Avusturya 29 Eylül’de yapılan genel seçimlerde kelimenin tam anlamıyla tarihsel bir dönüm noktasını yaşadı. Avusturya Özgürlük Partisi (Freiheitliche Partei Österreich – FPÖ) oyların neredeyse üçte birini alarak seçimden büyük bir zaferle çıktı. Böylece FPÖ Avusturya tarihinde ilk kez seçimleri kazandı. Aldıkları oyların büyüklüğüne göre sırasıyla; Avusturya Halk Partisi (ÖVP), Sosyal Demokrat Parti (SPÖ), Liberal Yeni Avusturya Partisi (NEOS) ve Yeşiller Partisi de parlamentoya girme hakkını kazanan diğer partiler oldu. FPÖ ve NEOS haricindeki bütün partiler oy kaybı yaşadılar. FPÖ, ÖVP’nin kaybettiği oylarının da üzerinde bir oranla oylarını yaklaşık yüzde 13 oranında artırdı. NEOS’un oylarındaki artış ise sadece yüzde 1.
FPÖ lideri Herbert Kickl FPÖ’nün seçim gecesi yaptığı ilk açıklamada partisinin tarihi başarısını, “Yeni bir çağın kapısını açtık” sözleriyle niteledi. Kickl konuşmasında, ‘tarih yazanlar’ olarak nitelendirdiği FPÖ seçmenini “iyimserlik, cesaret ve inançlarından” dolayı övdü.
HÜKÜMET KURMA HAKKI GASP EDİLDİ
Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) lideri Herbert Kickl yeni bir hükümet kurulmasını görüşmek üzere Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen ile beklenen olmadı. Cumhurbaşkanı van der Bellen hükümetin kurulması yetkisini seçimlerden birinci çıkan parti yerine iki parti olan ÖVP’ye verdi. Van der Bellen bu durumu, “Hiçbir parti seçimin kazananıyla hükümet kurmak istemiyor” sözleriyle açıklamaya çalıştı. Ama FPÖ’ye oy vermeyen seçmenler bile bu duruma, “FPÖ’ye verseydiniz de parlamentodaki diğer partilerle görüşseydi. Bu yapılan demokratik değil” ifadeleriyle tepki gösterdi. FPÖ lideri Kickl da van der Bellen’in koalisyon görüşmelerini ele alış şekline sert tepki gösterdi. Öte yandan hükümet halen kurulabilmiş değil.
FPÖ’DEN PEŞ PEŞE BAŞARILAR
Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) Milletvekili Walter Rosenkranz partinin ilk kez ulusal bir seçim kazanmasından haftalar sonra Avusturya parlamentosunun yeni başkanı olarak seçildi. Rosenkranz, protokol açısından ülkenin en üst düzey pozisyonlarından biri olan meclis başkanlığına seçilen ilk FPÖ üyesi oldu. Parlamento başkanlığı geleneksel olarak en güçlü parti tarafından üstleniliyor. Aynı zamanda bir avukat olan Rosenkranz, yeni parlamentonun açılış oturumunda 183 milletvekilinden 100’ünün desteğini almayı başardı.
FPÖ İLK KEZ BİR EYALETTEN BİRİNCİ ÇIKTI
FPÖ başarılarını sürdürüyor. Eylül ayındaki genel seçimlerin ardından bir seçimden daha birinci çıktı. FPÖ 24 Kasım 2024’te yapılan Steiermark’ta eyalet seçimlerinden de zaferle çıktı. Bu başarıyla FPÖ ilk kez bir eyalet seçimini kazanma başarısını gösterdi. Avusturya’nın ikinci büyük şehri olan Graz Steiermark’ta yer alıyor. FPÖ’nün Steiermark Başkan Yardımcısı Stefan Hermann şaşkınlığını ORF’ye verdiği demeçte, “Bu kadar büyük bir başarı beklemiyordum” sözleriyle ortaya koydu. FPÖ oylarını yüzde 17,9 artırarak yüzde 35,4’e yükseltti. ÖVP %9,4, Grüne % 6, SPÖ yüzde 1,4, KPÖ ise yüzde 2’lik oy kaybı yaşadı.
