Ülkemiz normalleşme sürecine geçiş için gerekli koşul-şartlar bakımından henüz hazır değil. Geçen yıl haziran ayında vaka sayısı 770’lerde iken şimdi beş bine inmesi hedefleniyor. Yoğun bakım merkezleri Covid19 vakalarında şu an için rahatlamış sayılsa bile normalleşme sürecine geçişte yapılacak en küçük hata ile tekrar yoğunlaşabilir. Bu bakımdan tedbirlerin sıkıca uygulanması, aşılanma hızının artırılması ve ülkemize yurtdışından gelen kişilere PCR testi zorunluluğu getirilmesi şarttır. Aksi takdirde normalleşme sürecine geçmemiz çok zor ve uzun zaman alır.
Prof. Dr. Osman Erk
İstanbul Tıp Fakültesi Acil Dahiliye Bölüm Başkanı
Covid19 ile birlikte yaklaşık iki yıldır tüm dünyada insanlar global salgın travmaları, ölüm, hastalık, yalnızlık dolu korku filminin birer oyuncusu oldu. Aşı çalışmalarının inanılmaz hızla tamamlanması, rahatlama sağlarken bu kez de ekonomik açıdan güçlü devletler arasında aşıya ulaşma savaş başladı. Fakir ülkelerde maalesef aşılama henüz çok çok az sayıda iken Avrupa, Amerika, Çin gibi büyük ve zengin ülkeler normalleşme sürecine hızlı-kalıcı bir şekilde geçiş yapmayı başardı. Türkiye ise yerli aşı çalışmalarına devam ederken, onay almış olan aşıların ülkemize getirmek için Çin, Rusya, Almanya gibi ülkelerin kapısını çalıyor. Aşı temini bir sorun, aşılanma ayrı bir sorun daha büyük bir sorun ise normalleşme sürecine nasıl geçilecek?
Aşı, maske, mesafe, hijyen DEVAM
Ekonomik, eğitim, psikolojik her alanda toplum olarak hep birlikte çok zor günleri yaşamak zorunda kaldık. Üç büyük salgın dalgası atlattık. 50 bine yakın vatandaşımızı Covid19 nedeniyle kaybettik. Çoğu kişi tüm bu olaylardan ders almadı, toplantılardan, kapalı yerlerden uzak duramadı. Maske, mesafe, hijyen tedbirlerini önemsemeyi ihmal etti, aşılama sırası geldiğinde aşıya güvenmeyip olmak istemedi. Ama yerine geldiğinde ‘artık tahammül ve sabır kalmadı’ denildi. Herkes üzerine düşen sorumluluğu yaparsa ancak o zaman ülkemiz normalleşmeye kalıcı olarak geçebilir.
Tedbirlere mutlaka uyulmalı!
Geçen yıl haziran ayında vaka sayısı 700’lerde iken bu yıl beş bine inmesi için uğraşıyoruz. Eğer geçen yıl yaz aylarında yapılan hataları bu yıl da yaparsak vaka sayısı çok daha fazla olduğu için tablo daha da kötüleşebilir. Bunun önüne geçmek için aşı ve aşılama oranı çok önemli. Şu an için aşıda hedeflenen noktalara ulaşma imkânı olmadı. Yapılan anlaşmalar sonucunda ülkemize gelen aşıların çok etkili olduğu söylenemese de programın hızlandırılması şart! İki doz aşı yapılan kişi sayısının bir an önce yükselmesi şart! İnsanların aşı sonrası bile mutlaka tedbirlere devam etmesi gerekiyor.
Aşılanma hızlandırılmalı
*Günlük yapılan PCR test sayısı 400-500 bin çıkarılmalı
*Filyasyona devam edilmeli
*Asker uğurlaması, nikah, düğün, nişan, taziye ziyaretleri yasak!
*Toplu taşımada çok dikkatli davranıp çift maske takılması ŞART!
*Geçen yıldan ders alınarak kurallara sıkıca uyulması gerekiyor!
*Yurtdışından ülkemize gelecek turistlerden mutlaka PCR testi istenmelidir!
Turistlere PCR testi yapılması şart!
Turistlerin karantinaya alınmaması ya da PCR testi istenmemesi çok ciddi bir sorun oluşturabilir. Bu Covid19 virüsünde varyant ya da mutasyona uğramasına sebep olabilir. Hasta sayısı kadar varyant ve mutasyon tehlikesi vardır. Yurtdışından gelen kişiler yeni tehlike oluşturabilir. Bu kararın tekrar düşünülmesi gerek. Türk vatandaşı yurtdışına PCR testi yaptırmadan çıkamıyorsa ülkemizde gelecek insanlarında aynı şekilde teste tabii tutulması gerekir. PCR testi yapılmadan yabancı turistin ülkeye kabul edilmesi Avrupa’daki insanlar üzerinde de negatif düşüncelerin oluşmasına sebep olur. ‘Böyle bir ülkeye niye gidelim’ diye düşünebilirler. Bir turistik tesiste oradaki insanların aşı olup olmamasından ziyade dünyanın çeşitli ülkelerinden gelecek insanlarla güvende olmadan kim tatil yapmak ister? Bu ciddi bir sorun oluşturur.
‘Hangi tür aşı’ yerine AŞI olmak gerek!
Normalleşmek eski günlere dönebilmek için aşının türüne bakılmadan herkesin aşı olması ŞART. Maalesef aşılama programı ülkemizde çok iyi ilerlemiyor. Günde 200 bin aşı yapılması bir sorun. Diğer ülkelerde bu sayı çok daha fazla. Amerika’da günde 4-5 milyon, Almanya, İngiltere’de bir milyondan fazla aşı yapıldı. Şimdi bu ülkeler normalleşme sürecine girdi. Bizim ise aşı tedarik etme sorununu aşıp, aşılamayı bir an önce hızlandırmamız gerekiyor. Türü önemli değil.
Ekonomik, eğitim, psikolojik alanda çok ciddi bir kayıplar yaşadık. Bunun artık çözüme ulaştırılması gerekiyor. Öğrencilerin eğitim dönemi başlayana kadar aşılanması, geçici çözümler yerine akılcı-kalıcı çözümler hayata geçirilmelidir.
Ancak kurallara uyulduğunda ve aşılama hız kazanırsa Eylül ayından itibaren tabloda iyileşme olur, normalleşme sürecine geçilebilir.