Anaokullarında başörtüsü yasağı oybirliği ile kabul edildi
Muhalefetin eleştirilerine rağmen 15a- Temel Pedagoji Mutabakatı Ulusal Meclis’ten geçti,
muhalefetin talepleri reddedildi.
2018/19 – 2021/22 dönemi ana okullları için temel pedagojinin niteliksel ve niceliksel olarak geliştirilmesi konulu, ulusal hükümet ile eyaletler arasındaki mutabakat, oybirliği ile kabul edilmesine rağmen, meclis oturumunda muhalefetin eleştirilerine maruz kaldı.
15a mutabakatı ile ulusal hükümet, yıllık 142,5 milyon Avro tutarında kaynak sağlayacak, eyaletler de yılda 38 milyon ile katkıda bulunacaklar.Mutabakatın bir bölümü, ana okullarında başörtüsü yasağını da içeren, ayrılmaz temel hakların korunması ile ilgili.
Mutabakatta yer alan diğer konular, üç yaşından küçük çocuklar için bakım hizmetlerinin geliştirilmesi, faaliyet saatlerinin esnekleştirilmesi, dil desteği ve okul öncesi zorunlu, ücretsiz anaokulu için ek kaynaklar sağlanması. 1 Eylül 2018 tarihi itibariyle geçerli, geriye yürür bu anlaşma ile bugüne kadar yapılan, dil desteği, kurumsal hizmetlerin geliştirilmesi ve ücretsiz anaokulu yılı konularını kapsayan üç adet 15a anlaşması da birleştirilmiş oldu.
NEOS Aile konuları sözcüsü Michael Bernhard hükümetin, çocuk bakım birimlerinin geliştirilmesi ve idaresi için, kaynakların işlevsel bir şekilde kullanılmasını sağlayacak, amaç odaklı bir bütçe oluşturması yönünde bir karar almasını önerdi. Önerge reddedildi. JETZT partisi, milletvekili Daniela Holzinger – Vogtenhuber aracılığıyla, daha küçük gruplar, bakıcı başına düşen çocuk sayısının azaltılmasını ve anaokulu çalışanlarına daha iyi ödeme yapılmasını kapsayan, ülke genelinde geçerli bir asgari standartlar düzeninin getirilmesi için ısrar etti, fakat muhalefetin oyları meclis oturumunda gerekli çoğunluğu sağlayamadı.
Anaokullarında başörtüsü yasağı, FPÖ için memnuniyet verici, SPÖ için anlaşılmaz
FPÖ genel kurul tartışmasında, özellikle anaokullarında başörtüsü yasağı açısından kanun metnini destekledi. FPÖ partisinden Ricarda Berger açıklamasında: „Müslüman kızların sayısı arttığı için, özellikle Viyana’da başörtüsü yasağı getirilmesi çok önemli, aksi takdirde paralel topluluklarla başa çıkmamız gerekecek“ sözlerine yer verdi. Parti çalışma arkadaşları Mühlberghuber, Schmiedlechner ve Mölzer gibi kendisinin de, başörtüsünü baskının bir simgesi olarak gördüğünü söyledi ve devam etti: „Kızlar daha anaokullarında başörtüsüyle damgalanıp cin-selleştirilmemeliler“. FPÖ Aile konuları sözcüsü Mühlberghuber de islami anaokullarının daha iyi kontrol edilebileceğini, ayrıca kadınlara ve genç kızlara koruma önerilebileceğini ifade etti.
Bağımsız milletvekili Efgani Dönmez kanun hakkında yorum yaparak „gerici İslam gruplarının yorumu yüzünden, küçük çocukları erken yaşta cinselleştirmenin toplumumuzda yeri yoktur“ dedi .
SPÖ’den Sandler ise, partisinin neden böyle bir önlem alınması gerektiğini anlamadığını, çünkü başörtüsü takmanın ancak ergenliğe geçiş döneminde mevzu bahis olduğunu, yani 4-5 yaşındaki çocukların bundan çok uzak olduğunu söyledi. Parti çalışma arkadaşı Kovacevic de anaokullarında başörtüsü takan bir çocuk vakası ile karşılaşılmadığına dikkat çekti.
Bu konu ile uğraşmayı „boş içeriklerle dikkat dağıtma“ olarak anladığını ifade etti.