FPÖ 27 Ekim 2024’te yapılan Vorarlberg eyalet seçimlerinde de oylarını yüzde 6 oranında artırarak sandıktan 2. Parti olarak çıkmayı başardı. Bu eyalette oylarını artıran tek parti yine FPÖ oldu.
BİNLERCE FPÖ’LÜ HÜKÜMET KURMA HAKKI İÇİN YÜRÜDÜ
Binlerce FPÖ’lü 29 Kasım 2024’te yasağa rağmen eylem yaptı. Viyana’da gerçekleşen eylemde protestoların odağında ÖVP ve SPÖ vardı. FPÖ’lüler eylem boyunca seçimden birinci çıkmasına rağmen Cumhurbaşkanı van der Bellen’nin hükümet kurma yetkisini FPÖ yerine ÖVP’ye verilmesine tepkilerini gösterdi. FPÖ’lülerin eylemini yasaklayan güç Suiyelilerin eylemine ise müsaade etti. 5 bine yakın Suriyeli Esad’ın devrilmesini meydanlarda kutladı!
TÜRKLER SPÖ İÇİN ARTIK ÇANTADA KEKLİK DEĞİL
Gerçek şu ki, Avusturyalı Türkler Sosyal Demokrat Parti’den umudunu kesmiştir. SPÖ’nün politikaları Türk seçmenin tepkisini çekmektedir. Birbirine rakip olan CHP ve Ak Parti söz konusu Avusturya seçimleri olunca nüfuz ettikleri seçmen kitlelerini SPÖ’ye yönlendirdiler ve yönlendirmeye devam ediyorlar ama artık durum değişti. Son seçimler de gösterdi ki Türk seçmen açısından CHP ve AK Partinin SPÖ ile kurduğu ilişkiler hiçbir anlam ifade etmiyor. Seçim gecesi sosyal medyada yüzlerce Türk’ün FPÖ’ye oy verdiğini açıkladığı paylaşımları göstermiştir ki, Türklerin yeni partisi artık FPÖ’dür. Düne kadar sosyal demokratlara (SPÖ)’ye oy veren seçmen kitlesi artık CHP ve Ak Partinin ne dediğine bakmıyor. SPÖ’nün vaatlerini de umursamıyor. Geçmiş yıllarda SPÖ’ye oy veren bir Türk kökenli Avusturya seçmeni SPÖ’ye olan tepkisini, “SPÖ bizi artık çantada keklik olarak görmesin” sözleriyle ortaya koydu. Tekrar edelim, şu açıktır ki son seçimler bunu bütün çıplaklığıyla ortaya koydu ki Türklerin yeni partisi FPÖ’dür.
FPÖ’NÜN DURUŞU VE SİYASETLERİ TÜRK KÖKENLİ SEÇMENİ KENDİSİNE ÇEKİYOR
FPÖ’nün Türk kökenli seçmenleri kazanma stratejisi izlediği de kayda değer bir başka durumdur. FPÖ Viyana Başkanı’nın 14 Ekim’de Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun’u ağırlaması bu yakınlaşmanın bir adımı olarak değerlendirilebilir. FPÖ’lü Dominik Nepp’in 24 Ekim’de Ankara’da TUSAŞ’ta yaşanan terör saldırısı sonrası başsağlığı mesajı da bu adımların devamı niteliğinde. Bunlarının yanında hepsinden önemli bir durum daha var ki; 29 Eylül seçimlerinde ve sonrasında yapılan Vorarlberg ve Steiermark eyalet seçimlerinde Türkiye karşıtlığı yaşanmamış, Türkler ve Türkiye seçim malzemesi yapılmamıştır.
FPÖ’nün Türklere yönelik kazanıcı tavrı, SPÖ’nün yanlış politikaları ve Türkiye karşıtı gruplarla daha fazla yan yana gelen tavırları SPÖ’den kopuşu ve FPÖ’ye yönelişi hızlandırmaktadır. Düzensiz göç politikasına karşı FPÖ’nün izlediği siyaset Türkler içerisinde büyük karşılık bulmaktadır.
Bütün bu gelişmeler ve olgular her parti ve herkes için derslerle doludur. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir dönemin içindeyiz.
