Çoğu kişi farkında olmadan ağız ve diş sağlığı ile ilgili sorunlar nedeniyle şişmanlıyor. Çünkü çürük dişten ağız içindeki iltihaplara kadar farklı durumlar, kilo alma nedeni. Üstelik’ ‘tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan’ sorusu gibi ağız diş sağlığı fazla kilo alımına yol açarken, alınan fazla kilolar da ağız ve diş sağlığının bozulmasına neden olabilir.
Protez Uzmanı
Diş Hekimi
Dr. Dt. Hatice AĞAN
Sindirim ağızdan başlar. Diş eksikliği ya da çürüklüğü nedeniyle çiğnemenin yeterince yapılamadığı durumlarda, gıdalar ağızda yeterince parçalanmaz ve kilo alımı başlar.
Bir besinin ağızda parçalanarak sağlıklı bir sindirim başlangıcı için bir lokmanın en az 20 kez çiğnenmesi gerekir. Özellikle yaşı ilerleyen ve diyabet hastalarının çiğneme fonksiyonlarında bozulmalar oluşabilir. Yaşla beraber diş sayısında azalma ya da yapılan protezlerin yeterince uyumlu olmaması gibi nedenlerle çiğneme fonksiyonu yerine getirilemez. Bu durumda kişinin besin tercihi yumuşak, kolay çiğnenebilen karbonhidrat düzeyi yüksek gıdalar olur.
Çiğneme gerektiren, proteinden zengin et-tavuk ya da lifli sebze-meyvelerin yerini tükürükle yumuşatıp yutulabilen karbonhidratlar alır. İleri yaşta ya da diyabeti olan hastanın, çiğneme fonksiyonu yeterli değilse bir kase tavuklu yeşil salata tüketmesi, bir poğaça tüketmesinden çok daha zordur.
Çocukta çürük diş varsa…
Çürük oluşumuna neden olan etkenlerin başında aşırı karbonhidrat tüketimi gelir. Yapışkan, şekerli, nişastalı ürünlerin tüketiminin yüksek olması, çürük artışına yol açar. Çürüyen dişler ağrı yapar ve sindirim işleminde aktif rol oynayamaz. Sallanan süt dişleri ve/veya ağrılı çürük dişlerin varlığında çocuklar sert sağlıklı yiyecekleri tüketmektense daha çok kolay çiğnenen karbonhidratlı ve şekerli yiyeceklere yönelir. Obezite ile mücadelede çocukların dişlerinin çürümemesi için şekerli yiyeceklerden uzak tutulması, ağız hijyenine dikkat edilmesi, fırçalama alışkanlığı kazandırılması, düzenli diş hekimi kontrolünün yapılması genel sağlığının korunması için de önemli hale gelir.
Ağızda iltihap oluşursa…
Enflamasyon yani iltihap oluşumu obezite, diyabet, ağız sağlığı arasındaki etkileşimin büyük bir parçasıdır. İnflamatuar proteinler vücudun bağışıklık tepkisinde önemli sinyallerdir, bu nedenle diş eti hastalığı gibi kronik bir enfeksiyon olduğunda vücut çok daha fazla inflamatuar bileşik salgılar. Bunlar, vücudun enerji kullanımını ve kilo kaybını düzenlemesine yardımcı olan leptin gibi bazı önemli hormonların görev yapmasını engeller. Besin enerjiye dönüşmeden, yağ olarak depolanır. Ama bu, madalyonun yalnızca bir yüzü. Diğer yüzünde ise, oluşan yağ hücreleri de aynı zamanda inflamatuar proteinleri salgılar. Bu proteinler de kilo artışına neden olduğu gibi ağızdaki bakterilere karşı bağışıklık tepkisini de hızlandırarak ağız sağlığında bozulmaya yol açar. Dolayısıyla obez kişilerde yağ dokusunun fazla olmasına bağlı ağız sağlığı olumsuz etkilenir.
Diş eti hastalıkları egzersizi zorlaştırır
Diş eti hastalıkları, kişinin hareket için harcayacağı enerjiyi düşürür. Diş eti hastalıklarını, hiç geçmeyen soğuk algınlığı veya grip gibi düşünülebilir. Kronik enfeksiyondur. Grip ya da nezle iken egzersiz yapmaya çalışan kişi çok çabuk yorulur. Diş eti hastalığının varlığında da durum aynıdır üstelik bu her gün yaşanır. Diş etinde oluşan enflamasyon kronik yorgunluğa katkıda bulunarak egzersiz yapmayı veya sürdürmeyi zorlaştırabilir.
Özellikle diyabet hastalarında bu durumun daha etkilidir. Zira, diyabet diş eti hastalığı riskini artıran bir faktördür. Diş eti hastalığı da diyabeti daha kötü hale getirir. Diyabet, vücuda besin yoluyla alınan enerjinin işleme ve kullanma biçimini bozar. Dolayısıyla normal beslense bile, vücut onu enerjiye dönüştüremediği için kişi kendini halsiz, yorgun hisseder. Bu durumda hareket kapasitesi düşer. Hareket edilemediği için de yine kilo alımı kolaylaşır.
Obezite ağız ve diş sağlığını olumsuz etkiliyor
Yapılan çalışmalarda obez hastalarda diş çürükleri ve gingivitis adı verilen diş eti hastalıklarında belirgin artış gözlenmiştir. Bunlara bağlı olarak ağız kokusu da gelişebilir. Yine obezlerde görülen reflüye bağlı ağız içi asiditesinin artması dişlerdeki mine erozyonu ve aşınmalarını arttırır, diş hassasiyetleri oluşabilir. Bu kişilerde ağız kuruluğunda artış da görülür.