Avusturya Ulusal Meclisinde 7 Eylül 2018 tarihindeki anaokullarında başörtüsü yasağı ile ilgili 1606/J kayıt no.lu yazılı soru önergesi ve cevapları aşağıdaki gibidir.
Soru 1: Yukarıda bahsi geçen „başörtü yasağından“ kaç çocuk etkilenecek? (kesin rakamlar vermenizi rica ederim)
a. Eğer elinizde kesin rakamlar
yoksa: Yetkili makamlar tarafından verilebilecek tahmini bir rakam var mı? Var ise, sonuç denir?
Soru 2: Sizin ya da bakanlığın elinde, “anaokullarında başörtüsü yasağı” sayesinde, çocukların daha iyi bir yaşam sürecekleri ve entegre olacakları sonucuna varılmasına sebep herhangi bir bilgi (araştırma sonucu, istatistik…vs. ) mevcut mu?
a. Cevabınız evet ise: Bunlar hangi çalışmaların sonucudur? Çalışmalara nasıl ulaşabiliriz ve çıkarımları nelerdir?
b. Cevabınız hayır ise: Neden bu adımın çocukların toplumumuza entegre olması için en iyi yol olduğunu düşünüyorsunuz?
c. Cevabınız hayır ise: Politikalar, sembolik olmak yerine belge temelli olmak zorunda değil midir?
Cevap: Değerlerimize ters elbiselerin ve sembollerin yasaklanmasındaki temel nokta, çocuklarımızın korunmasıdır. Buna, cinsiyet ayrımcılığı olarak değerlendirilebilecek ve vücudu kapama ve saklamaya yönelik elbiseler de dahildir. Çocuk-larımızın engellenmeden büyümeleri ve gelişmeleri güvence altına alınmalıdır. Başörtüsü yasağı ile genç kızların ve erkeklerin eşitliği sağlanmakta, paralel toplulukların önüne geçilmektedir. Eğitim, Bilim ve Araştırma Bakanlığı, pratikte bu konu ile muhatap makamlar ve eğitim kurumları ile sürekli iletişim halindedir. Konuyla ilgili vakalar incelenmektedir. Bu süreç yeni başlamış olup hali hazırda geçerli bir istatistik bulunmamaktadır.
Muhalefet daha fazla harcama yapılması gerektiğini söylüyor
SPÖ milletvekilleri Birgit Silvia Sandler ve Christian Kovacevic , uzun süren müzakereler sonrası temelde bir mutabakata varılmasının oldukça sevindirici olduğunu, temel pedagoji için artık yatırım yapma zamanının geldiğini belirttiler. Kovacevic, ilk başta düşünülenin aksine, finansal kaynakların azaltılmamasının da memnuniyet verici olduğunu, yine de ayrılan bütçenin 2018/19 – 2021/22 döneminde öngörülen iyileştirmeler için yetersiz kalacağını ifade etti. SPÖ Aile konuları sözcüsü Sandler de, örneğin dil desteği için öngörülen bütçenin yaklaşık iki katının gerekli olacağını belirtti.
Daniela Holzinger-Vogtenhuber (JETZT) önerisinde, çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesiyle tüm ülke genelinde geçerli, asgari standartların oluşturulabileceğini, fakat grup büyüklükleri, bakıcı – çocuk oranı ve eğitim standartlarının belirlenmesi talebinin çoğunluk tarafından desteklenmediğini belirtti. Milletvekili, Aile Araştırmaları Enstitüsü verilerine göre, Avusturya’da yapılan çocuk bakım hizmet-leri harcamasının, Avrupa Birliği ortalamasının sadece bir buçuk katı olduğunu ve 15a mutabakatının ilerde temel pedagoji alanına daha fazla bütçe ayırabilmek için gerekli bir adım olarak değerlendirdiğini de sözlerine ekledi.
