Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Sadece Avrupa güvenlik mimarisinin değil küresel güvenlik algısının da kökten değiştiği bir süreçten geçiyoruz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Olağanüstü Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’nin ardından düzenlediği basın toplantısında, “Sadece Avrupa güvenlik mimarisinin değil küresel güvenlik algısının da kökten değiştiği bir süreçten geçiyoruz” ifadelerini kullanarak, “Savaşın başından itibaren Montrö Sözleşmesi’nin ülkemize sağladığı yetkileri Karadeniz’de gerilimi düşürmek amacıyla kullanıyoruz” dedi.
Belçika’nın Başkenti Brüksel’de düzenlenen NATO Olağanüstü Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirve sonrası basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, zirvede NATO müttefiklerinin Türkiye’nin barış çabaları nedeniyle teşekkür ettiklerini ifade etti. Zirvede ele alınan konular ve Türkiye’nin tutumuna ilişkin önemli açıklamada bulunan Erdoğan, “NATO Genel Sekreteri Sayın Stoltenberg’e bu kritik dönemde NATO liderler toplantısına önderlik ettiği için şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Değerli dostum Stoltenberg’e gerek bu zorlu dönemde sergilediği liderlik gerekse bizim de kuvvetle desteklediğimiz görev süresinin uzatılması dolayısıyla canı gönülden tebrik ediyoruz” dedi.
“Sadece Avrupa güvenlik mimarisinin değil küresel güvenlik algısının da kökten değiştiği bir süreçten geçiyoruz”
Belçika makamlarını zirveye başarılı ev sahipliğinden ötürü tebrik ve takdirlerini ileten Erdoğan, “Sadece Avrupa güvenlik mimarisinin değil küresel güvenlik algısının da kökten değiştiği bir süreçten geçiyoruz. Ukrayna ve Rusya savaşı bugün itibariyle birinci ayını geride bıraktı. NATO müttefikleri olarak hem güncel gelişmeleri, hem de ittifakın cari güvenlik ortamında aldığı tedbirleri değerlendirmek üzere liderler seviyesinde bir araya geldik” dedi.
“Kırım’ın ilhakını tanımadığımızı ve tanımayacağımızı her fırsatta ifade ettik”
Erdoğan, “25 Şubatta video konferans yöntemiyle düzenlenen zirvenin ardından NATO’nun bir kez daha birlik ve dayanışma mesajı vermesi anlamlıdır. Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine 2014 yılından bu yana sergilediği kuvvetli desteklercesine malumudur. Kırım’ın ilhakını tanımadığımızı ve tanımayacağımızı her fırsatta ifade ettik. Etmeyi de sürdürüyoruz. Zirve vesilesiyle Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik desteğimizi bir kez daha güçlü bir şekilde vurguladık” dedi.
“Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla ilgili tutumumuzda bu ilkeli politikamızla uyumludur ve nettir” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Savaşın neden olduğu yıkım ve insani trajedi ortadadır. Tahrip olan şehirler, adeta enkaza dönen hastaneler, okullar, bütün varlığını bir bavula sığdırmış gözü yaşlı mülteciler, korku ve endişenin pençesinde kıvranan masum çocuklar savaşın kanlı yüzünü bizlere tekrar hatırlatmıştır” ifadelerini kullandı.
“Türkiye gerek coğrafi konumu gerekse NATO müttefiki olarak çaba harcıyor”
Bu savaşın özellikle çocuklar ve kadınlar üzerinde izleri senelerce silinmeyecek çok ağır travmalara yol açacağını aktaran Erdoğan, “Çatışmalar uzadıkça maalesef her iki tarafta da savaşın yıkıcılığı artıyor. Bu süreçte Türkiye gerek coğrafi konumu gerekse NATO müttefiki olarak çaba harcıyor. Müzakere sürecini kolaylaştırmak için şimdiye kadar bir çok adım attık. Antalya’da Dışişleri Bakanlarını bir araya getirmemiz ve bilahare Dışişleri Bakanımın Moskova ve Lviv temasları dönüm noktası olmuştur. Nihai çözümün her iki ülkenin ve uluslararası kamuoyunun kabul edeceği muteber bir formüle dayanması gerektiğini düşünüyoruz. Ukrayna’nın egemenliği ve bağımsızlığı temel öncelik olmalıdır. Müzakerelerde bazı noktalarda ilerleme kaydedilmesini ihtiyatlı bir iyimserlikle karşılıyoruz” dedi.
“Savaşın başından itibaren Montrö Sözleşmesi’nin ülkemize sağladığı yetkileri Karadeniz’de gerilimi düşürmek amacıyla kullanıyoruz”
Möntre’ye değinen Erdoğan, “Savaşın başından itibaren Montrö Sözleşmesi’nin ülkemize sağladığı yetkileri Karadeniz’de gerilimi düşürmek amacıyla kullanıyoruz. İnsani yardımlar noktasında da üzerimize düşeni fazlasıyla yapıyoruz. Şu ana kadar 56 tır insani yardım gönderdik. Göndermeye de devam ediyoruz” dedi.
