Türkçe-1Unkategorisiert

Arap Aleviler’de Oruç

Ahmet Verde’nin Kalemi’nden,

Kıymetli Okurlarım,

Arap Aleviler de diğer Müslüman kardeşleri gibi oruç tutarlar. Bugün burada sizlere birtakım hadislerden Arap Aleviler’in Oruç’a bakış açılarını yansıtan bilgileri ve sözleri aktarmak istiyorum.

Emir Şeyh Hasan b. Mekzun el-Sincari (k) oruç için şöyle der:

Allah orucu, kişilerin dünya lezzetleri karşısında, nefisleri karşısında sabredip şerden uzaklaşmaları, kalplerini kutsal, manevi lezzetlere hazırlamaları ve böylece derecelerini yükseltmeleri ve tüm bunlarla birlikte zenginlerin açlık çekerek fakirleri anlamalarını ve onlara karşı daha şefkatli olmalarını sağlamak için farz etmiştir.”

Hz. Muhammed (s) şöyle buyurmuştur:

“Her şeyin bir zekâtı vardır, bedenlerin zekâtı ise oruçtur.”

 Oruç: Hicretin ikinci yılında farz edilmiş, İslam dinin temel esaslarından biridir. Akli ve beden sağlığı yerinde olan, buluğ çağına erişmiş her Müslümana farzdır.

Yaşlılık, hastalık, hamilelik, bebek emzirme gibi durumlarda olanlar için oruç farz değildir.

Orucun kelime anlamı: Bir şeyden kesilmektir. Şer’i olarak (din hükümleri açısından) ise oruç: Ramazan ayı içerisinde henüz güneş doğmadan önceki fecir vaktinden, güneşin batıda kaybolmasıyla başlayan gece vaktine kadar orucu bozacak herhangi bir davranıştan kaçınmaktır. 

Seferi (Yolculukta) Olanlar

Seferi olanlar oruç tutamazlar, Ramazan ayı dışındaki bir ayda seferi oldukları günleri telafi ederler. Mesleği, şoförlük gibi yolculuk yapmak olmayan bir kişi, en az sekiz fersah (45,5 km) uzaklıktaki bir yere en fazla 10 gün kalma niyetiyle giderse seferi sayılır.

Orucu Bozan Şeyler

  1. Yemek-içmek (yanlışlıkla yiyip içenin orucu bozulmaz),
  2. Meni gelse de gelmese de cinsel ilişkide bulunmak,
  3. İstimna (mastürbasyon),
  4. Allah’a ve Masum İmamlara (a) yalan isnat etmek,
  5. Bilerek başın tamamını suya daldırmak,
  6. Bilerek sabah ezanına kadar cünüp, hayızlı (âdetli) veya nifas halinde kalmak,
  7. Tedavi amaçlı dahi olsa tenkiye yapmak (anüsten su vermek yoluyla kalın bağırsağın içini temizlemek),
  8. Hastalık nedeniyle dahi olsa bilerek kusmak (Bilmeyerek kusmak bozmaz).

Orucun Maneviyatıyla İlgili Çeşitli Hadisler

Tüm dini amellerin bir sureti bir de ruhu vardır. Orucun sureti açlıktır, ancak ruhu, bedenine ve diline hâkim olmaktır. Ramazan Ayı’nın gerçeğini kavrayamayan, sadece yemekten ve içmekten kesilen kişinin tuttuğu orucun bir kıymeti yoktur. Hidayet İmamlarından (a) bize ulaşan hadislerde orucu doğrudan aç kalmak olarak algılamanın “Açlığı kutsamak” anlamına geleceği belirtilmiştir. Aşağıda, bu konudaki hadislerden örnekler veriyoruz:

Hz. Fatıma (a) şöyle buyuruyor:

Eğer kişi diliyle, kulağıyla, gözüyle ve tüm organlarıyla oruç tutmuyorsa (bunlara hâkim olmuyorsa) o halde oruçlunun yaptığı nedir?”

İmam Cafer es-Sadık (a) şöyle buyuruyor:

“Oruç tuttuğunda kimsenin gıybetini etme. Orucuna zulüm bulaştırma. Halkın bilmesi için yüzleri tozlu, saçları dağınık, dudakları kuru olup gösteriş için oruç tutan kimselerden olma!”

İmam-ı Ali (a) şöyle buyurmuştur:  

“Nice oruç tutan kimsenin, oruçtan elde ettiği ancak açlık ve susuzluktur. Nice gece namazı kılan kimsenin gece namazından elde ettiği ancak uykusuzluk ve yorgunluktur. Akıllıların uykusu ve iftarları ne güzeldir!”

Akıllıların orucu ve iftarları ne de güzeldir! Allah’a andolsun ki şüphesiz inanç üzerine olan bir uyku, yeryüzündeki aldatılmış olanların tümünün ibadetinden daha üstündür.

