Herkese merhaba,
Geçen sayımızda “Issız bir adaya düştüğümüzde yanımıza almamız gereken en önemli mineralin magnezyum” olduğunu ve magnezyumun vücudumuz için öneminden bahsettik. Magnezyumun stres panzehiri ve bilinen en güçlü rahatlama minerali olduğunu vurguladık. Vücudumuzun 4. en yoğun minerali olduğunu, besinlerle çok fazla magnezyum alamadığımızı, tıpkı Amerikalılar gibi bizim toplumumuzun da çok büyük bir kısmında magnezyum eksikliğinin olduğunu ne toprağın eski toprak ne tarımın eski tarım ne de besinlerin eski besinler olmadığını söyledik. Bu nedenle ister Amerikalı olsun ister Türk, yeme içme problemlerimizin ne yazık ki hep aynı olduğuna dikkatleri çektik. Magnezyum eksikliğine neden olan durumlardan, hastalıklardan ve magnezyum eksikliğinin klinik bulgularından bahsettik. Bu hafta ise magnezyum içeren besinler, magnezyum takviyeleri ve hangi magnezyumun hangi klinik durumda kullanılması gerektiğinden bahsedeceğiz.
Başlarken hatırlayalım; magnezyum desteğine kesinlikle başlamamız gereken durumlar: Hipertansiyon, diyabet, metabolik sendrom, koroner arter hastalığı, astım, tüm beyin hastalıkları, kronik ağrı, kronik yorgunluk, kabızlık, premenstrüel sendrom, kas-eklem ağrıları, fibromyalji ve kas hastalıklarıdır.
MAGNEZYUM ZENGİNİ BESİNLER NELERDİR?
Yeşiller ve sebzeler: Çiğ olarak tüketmeye çalışın ya da buharda pişirmeyi tercih edin.
Avokado, ıspanak, pırasa, pazı, nane, roka, kelp (bir tür deniz yosunu), lahana, kereviz sapı, pancar, patates, yeşil fasulye ve turp
Çerezler: Ceviz, badem, fındık, fıstık, ay ve kabak çekirdeği (taze ürünler tercih edilmeli, kavrulmuş veya işlem görmüşleri kullanmayın), kaju, Brezilya cevizi
Bakliyat, tahıllar: Mercimek, kuru fasulye, bezelye, nohut, tam tahıllar, buğday kepeği, pirinç (siyah), börülce, patlıcan
Meyveler: Hurma, incir, ananas, muz, elma, şeftali
Diğer: Kişniş, susam, uskumru, hardal, kuru meyveler
MAGNEZYUM DESTEKLERİ VE PİYASADAKİ FORMLARI:
Öncelikle kullanımı pek yararlı olmayan, emilimi kötü ve genellikle bizlerin “çöp” form dediği oksit, hidroksit ve karbonat formlarının alınmasını, kullanılmasını uygun bulmadığımı belirtmek istiyorum. Daha ucuz oldukları için alınma, daha büyük karlılık oranları olduğu için de satılma eğilimindedirler. İshal yapma eğilimleri fazladır. Hekim olarak bizler kabızlık probleminde dönemsel ve kısa süreli kullanabiliyoruz.
1- Magnezyum OKSİT: Eczanelerde bizlere sunulan en sık form budur. Dikkat lütfen almayınız! Emilimi sadece yüzde 3 civarındadır ve biyoyararlanımı düşüktür. Bağırsaktan emilmeyip kaldığı için bulunduğu yere su çeker ve bu nedenle de ishal yapma olasılığı yüksektir. Kabızlık tedavisinde kullanılabilir (kısa süre hekim kontrolünde).
2- Magnezyum HİDROKSİT: (Magnezyum sütü) Bu form daha çok mide yanması ve ağrıları için kullanılmaktadır. Magnezyum hidroksitin suda çözünmesi ile oluşan süspansiyondur.
3- Magnezyum SÜLFAT: Ciltte kullanım için uygundur ve ciltten emilimi yüksektir (epsom tuzu, banyoda kullanım açısından etkilidir ama ağızdan almak, içmek için uygun değildir.) Epsom tuzları detoksifikasyon için kullanılabilir.
EN İYİ VE EN SIK KULLANDIĞIM FORMLAR
Bu formların emilimleri daha yüksektir. Hücresel enerji üretimindeki etkinlikleri daha yüksektir.
1- Magnezyum MALAT: Enerji ile bağlantılı sorunlar, depresyon, FİBROMİYALJİ, kronik yorgunluk, kas ağrısını azaltır. Malik aside (enerji metabolizmasında ATP üretiminde oldukça önemlidir) bağlı magnezyum formudur. Malik asit birçok gıdada bulunur, özellikle de meyvelerde bulunmaktadır. Kas ve eritrosit içerisine girişi oldukça iyidir. Bu magnezyum formunun enerjiyle alakalı tüm sorunlarda en iyi form olduğu düşünülmektedir. Fibromiyalji için en uygun form olduğu düşünülmektedir. Bazı kişilerde magnezyum malat fazla uyarıcı olabilir ve akşamları alındığında uykuyu engelleyebilir.
