Dışişleri Bakan Yardımcısı Kaymakcı:
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, iş adamlarının Avrupa Birliği ile 6 kriteri yerine getirerek vize serbestliği elde edebileceğini söyledi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Kastamonu’daki programları kapsamında Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası üyeleri ile yemekte bir araya geldi. Kastamonu’da bir restoranda düzenlenen yemekte konuşan Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuz Fındıkoğlu, ziyaretlerinden ötürü Bakan Yardımcısı Kaymakcı’ya teşekkür etti. Fındıkoğlu, ayrıca oda olarak beklentilerini de Kaymakcı’ya ileterek destek talebinde bulundu.
Üç tane önemli gelişme olduğunu söyleyen Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı ise, “Bunlardan 1 tanesi pandemi. Pandemi son 2 buçuk-3 yıldır dünyayı oldukça zorladı. Tedarik zincirlerinde kırılmalar olmaya başladı. Aslında bu Türkiye ekonomisi içinde bir avantaja dönüştü. Özellikle Uzak Doğu coğrafyasından birçok yatırım ülkemize doğru geldi. Aslında son 2-3 yıl Türkiye açısından zorlu bir dönemdi ama bu zorluğa rağmen özellikle Avrupa sermayesi Uzak Doğu’dan ülkemize doğru kaydı. Avrupa kıtasına daha yakın olabilmek için. Geçen yıl yaklaşık 15 milyar dolarlık bir yabancı sermaye almaya başardık. Bu önemli bir gelişme. Diğer bir önemli gelişme iklim değişikliği yani bir nevi iklim krizi. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. İklim değişikliği denilince akla sadece çevre kirliliği gelmemeli. Bunun ötesinde su, hava, yaşam modeli, büyüme modeli, tüketim modeli bunların hepsi değişiyor. Biz de bu sürecin içerisindeyiz. 3’üncü önemli gelişme; Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının ardından yeni bir dünya düzeni oluşacağından konuşuluyor. Kimileri soğuk savaşın yeniden başlayacağını söylüyor, kimileri de 3’üncü Dünya Savaşı’nın eşiğinde olduğumuzu söylüyor. Umarız 3’üncü Dünya Savaşı olmaz. Umarız Rusya’nın reddettiğimiz bu saldırısı bir an önce sonlanır ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğü korunur” dedi.
“Vize serbestliğini elde edebiliriz”
Avrupa Birliği’yle ve ekonomik ilişkilere değinen Kaymakcı, “Biz, Türkiye olarak Avrupa ekonomisiyle, Avrupa ticaret sistemiyle son derece entegre olmuş bir ülkeyiz. Ticaretimizin yarısı AB ile ve bizim için Avrupa Birliği en önemli pazar. 1996’dan bu yana 2 milyon avroluk bir ticaret yakaladık ve ticaret hacmimizi 5’e katladık. Dolayısıyla bizim için en istikrarlı, en sağlam, en büyük pazar Avrupa Birliği pazarı. Avrupa Birliği’yle Gümrük Birliği içerisindeyiz. Yani sanayi ürünlerimiz ve bazı işlenmiş tarım ürünlerimiz vergisiz Avrupa Birliği’ne gidebiliyor. Fakat mevcut gümrük ürünü yeterli değil. Biz buna tarımı, kamu alımlarını, enerjiyi de dahil etmek istiyoruz ve müzakerelerle daha kapsamlı Gümrük Birliği hepinizin ticari ve ekonomik yatırım çalışmalarına da katkıda bulunacaktır. Birçok iş insanımız Avrupa Birliği ülkelerine seyahatte sıkıntı çekiyor. Bu noktada bizim vize serbestliğine ulaşmamız önemli. Bu konuda attığımız adımlar var. Yerine getirdiğimiz 66 kriterin üzerine son 6 kriteri de yerine getirerek, vize serbestliğini elde edebiliriz. Bu bizim için önemli” diye konuştu.
“Dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalmak istemiyoruz”
Avrupa Yeşil Mutabakatı hakkında da bilgilendirmede bulunan Kaymakcı, “Avrupa Yeşil Mutabakatı deniz, su ürünlerinden enerji diyor. Yani yavaş yavaş petrolden, kömürden ve doğalgazdan kurtulmamız gerekiyor. Avrupa Birliği Sürdürülebilir Yeşil Taşıma, Taşımacılık ve Ulaştırma diyor. Yani bundan sonra bisiklete binmemiz gerekecek, daha fazla yürümemiz gerekecek, elektrikli ulaştırmaya geçmemiz gerekecek. Dolayısıyla ulaştırma politikalarını da etkileyecek. Avrupa Birliği çiftçiden çatala diye bir strateji belirledi. Dolayısıyla daha az su tüketimi, daha az karbon üretimi yapan tarım ürünlerine yatırım yapıyor. Mesela hayvanlardan çıkan metan gazı daha dikkatli ele alınacak. Dolayısıyla AB tarımda da kararlı bir politikaya sahip. AB çevrenin korunması ve emisyonun azaltılmasından yana yani bundan sonra ürettiğimiz her ürün için ne kadar karbon saldığımız ve ne kadar su tükettiğimizin hesabı yapılacak. Avrupa Yeşil Mutabakatı tüm sektörleri kapsıyor ve AB bunu uygulamaya koydu. 2026 yılından itibaren gübre, demir-çelik, alüminyum, elektrik sektörlerindeki üretimlerinizde karbon ayak izlerinizi belgelendirmek zorunda kalacaksınız. Aksi takdirde AB’ye ihracatta sıkıntı var. Biz de tarımdan sanayiye, enerji sektöründen ulaştırmaya tüm alanlarda dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalmak istemiyoruz ve AB ile aynı standartlara sahip olmak istiyoruz. Dolayısıyla Sınırda Karbon Düzenlenme Mekanizması’nın müzakeresini Türkiye yapıyor ve önümüzdeki dönem bunu Türkiye’de uygulamaya başlayacağız” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’yi AB’ye hazırlamak çok önemli”
Bakan Yardımcısı Kaymakcı, şunları kaydetti:
“Biz ekonomik olarak, ticari olarak, siyasi olarak, coğrafi olarak, tarih olarak, kültür ve spor olarak biz Avrupalıyız. Ya AB’ye girip, Avrupa’nın karar alma mekanizmasında oluruz ve bu karar alma mekanizmasını kendi egemenliğimiz ve çıkarlarımız doğrultusunda yönlendiririz ya da AB’nin aldığı kararları dışarıdan seyredip, işimize gelse de gelmese de uymak zorunda kalabiliriz. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Onun için Avrupa Birliği üyelik süreci bizim için son derece değerli. Bu süreçte Türkiye’yi AB’ye hazırlamak çok önemli.”