Sabır ayını (Ramazan ayını) oruçlu olarak geçirmek ve her ayın üç gününde oruç tutmak göğüsteki vesveseleri ve kalbin tasalarını giderir. Bedenin orucu, kişinin kendi iradesi ve seçimi ile cezadan korkarak ve sevaba ve karşılığına rağbet ederek gıdalardan uzak durmasıdır. Nefsin orucu ise kişinin duyu organlarını tüm günahlardan sakındırması ve kalbin, tüm kötülük sebeplerinden boş olmasıdır.[1]

İmam Cafer es-Sadık (a) şöyle buyuruyor:

“Oruç, sadece yeme içmeden kesilmek değildir. Orucun eksiksiz sayılması için yerine getirilmesi gereken şartlar vardır. Bu, içsel sessizliktir. İmran kızı Meryem’in şöyle dediğini duymadın mı: “Ben Rahmana, bugün hiçbir insanı konuşturmayacağıma dair bir oruç adadım.” Bununla, suskunluğu kastetti.

Oruç tuttuğunuzda: Dilinizi yalandan koruyun, gözlerinizi yumun (harama bakmaktan sakının), birbirinizle çekişmeyin, birbirinizi kıskanmayın.., birbiriniz hakkında gıybette bulunmayın,  aranızda tartışmayın, yalan söylemeyin, mubaşere yapmayın (eşinizle cinsel ilişkide bulunmayın), birbirinize muhalefet etmeyin, birbirinize düşmanlık yapmayın, birbirinize hakaret etmeyin, küfürleşmeyin, ayrışmayın, mücadele etmeyin, birbirinize eziyet etmeyin, birbirinize zulmetmeyin, birbirinize bayağılık yapmayın, birbirinizin canını sıkmayın, Allah’ın zikrinden ve namazdan gafil olmayın.

Sessizliğinizi ve sırları koruyun, yumuşak huylu, sabrı ve sadakati, şer ehlinden uzak durmayı, sahte, yalan, uydurma konuşmaları, hasımlaşmayı, kötü zanda bulunmayı, gıybeti, (dedikoduyu) laf taşımayı terk edin.

Ahireti gözleyin, günlerinizi bekleyin, Allah’ın size vaat ettiğini bekleyin, Allah’la karşılaşmaya hazır olun, sakin, vakarlı (ağırbaşlı), boyun eğen ve itaatkâr, mevlasından korkan ve (kendini onun karşısında zelil gören biri gibi) zelil olun, şaşkın, korkak, ricacı (Rabb’inden isteyen), ürkek, korkak ve (ahirete) istekli olun.

(Böylece) Kalpleriniz ayıplardan (eksikliklerden) arınmış, sırlarınız pisliklerden temizlenmiş ve kutsanmış, bedenleriniz kirden arınmış, Allah’ın düşmanlarından teberri etmiş (uzaklaşmış/arınmış) (olursunuz) ve Allah’ın sana (söylenmesini) yasakladıklarını, gizli veya açık olarak her cihetten (yönden) söylemeyerek, yani susma orucunu tutarak, Allah’ı veli edinmiş (olursun). Allah’tan gizli ve açık sakınmış ve oruç süresi boyunca nefsini Allah’a adamış ve kalbini bir tek onun için boşaltmış ve kendini sana emrettiği ve seni davet ettikleri ile görevlendirmiş olursun.

     İşte bunların tümünü yaptığın zaman, sen hakikatiyle oruçlusundur. Sana emrettiği her şeyi yap; sana açıkladıklarımda bir şeyi eksik yaptığın zaman orucun o (eksilttiğin şey) kadar azalır.[2]

Mukaddes Ramazan ayının tüm insanlığa sağlık, barış ve huzur getirmesini temenni ediyor oruçlarımızın kabulünü yüce Allah’tan diliyorum…

İmam Cafer es-Sadık (a) şöyle buyurdu:

“Bu velayeti, ehli olmayanın yanında gizlemedikçe onu kabul etmiş sayılmazsınız. Bizim söylediğimizi söyleyip, bizim söylemediğimizi söylememeniz yeterlidir. Eğer bizim söylediğimizi söyler, sustuğumuz şeye de teslim olursanız, tıpkı bizim iman ettiğimiz gibi iman etmiş olursunuz” Yüce Allah buyuruyor ki: “Eğer sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, hidayete ererler.” 

İmam Ali Zeynü’l-Abidin (a) şöyle buyurdu:

“Halka anladıkları dilden konuşun, onların takati olmayan şeyleri onlara yüklemeyin. Aksi halde bize düşman kesilirler.”

     Bu yazımız vesilesiyle tüm İslam Âlemi’nin yaklaşan Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyor, tüm mazlum insanlara sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini yüce Allah’tan niyaz ediyorum…

Ahmet Verde Özuğurlu
Türkiye Alevi İslam Ehlibeyt İnanç Meclisi
İcra Kurulu Sözcüsü – Kilikya Nehir Derneği Başkanı


Ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert

Schaltfläche "Zurück zum Anfang"