil olarak gösteriyor ve Avusturya Yüksek İdare Mahkemesi bu delilleri kabul ediyor.
HUKUK DIŞI LİSTELER VATANSIZLIĞA YOL AÇIYOR
2017 referandumu sürecinde Avusturya Özgürlük Partisi’ne (FPÖ) ulaştırılan seçmen listeleri, 2018 yılında Avusturya Anayasa Mahkemesi tarafından kanıt olarak geçersiz olarak ilan edilmesine rağmen 29 bin kişinin Avusturya vatandaşlığı tehlikede. Anayasa Mahkemesinin söz konusu listeler yerine sadece YSK verilerinin kullanılabileceği kararı üzerine Viyana Belediyesi 35. Dairesi, bu listeler üzerinden YSK verilerini sorguladı. Ardından açılan davalarla çok sayıda Avusturyalı Türk’ün Avusturya vatandaşlığı iptal edildi. Bu örneklerden birini okurlarımız için derledik.
Köprü dergisi, yaklaşık 29 bin Türk vatandaşının “gizli çifte vatandaş” olması iddiasıyla ilgili Avusturya Yüksek İdare Mahkemesi’nde görülen bir davanın gerekçeli kararına ulaştı. 12 Mart 2020’de yayınlanan gerekçeli karar doğrultusunda, başvuran S.S.’nin itiraz başvurusu değerlendirildi. Yapılan itiraz başvurusu, Viyana İdare Mahkemesi’nin 20 Eylül 2019 tarihli kararına yönelik olurken karar, dosyası soruşturulan 500 ilâ 800 kişiyi ilgilendiği belirtiliyor. Başvuranın, Türk vatandaşlığını yeniden kazanması sebebiyle, alt mahkemenin Avusturya vatandaşlığını 30 Nisan 2018 itibarıyla kaybettirdiğini belirten mahkeme yapılan itirazı ise reddetti. Varılan hükmü ise mahkeme, başvuranın Yüksek Seçim Kurulu (YSK) seçmen veri tabanında yer almasıyla temellendirdi.
YSK VERİLERİ SEÇMEN LİSTELERİNDEN FARKLI
Dava geçmişinde başvuran S.S.’ye 30 Mart 1995 tarihinde Türk vatandaşlığından iki yıl içinde çıkmasını beyan etmesi karşılığında Avusturya vatandaşlığını alma hakkı tanınıyor. Türk İçişleri Bakanlığının ilgili belgeyi hazırlamasının ardından ise S.S.’ye 1 Mart 1996 tarihinde Avusturya vatandaşlığı veriliyor. Bu kişinin Türk vatandaşlığından çıkma işlemi ise 4 Temmuz 1996’da gerçekleşiyor.
Sözü geçen kişinin adının 2017 referandumu sürecinde Avusturya Özgürlük Partisi’ne (FPÖ) iletilen seçmen listelerinde yer alması üzerine bahse konu kişi hakkında soruşturma açılıyor. 20 Eylül 2019 tarihinde Viyana İdare Mahkemesi’nin bu seçmen listesinin geçersiz olduğunu ibraz etmesine karşın mahkeme, Yüksek Seçim Kurulu sitesi (http://www.ysk.gov.tr/) üzerinden ulaşılan seçmen kaydının geçerli olduğu, başvuran S.S.’nin de 24 Haziran 2018’de yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri Seçmen Kütüğünde adı, soyadı ve kimlik numarasının yer aldığı belirtiliyor.
“YSK VERİLERİNE İTİRAZ HAKKI DEĞERLENDİRİLMEDİ”
Viyana İdare Mahkemesi, ilgili bilgiye 30 Nisan 2018 tarihinde ulaşıyor. Bu kişi ise Türk vatandaşı olmadığını, sahip olduğu Mavi Kart, Mavi Kart Nüfus Kayıt Örneği ve Türkiye Cumhuriyeti Viyana Başkonsolosluğu’ndan alınan vatandaşlıktan çıktığına yönelik belge ile ibraz ediyor. Ancak mahkeme, söz konusu belgelerin 30 Nisan 2018 tarihinden sonra düzenlenmiş olması sebebiyle geçerli kılınamayacağına hüküm getiriyor. Mahkeme ayrıca başvuranın YSK kaydına itiraz hakkını değerlendirmediğini ifade ediyor (m. 11).
Dava sürecinde mahkeme, başvurana vatandaşlıktan çıktığını belgelemesi için nüfus kayıt örneği sunma hakkı tanınıyor. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 2. Maddesinin Türk vatandaşlığından izinle çıkanlara da bu hakkın tanındığına dikkat çekildiği kararda, başvuranın belgeyi ibraz etmediği belirtiliyor. Ancak başvuran, yaptığı itirazda mahkemenin YSK verilerine ulaşarak kişisel bilgilerin mahrumiyetinin ihlal edildiğine dayanıyor. YSK verilerinin daha önce incelemeye alınan seçmen listesinden farklı olduğuna hükmeden mahkeme ise gerekçeli kararın 54. maddesinde, soruşturma kapsamında kamu düzeninin esas olduğuna dikkat çekiyor.
YENİDEN VATANDAŞLIK YOLU AÇIK
Avusturya vatandaşlığının iptal edilmesi kapsamında ise mahkeme, başvurannın 2006 yılından beri aldığı sosyal yardımın Avusturya vatandaşı olmaması durumunda da alabileceği ve iptalin maddî zorluk yaratmayacağı belirtiliyor. Kararda ayrıca başvuranın vatansız kalma olasılığına karşın Avusturya vatandaşlığı ya da farklı oturum izinlerine başvuru yollarının hâlâ açık olduğuna dikkat çekiyor.
