„TSK’nın yakın zamanda yapmış olduğu en büyük harekat“

Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Irak ve Suriye kuzeyinde teröristler tarafından üs olarak kullanılan Derik, Sincar ve Karacak bölgelerindeki terör yuvalarına karşı yapılan „Kış Kartalı Hava Harekatı“nı değerlendirdi.

İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamada bulunan Ağar, yapılan harekatın büyük etki yaptığını söyledi.

Yapılan harekatın diğer yapılan mutat çalışmalardan farklı olduğunu belirten Ağar, „Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yakın zamanda yapmış olduğu en büyük harekat. PKK kaynaklarına baktığımız zaman, onların ağlaşmalarına, ciyaklamalarına, şikayetlerine, hakaretlerine, iftiralarına baktığımız zaman ortaya konulan etki de çok büyük. Sürekli manipüle etmeye çalışıyorlar, bu açıdan bakıldığı zaman açıkçası gerek kamplarının, sözde karargahlarının, gerek depolarının, tünellerinin vurulmuş olması son derece anlamlı, büyük bir zarar gördükleri anlaşılıyor. Bir harekat diğer yapılan mutat çalışmalardan farklıdır, bir karargah çalışmasını gerektirir ve karargah çalışmasına bağlı olarak kendine özgü zamanca planlamaları vardır. Bu planlamalar çerçevesinde gerçekleştiğini değerlendiriyorum. En uygun zaman mutlaka kollanmıştır“ dedi.

Bu harekatın temel özelliklerinden bir tanesinin de Suriye hava sahasındaki hassasiyetler meselesi olduğunu vurgulayan Ağar, „Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, Suriye’deki hava sahası Ruslar ve Amerikalılar tarafından kontrol ediliyor. Suriye’ye yapılan her hava harekatında her zaman hassasiyetler ve konjektürel meseleler vardır. Bu anlamda da son derece önemli olduğunu düşünüyorum ve bu harekatın küresel jeopolitikteki Türkiye’nin değerinin anlaşılmasından, tekrar görülmesinden sonra gelmesi de bu anlamda bir değer taşıyor“ diye konuştu.

„Ses çok farklı yerden geldi“

Küresel jeopolitiğin Türkiye’nin ne kadar önemli bir ülke olduğunu Ukrayna kriziyle birlikte kendisini bir kez daha gösterdiğini aktaran Ağar, „Sesin çok farklı bir yerden Irak’taki en güçlü Haşdi Şabi örgütlerinden Asaib Ahl El-Hak lideri Kays el-Gazali’den gelmesi de onun tarafından harekat sonrası Türkiye’nin tehdit edilmesi bir anlam taşıyor. O da kendisiyle ilgili bir okuma yapmış. Küresel jeopolitik Türkiye’nin ne kadar önemli bir ülke olduğunu Ukrayna kriziyle birlikte kendisini bir kez daha gösterdi. Bu değerin tekrar görülmesiyle birlikte Milli Savunma Bakanlı Hulusi Akar bir cümle kurdu: ‘Müttefiklerimizin artık PKK’ya sağladıkları desteği kesmeyi, onu himaye etmelerini bırakmalarını bekliyoruz.’ Böyle bir temel fotoğrafta böyle bir etkinin de ortaya çıkması da bununla ilgili olabileceğini akıllara getiriyor“ ifadelerine yer verdi.

„Bir diğer tarafıyla bir gerçek gözüktü“ diyen Ağar, şunları kaydetti:

„PKK, Amerika Birleşik Devletleri’nin ve diğer ülkelerin kendisini kullanmaları karşılığında Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkeleri kullanabilen bir örgüt. Kendi menfaatleri doğrultusunda küresel ülkeleri bile manipüle edebiliyor. Bu anlamda Haseke cezaevinde yaşanan olaylar da bir ibret. PKK’nın ’DEAŞ’ı hapishanede tutuyorum, onlarla mücadele ediyorum’ yalanlarıyla bir varlık üretmeye, bir etki üretmeye çalıştığı da bir kez daha kendisini gösterdi. Bu anlamda yapılan harekat, Batı’nın gözünün açılmasıyla ilgili temel bir fotoğrafın devamı olarak kendisini göstermiştir.“

Türkiye’den meydan okuma

Harekatta büyük oranda milli mühimmatların kullanıldığını ifade eden Ağar, „Bu bir meydan okuma. Türkiye, ’Daha önce sizin mühimmatlarınızı kullanıyorduk, istediğimiz gibi vuramıyorduk. Ama şimdi kendi mühimmatlarımızı kullanıyoruz ve 12’den vuruyoruz’ Bu anlamda da son derece önemli bir mesajın olduğunu görüyorum“ dedi.

Bu harekatların devam etmesi gerektiğini anlatan Ağar, şu ifadelere yer verdi:

„Çünkü Türkiye, vatanına, askerine kurşuna sıkan bölücü terör örgütüyle yapmış olduğumuz bir mücadele, kim himaye ederse etsin, mücadele edeceğiz. Bu terör örgütüyle dost olan düşmanımızdır, düşman olan dostumuzdur temel basit mantık içerisinde. Ama burada aldatıcı görüntülere de kanmıyoruz, kanmayacağız. Mücadelemizi hem doğrusal hem asimetrik alanlarda bütün engelleri aşarak devam etmek zorundayız. Çünkü yakın, orta ve uzun gelecekte Türkiye’yi tehdit eden bir terör varlığıyla karşı karşıyayız. Bunun dost ve müttefikler dahil olmak üzere bir takım küresel ülkeler tarafından da kullanıldığının, manipüle edildiğinin bilincinde mücadelemizi tüm eksenlerde ve katmanlarda devam ettiriyoruz ve devam ettirmek zorundayız.“

Die mobile Version verlassen