NEOS tarafından da çeşitli eleştiriler dile getirildi. Douglas Hoyos-Trauttmansdorff hükümet planında, örneğin ücretsiz ikinci anaokulu yılı gibi, daha birçok konuya yer verilmediğinin, daha geniş kapsamlı bir faaliyet planı ile tüm ülkede geçerli standartların sağlanmasının önemli olduğunun altını çizdi. NEOS’un aile konuları sözcüsü Michael Bernhard da, son yıllarda çocuk bakım hizmetleri alanında iyileştirmelere gidildiğini, fakat sürdürülebilir bir gelişmenin temel unsurlarından biri olan içeriğe, herhangi bir yatırımın yapılmamasını eleştirdi. Temel çocuk bakım birimlerinin iyileştirilmelerinde, daha iyi bir planlama öngören değişiklik önerisi, çoğunluk tarafından reddedildi.
Bogner-Strauß: Ulusal hükümetin başlangıç yatırımları işe yarıyor
Aileden sorumlu devlet bakanı Bogner – Strauß muhalefetin eleştirilerine „iyi şeyler zamanla olur“ sözleriyle karşılık verdi. Eyaletlerle 15a mutabakatına varılmasından memnuniyet duyduğunu belirtti ve devam etti: „Üç yaşından büyük çocuklar için anaokulları oldukça iyi durumdalar, aşağı yukarı aynı sayıdaki çocuk anaokulu birinci ve ikinci sınıfına devam etmektedir, fakat üç yaşından küçük çocuklar için yeterli kontenjan mevcut değildir, bu nedenle bütçenin büyük bir kısmı buna ayrılmıştır. Öncelikli hedef tek başına çocuk büyütenlere destek olmaktır, aile ile iş yaşamının paralel yürümesi ön plandadır“.
Bakan, çocuk bakım birimlerinin faaliyet saatlerini daha esnek hale getirmeyi ve uzatmayı, erken yaşta verilen dil destek eğitimini de iyileştirmeyi planladıklarını söyledi. Çocuk bakım hizmetleri kapsamında 70.000 kontenjan daha açılmasının, hükümetin başlangıç yatırımlarının işe yaradığını gösterdiğini, ama tabii asıl sorumluluğun eyaletlerde olduğunu ifade etti. Bakıcı başına düşen çocuk oranını ülke genelinde zorunlu olarak azaltmayı istediklerini, fakat SPÖ’nün iktidarda olduğu Viyana’nın bu görüşe katılmadığını da sözlerine ekledi.
15a mutabakatı ile eyaletler „bakıcı – çocuk oranını, Salzburg’daki mevcut seviyeye getirmek“ için hükümetin sağladığı başlangıç kaynaklarını kullanabilirler.
ÖVP milletvekilleri Norbert Sieber, Nikolaus Prinz ve Angelika Kuss-Bergner ise hükümete teşekkürlerini ilettiler. Prinz, 720 milyon Avro’nun gelecek yıllarda temel eğitim kurumlarının güçlendirilmeleri için yeterli olduğunu ifade etti. Sieber ise, çocukların kişisel becerilerinin daha fazla destekleneceğini, düzenli eğitime geçişin daha kolay sağlanacağını ve erken yaşta verilecek dil desteği ile eğitim fırsatı sağlanacağını ekledi. Kuss-Bergner ise Avusturya’nın çocuk bakım hizmetleri konusunda kesinlikle lider konumda olduğunu, atılacak bu yeni adımlarla kalite standartlarının daha da yükseleceğini ifade etti.
ÖVP milletvekilleri Carmen Jeitler-Cincelli, Angela Fichtinger ve Martina Kaufmann, anaokulu faaliyet saatlerinin daha fazla esnekliğe sahip olması ve görevli bakıcı sayısının arttırılmasının, aile ve iş yaşamını paralel şekilde yürütebilmek için ne kadar olumlu bir adım olduğuna dikkat çekerek 15a mutabakatından duydukları memnuniyeti dile getirdiler.
Edith Mühlberghuber (FPÖ) atılacak adımların bir çok açıdan, özellikle daha etkili bir entegrasyonu sağlayacak batı kültürünün yön verdiği değerleri kapsaması açısından, kalitenin yükseltilmesi anlamına geleceğini açıkladı. Partideki çalışma arkadaşları Wendelin Mölzer ve Peter Schmiedlechner grup toplantısında, ders dili olan Almanca öğreniminin desteklenmesi kapsamında, anaokullarında, merkezi olarak dile hakimiyet değerlendirmesi yapılması gerektiğini savundular.
Quelle: www.parlament.gv.at