ÇİFTE VATANDAŞLIKTA SON DURUM
2018’de T.C. Yüksek Seçim Kurulu’nun seçmen listesi delil kabul edilmeyerek, Avusturya Anayasa Mahkemesi kararı ile durdurulmuş ve uygulamaya son verilmiştir.
Viyana Eyaleti MA35 (Göç, Nüfus ve Vatandaşlık) Dairesi 2018 Anayasa Mahkemesi kararına rağmen, araştırmaya devam etmiştir.
Viyana Eyaleti Vatandaşlıktan sorumlu MA35 Dairesi Avusturya’da yasadışı sayılan çifte vatandaşlık kapsamında, Türkiye Yüksek Seçim Kurulu’nun 2018 senesine ait seçim listesini incelemeye alarak vatandaşlıkların iptali için Avusturya Yüksek İdare Mahkemesine başvurdu. Çifte vatandaşlığa sahip olduğu iddia edilen 4.000 kişiye ait bilgiler Avusturya Yüksek İdare Mahkemesince kabul gördü. 12 Mart 2020 tarihinde görülen davada seçim listesi delil olarak onaylandı.
Yıllardır süre gelen yanlış politikaların sonucunu yaşıyoruz. 40 senedir geçmisten günümüze Türkiye dönem hükumetleri tarafından oy potansiyeli olarak görülen politikalar yüzünden, Avusturya’da yaşayan Türk kökenli Avusturya vatandaşlarının, Avusturya Mahkemelerinde vatandaşlığını kaybetme riskiyle karşı karşıya getiren ve mağdur durumda bırakan Türkiye Devleti sorumluları Avusturya Devleti’nin vatandaşlık kanunlarına aykırı hareket etmiştir.
Yaklaşan 2023 seçimlerine bir yıllık süre kaldı. Siyasi partiler şimdiden 2023 için çalışmalara başladılar bile…
Cumhurbaşkanı olmak isteyenlerin, milletvekili olmak isteyenlerin, partisinin iktidara gelmesini bekleyen siyasetçilerin, bürokrasinin üst kademelerinde yer bulmak isteyenlerin, yani herkesin seçimlerde bir hesabı var. Zaten seçim demek yeni hesaplar demektir.
Avrupa’da yaşayan gurbetçiler bulundukları ülkede ikinci sınıf insan muamelesi görüp ezilirken, Türkiye ise onlara seçim malzemesi olarak baktı. 40 yıldır Avrupa’daki Türklerin oylarıyla yeni hükumetler kuran Türkiye’nin, Avusturya’daki soydaşlarını mağdur oldukları bu önemli konuda kaderine terk etmiş olması toplumun Adalet duygusunun sarsılmasına sebebiyet vermektedir.
Brücke Magazin olarak 2017 senesinden bu yana Türkiye’den Avusturya’ya ziyaretlerde bulunan eski dönem ve yeni dönem görev almış Bakanlar, Milletvekilleri ve çeşitli partilerin üyelerine çifte vatandaşlık ile ilgili mağdur olan insanların sorunlarını dile getirdik. Görüştüğümüz kişiler arasında, Avusturya ve Türkiye Dostluk Grubu Başkanı ve Adıyaman Milletvekili Muhammed Fatih Toprak ve beraberindeki komisyon üyeleri,
Anayasa Komisyon Başkanı Akif Cağatay Kılıç ve beraberindeki üyeler,
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren,
Avusturya’ya ziyaretlerde bulunan çeşitli siyasi partilerin Milletvekilleri (AKP, CHP, MHP, İYİ PARTİ) 2018’de Viyana Büyükelçiliği yapmış Mehmet Ferdan Çarıkcı, Ümit Yardım ve şu anda halen görevde olan Ozan Ceyhun’a da … Avusturya hükumetinin yakın dönemde bizler açısından bu konu icin olumlu sonuçlar çıkaracağını düşünmüyoruz. Aynı şekilde Türkiye tarafından da olumlu adımların atılmadığını görmekteyiz. Bu durumun düzeltilmesiyle alakalı Türkiye’nin resmi makamları ve yetkilileri sorumluluk almaktan kaçınıyor.
Viyana’da Türk kökenli siyasetçilere de sorularımızı yönelttik. Viyana Eyaleti Milletvekili Şafak Akçay (SPÖ), bize verdiği cevapta Viyana MA35 Dairesinde konu ile alakalı 4.000 kişiye ait dosya bulunduğunu ve bu dosyaların hızlı bir şekilde sonuçlanması için 36 memurun göreve getirildiğini söyledi.
Çifte vatandaşlık problemi şu anda Avusturya’daki en büyük sıkıntılarımızda biri. Toplumumuz da ciddi manada gergin.Psikolojik sıkıntılar yaşanıyor. Mağdur durumda olan bu kadar ailenin mağduriyetinin giderilmesi için Avusturya ve Türkiye arasında bürokratik yollarla bir çözüm ortaklığına gidilmelidir.
Çifte Vatandaşlık Sorununu MA35 Sorduk, Verdiği Cevap ve Viyana Eyalet Milletvekili SPÖ’lü Şafak AKÇAY’ın ve SPÖ’lü arkadaşları ve kendi adına verdigi cevap…