Diş Ağrısının Önce Sebebi Bulunmalı!
Diş eti, nörolojik, göz veya burun kanalı tıkanıklıkları, dişe yakın bölgedeki ağrıları hasta diş ağrısı ile karıştırılabilir. Uzun süreli, geçmeyen ağrılar sonucunda ise hatalı diş çekimi bile yapılabilir. İstenmeyen olayların yaşanmasını önlemek için; ilk muayene sonrasında radyolojik görüntüleme yapılmalı, hasta ağrısını net ifade ettikten sonra da eldeki verilerle sebep tespit edilip, uzman diş hekimi tedaviyi devralmalıdır.
Dr. Selin Bulgu
Endodonti Uzmanı
Diş ağrısı nedenleri farklı olabileceği için hastanın doktoru doğru yönlendirmesi tedavinin şekli ve başarısı için şarttır. Net biçimde şikayetler tanımlandıktan sonra konuyla ilgili uzmana yönlendirme yapılmalıdır.
*Diş eti kaynaklı ağrılar
Diş eti, dişi çevreleyen bir dokudur. Hastanın diş ile diş eti kaynaklı ağrıyı ayırt etmesi çok zordur. Ağrı tam-doğru ifade edilemediğinde yanlış yönlendirme sonucu diş çekimi bile olabilir. Burada iki önemli nokta var: diş hekimi uzmanı konuya hâkim olmalı, hasta şikayetini en iyi şekilde anlatabilmeli. İlk muayene yapıldıktan sonra diş kaynaklı olduğunu düşünülüyorsa kanal, diş eti kaynaklı ise branş uzmanı tedaviyi devralmalıdır. Radyolojik muayene bu noktada çok önemlidir. Eğer sağlam bir dişten bahsediliyorsa o zaman diş etine yönelmek çok daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
*Nörolojik- yüz de gezen ağrılar
Diş ve diş etinden kaynaklanmayan nörolojik-yüz de gezen ağrı normalde yüzün dış kısmında dokunmayla başlamaz. Ağrının yüzün bir yarısından diğer yarısına atlayamaması gerekir. Sinirler vücudun iki yarısından gelir. Bu tablo bölgesel farklılar gösteren diş hastalıkları için geçerli olamaz. Diş ağrısı aşağı-yukarı, alın ya da boyuna yansıyabilir. Ancak yüzün diğer yarısına atlayamaması gerekir.
*Göz ya da burun kanallarındaki tıkanıklık ağrıları
Dişe yakın bölgesel ağrılar da kafa karıştırıcı olabilir. Öncelikle göz ve burun kanallarındaki tıkanıklıklar araştırılmalıdır. Ayrıca elmacık kemikleri, yüz, yanak, gözleri altı, burun kenarındaki ağrılarda diş kaynaklı sanılabilir.
Üst arka dişler sinüse yakın olduğu için, sinüs sarktığında burada oluşan iltihaplanma dişlere ağrı olarak yansıyabilir.
*Stres sonucu diş sıkma olayı
Özellikle pandemi dönemi ile artış gösteren diğer bir tabloda diş sıkma sonucu gelişen ağrı ve diş aşınması vakaları. Sıkma hem diş hem de çene-çiğneme eklemine zarar veriyor. Zamanla deforme olduğunda eklem de ağrılar ve fonksiyonel azalma, çenede takılma olabilir. En basit koruma yöntemi diş plaklarıdır.
Tedavide amaç dişi korumaya yönelik olmalı
Endodonti-kanal uzmanlarının önceliği doğal olanı korumaya yönelik davranmaktır. Uygulanacak tedaviler bittiğinde dişi çekmek gerekir. Çünkü yerine koyulanın garantisi yok.
Dişteki doğallığı sağlıklı bir şekilde korumak aslında sağlıklı yaşam için de gereklidir.
Daimî diş eksikliği söz konusu olduğunda sağlam dişlere dokunmadan implant işlemi ile sorun giderilebilir.
20 yaş dişi hangi durumda çekilmelidir?
Çoğunlukla 20 yaş dişleri düzgün çıkamaz, çıkmak için ağızda yer bulamaz, çapraşık gelip öndeki dişin köklerine dayanabilir. Bu durumda bölgede çok fazla besin tutulumu olması, çürümeyi hızlandırır. Ya da ağızda yer bulamadığında öndeki dişleri ittire ittire gelir, diş dizilimini bozar. Burada cevap aranan 20’lık dişin ağızda yer sürecek yeri var mı, yok mu? Ağzın yapısal şekline göre karar verilmelidir.
Ağızdaki denge korunmalıdır
Bir boşluk varsa dişler bu boşluğa doğru yatma eğilimine girer. Arkadaki diş öne, öndeki diş arkaya doğru yatar. Hatta üstteki diş aşağıya doğru uzamaya başlar. Düzgün sıralamada bozulma oluşur. Boşlukların doldurulmasında yaş da uygunsa çevredeki dişlere zarar vermeyeceği için en uygun çözüm implanttır. Daha küçük yaş ise tel tedavisi arkadaki dişi oraya sürdürülebilir.
Beslenme ağızda başladığı için bu bölgede denge korunmalıdır. Doğru-etkin çiğneme de sağlıklı-sağlam dişlere ihtiyaç vardır. Ağız dinamik bir yapıya sahip olduğundan denge bozulursa sindirim problemleri başta olmak üzere farklı sağlık sorunları oluşur.