“Evini ve yurdunu terk etmek zorunda kalan çaresiz insanların ayrımcılığa uğramasını esefle karşılıyoruz”
Mültecilerin yaşadığı zorluğu Türkiye’nin gayet iyi anladığını belirten Erdoğan, “Mültecilere sahip çıkma noktasında uluslararası toplumun iyi bir imtihan veremediğini geçmişteki acı tecrübelerimizden çok iyi biliyoruz. Evini ve yurdunu terk etmek zorunda kalan çaresiz insanların göz rengine, diline, inancına, kültürüne göre ayrımcılığa uğramasını esefle karşılıyoruz. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere herkes kapısına gelen mültecileri desteklemeli sıkıntılarının hafifletilmesi için elini taşın altına koymalıdır. Bizi insan kılan ve diğer canlılardan ayıran, sadece kendi acısına değil başkalarının acısına yönelik hassasiyetimizdir. Empati duygumuzdur. 11 yıldır Suriyeli kardeşlerimizin, son bir aydın Ukrayna halkının yaşadığı zorlukların gelecekte başka ülkelerin başına gelmeyeceğinin hiçbir garantisi yoktur. Türkiye olarak insanı yaratılmışların en şereflisi gören medeniyet anlayışımız çerçevesinde hiçbir ayrım yapmadan ihtiyaç sahiplerinin yanında olmayı sürdüreceğiz” dedi.
“Zirvede aldığımız kararlarla tamamen NATO’nun caydırıcılık ve savunma yapılanmasını güçlendirmeye yönelik adımlardır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İttifakı Avrupa-Atlantik güvenliğine yönelik tehditler karşısında nasıl mukabele edeceğine dair kapsamlı görüş alışverişinde de bulunduk. NATO’nun mevcut savaş ortamında Ukrayna’ya siyasi ve pratik desteğini sürdürürken, gerçekçi ve stratejik bir yaklaşımla hareket etmesi şarttır. Zirvede aldığımız kararlarla tamamen NATO’nun caydırıcılık ve savunma yapılanmasını güçlendirmeye yönelik adımlardır” ifadelerini kullanarak, “İttifakın Rusya’ya ya da başka bir üçüncü ülkeye tehdit oluşturacak bir yapılanma içinde olmadığının altını bu şekilde bir kez daha çizmiş olduk” dedi.
“Zelenskiy, Türkiye’nin bu işin içerisinde arabulucu rolü üstlenmesi bizzat istiyor”
Türkiye’nin Ukrayna-Rusya savaşında gösterdiği diplomatik çabaların NATO zirvesindeki yankılarına ilişkin sorular üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle Zelenskiy’nin bizimle yaptığı görüşmelerde zaten Türkiye’nin bu işin içerisinde arabulucu rolü üstlenmesi bizzat istiyordu. Rusya’nın da buna karşı olması gibi bir durum söz konusu değil. Dışişleri Bakanının Dışişleri Bakanımla yaptığı görüşmelerde onların da buna olumlu bir yaklaşım sergilediği söz konusu. Temennimiz odur ki bu sürecin içerisinde yine liderlerle yapacağımız görüşmeler içerisinde Türkiye’nin arabuluculuğuna olumlu bir talep, teklif gelirse biz zaten buna hazırız. Bu ister Ankara olur ister farklı bir vilayetimiz olur, buralarda bu görüşmeyi yapmak suretiyle bu adımı atmaya hazır olduğumuzu söyledik’’ dedi.
“Barış politikasının dışında bir yöntem kazandırmaz kaybettirir”
Ukrayna-Rusya-Türkiye ilişkisine değinen Erdoğan, “Bizim temaslarımız Sayın Putin’le de olumlu istikamette devam edecektir, Sayın Zelenskiy ile de yine olumlu istikamette devam edecektir. Bizimki adeta bir barış politikası olmuştur. Çünkü barış politikasının dışında bir yöntem kazandırmaz kaybettirir. Nitekim şu an itibariyle durum bunu gösteriyor. Bizim yine temennimiz bu arayışı sürdürmek ve bu arayışla beraber de işi araştırabilmek. Bunun için de elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz” dedi.
“Macron’la çok verimli ve faydalı bir görüşme oldu”
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yaptığı görüşmeye ilişkin bir soruya cevap veren Erdoğan, “Malum Fransa seçime gidiyor ve seçime gittiği bir dönemde Sayın Macron’la yine ağırlıklı olarak yine gündemimiz Rusya-Ukrayna arasındaki bu savaş idi. Ama bunun dışında Türkiye-Fransa ilişkileriyle alakalı gerek siyasi, gerek askeri, gerek ekonomik, gerek kültürel bir çok konularda nerden nereye geldik, bundan sonra nereye varabiliriz, kendisiyle etraflıca görüştüğümüz çok çok verimli ve faydalı bir görüşme oldu. Temennim odur ki seçim sonrası gelişmelere göre bu süreci Türkiye-Fransa ilişkileri olarak devam ettirmektir” dedi.
Rusya’ya yaptırımlara değinen Erdoğan, “Görünen gerçek şu. NATO üyelerinin büyük çoğunluğu yaptırımlar üzerinden hareket ediyorlar. Çünkü yaptırımların dışındaki yöntemlerin etkili olamayacağı kanaati liderlerin hemen hemen hepsinde hakim. Ve dolayısıyla sonuç olarak hakim olan ruh bu” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyet daha sonra NATO Karargahından ayrılarak uçakla Türkiye’ye hareket etti.