2- Magnezyum SİTRAT: En sık kullanılan magnezyum formudur. Çünkü maliyeti en düşük ve bu maliyete göre biyoyararlanımı en yüksek olan formdur. En çok kullanılan form olması, en iyi form olduğu anlamına gelmemektedir. Emilimi iyi değildir. Kaslara geçişi nispeten daha iyidir. Kas şikayetleri ve kasılma ile ilgili problemlerde kullanılabilir. Beyine geçebilmesi için çok yüksek dozlarda kullanılması gereklidir. Böbrek taşları (özellikle oksalat taşları), bağırsak hareketleri (kabızlık), kas spazmlarında etkilidir. Magnezyum sitrat formunun en önemli iki özelliğinden biri bağırsak hareketlerine etkisidir; kabızlığın tedavisinde tercih edilebilir.
3- Magnezyum BİGLİSİNAT: Amino asit glisin ile magnezyumun birleşmiş halidir. Glisin beyinde en çok bulunan aminoasittir. Glisinin ayrıca sakinleştirici etkisi vardır. Biyoyararlanımı en yüksek olan magnezyum formudur, aynı zamanda bağırsaklar için en uygun magnezyum formu olarak düşünülebilir. İshal gibi yan etkilerden korkuyorsanız ilk akla gelen formlardan biri olabilir.
Bağırsaklardan emilimi yüksektir. Sinirsel ağrılarda ağrıyı yatıştırır ve hastayı sakinleştirir, anksiyete (sıkıntı hastalığı), depresyon, beyinle ilgili problemlerde, uyku sorunlarında, premenstrüel sendrom (adet öncesi sendrom), fibrokistik meme hastalığı, kramplar ve aşermede etkilidir. Kaliteli ve düzgün bir uyku için glisinat formu en uygunu olabilir.
4- Magnezyum N-ASETİL TAURİNAT (ATA Mg): Beyin için en etkili formdur. Küçük miktarlarda bile etkisi yüksektir. Taurinat kan beyin bariyerini geçer. Böylelikle stresi azaltmakta, öğrenme kabiliyetinin artmasında, hafıza ve uyku kalitesinde oldukça önemlidir. Alzheimer hastalarında ön planda düşünülmelidir. Migrende ve baş ağrılı hastalarda etkisi yüksektir. Anksiyete, depresyon ve kronik yorgunlukta da tercih edilmelidir.
KISSADAN HİSSE, KLİNİK DENEYİM PAYLAŞIMI:
1. Fibromyalji gibi hem beyni hem de kası etkileyen, aynı zamanda yoğun stres, uykusuzluk ve anksiyetesi olan bu hasta grubunda malat, taurinat ve bisigilinat kombine formlarının yararlı olduğunu vurgulamak isterim. Fibromyalji hasta grubunda bu kombinasyonu sık kullanmaktayım. Sizlere de kullanmanızı öneririm.
2. SİBO yani ince bağırsakta aşırı bakteri üremesi olan hasta grubunda da kombine magnezyum kullanmanın klinik olarak çok yararını gördüğümü vurgulamak isterim.
3. Sporcular, kas kasılma ve krampları yaşayanlar, kasılmaları olan gebeler magnezyumdan ciddi fayda görürler. Şeker hastalarında ve prediyabetlerde de sıklıkla magnezyum kullanmaktayız. Vitamin D’nin aktif forma geçebilmesi için de magnezyuma ihtiyaç olduğunu hatırlatalım. Yine aynı şekilde ATP üretiminde de ihtiyaç vardır (hücresel enerji üretimi; yaşamın devamı buna bağlıdır). Magnezyum ATP’ ye bağlanır ve hücrelerimizin bu ATP’yi daha etkin kullanabilmesini sağlar.
4. Ben hastalarıma genellikle kombine veya gün içerisinde farklı formları kullandırıyorum.
Daha iyi ve kaliteli bir uyku ve sakin bir beyin için gece yatmadan önce aç karnına alfa lipoik asitle beraber 250 mg bisiglinat formundan veriyorum.
Sabahları kahvaltıdan iki veya üç saat sonra yani mide boşalmış bir şekilde (aç karnına) 250 mg malat formundan kullanıyorum. Bu şekilde gün içerisinde daha fazla enerji ve daha az kas problemleriyle uğraşmış oluyor hastalarım.
Migren, anksiyete, fibromyali, bağ ağrısı, depresyon, Alzheimer, demans, Parkinson, SİBO ve premenstrüel sendrom olan hastalarımda ise kombine formları (malat, bisigilinat ve ATA magneyum) kullanıyorum.
Magnezyum aç alınması gereken bir takviyedir!