Yabancı sanatçılar Gazze’deki dramı şarkılarıyla İstanbul’dan duyurdu

Taksim Meydanı’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın teşrifleriyle 29 Aralık’ta açılan sergiye vatandaşların yanı sıra yabancı ziyaretçiler ve yabancı basın mensupları da yoğun şekilde katıldı.

Lübnan asıllı İsveçli şarkıcı, söz yazarı ve müzik yapımcısı olan Maher Zain ile Tunuslu şarkıcı ve söz yazarı Emel Mathlouthi de sergiyi ziyaret etti.

Sergide, ünlü sanatçıların Gazze’de yaşanan dramı dünyaya anlatmak ve Filistinlilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekmek için Filistin için özel bestelenen şarkılarının klip çekimleri gerçekleştirildi.

Lübnan asıllı İsveçli Müslüman şarkıcı Maher Zain “Ya Habibi Ya Filistin (Ah Aziz Filistin)”, Tunuslu şarkıcı ve söz yazarı Emel Mathlouthi de Filistin için uyarlanan “Naci En Palestina (Filistin’de Doğdum)” adlı şarkıyı seslendirdi.

Sanatçı Maher Zain, yaptığı açıklamada, İletişim Başkanlığının sergisinden çok etkilendiğini belirterek, “Sergide çok güzel eserler var, gerçekten çok etkileyici. Filistinli ve Gazzeli çocukların akıllarından ve gönüllerinden geçenleri dışa vuran bir sergi. Birisi bizden bir resim çizmemizi istediğinde içimizdekileri dökeriz, Bunlar da bu çocukların aklından geçenler… Dolayısıyla bu sergide Gazzeli çocukların ne kadar travmatize olduklarını görebiliyoruz.” dedi.

Filistin’de 90 günü aşkın saldırılara tanık olduklarını ve bunun ne zaman biteceğini bilmediklerini söyleyen Zain, şunları kaydetti:

“Bu saldırıların en kısa zamanda sona ermesini umut ediyoruz, ateşkes istiyoruz. Öncelikle bir sanatçı olarak, bu konuda bir sorumluluğum olduğunu hissediyorum. Bu anlamda yapabileceğim en iyi şey sanatımla bir şeyleri göstermek. Bu yüzden Filistin için bir şarkı yaptık. ‘Ya Habibi Ya Filistin’ adlı şarkımı çok yakında zamanda çıkaracağız. Hepimizin bir mesajı var. Hepimiz 90 gündür sosyal medya yoluyla neler olduğunu takip ediyoruz. Daha önce televizyonda ve haberlerde seçili materyaller görüyorduk. Şimdi gerçek ham içeriği görüyoruz, izlemesi çok zor ama aynı zamanda hakikati gösteriyor. Hiç kimse buna izin vermemeli. Elimizden geleni yapmak, farkındalığı arttırmak ve dünyanın dört bir yanındaki gösterilere destek olmak, baskı yapmak için buradayız. En azından bunu yapabiliriz.”

“Bu muhteşem koleksiyon Paris’e Berlin’e, New York’a, Londra’ya ulaşmalı”

Tunuslu şarkıcı ve söz yazarı Emel Mathlouthi de serginin kendisini çok duygulandırdığını ifade ederek, çocukların belleklerine şiddet ve savaşla ilgili görüntülerin kazındığını görmenin çok üzücü olduğunu dile getirdi.

Mathlouthi, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bir insan olarak kendimi aciz hissediyorum. Çünkü ben sadece bir sanatçıyım ama umuyorum ki sanat ve özellikle de bu sergideki sanat daha fazla kalbe, daha fazla göze ulaşabilir. Keşke bu muhteşem koleksiyon Paris’e, Berlin’e, New York’a, Londra’ya gidip dünyayı dolaşabilse. Çünkü Gazze’yi yalnızca muhabirlerin gözünden değil, aynı zamanda çocukların gözünden de göstermemiz çok önemli. Ayrıca Türk halkının dünyanın başka hiçbir yerinde olmadığı kadar harekete geçmesinden ve Filistin davasına çok duyarlı olmasından dolayı mutluyum. Siyasi kararların da bunu takip etmesini umuyorum. Çünkü sadece önemli siyasi kararlar İsrail devletini izole edebilir ve onun Filistin halkına yönelik tüm hukuksuzluğuna ve sürekli saldırılarına karşı mücadele edebilir. Umarım onları siyasi olarak izole edecek kararlar alınabilir ve böylece politikalarını gözden geçirmek zorunda kalırlar. Benim elimde müziğin kalplerdeki gücü var. Umuyorum ki müzikle, sanatla ve Türklerin kalplerinin gücüyle hükümetleri doğru kararlar almaya teşvik edebiliriz.”

“Türkiye olarak bu çığlığa sessiz kalmadık ve kalmayacağız”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da sergideki Filistinli çocukların resimlerinin İsrail’in katliamlarının küçük kalplerden çıkan birer belgesi, kanıtı niteliğinde olduğunu belirtti.

Sergideki resimlerde İsrail’in yıllarca devam eden gaddarlığının, zulmünün görüldüğünü ifade eden Altun, “Bu resimlerde onlarca belge, görsel ve videonun varlığına rağmen İsrail’in zulmünü görmezden gelen gözlere, duymazdan gelen kulaklara bir çığlık var. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye olarak bu çığlığa sessiz kalmadık ve kalmayacağız. Zira biz istiyoruz ki, bu çocukların çığlıkları karanlıkta kaybolmasın. Biz istiyoruz ki, İsrail’in zulümleri, çocuk katliamları yanına kalmasın.” dedi.

Sergiyi yurt dışında da açmayı planladıklarına ve çocukların gözünden yaşanan bu dramı tüm dünyaya duyurmayı amaçladıklarına işaret eden Altun, şöyle devam etti:

“Bu sergi Gazze’deki katliamın durması ve kalıcı barışın tesisi için dünyaya bir çağrıdır. Her şeyden önce çocuklar için son derece ağır ve acı olan bu saldırılara karşı maalesef dünyanın büyük kısmı kör ve sağır numarası yapıyor. Bizler bu sergi ve diğer çalışmalarımızla dünyanın görmek istemediği, siyasilerin gereğini yapmaktan kaçındığı gerçekleri onların yüzüne vurmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak Filistinli mazlum ve mağdur çocukların sesini duyurmaya çalışmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Tüm dünyayı, gelecekleri yok olan, savaşın ve yıkımın ortasında çaresiz bırakılan çocukların çığlıklarına kulak vermeye davet ediyorum.

Kıymetli sanatçılarımız Maher Zain ile Emel Mathlouthi’nin de sergimizi ziyaret etmesinin Filistinli çocukların yaşadığı felaketlerin dünyaya duyurulmasında çok değerli katkıları olduğunu düşünüyorum. Kendilerine Filistinli çocukların dramlarına duyarsız kalmadıkları ve sergimize gösterdikleri alaka için teşekkür ediyorum. İletişim Başkanlığı olarak hem yurt içinde hem de yurt dışında İsrail mezaliminin ifşa edilmesi için elimizden gelen tüm imkanları sonuna kadar kullanmaya devam edeceğiz.”

Sergiyi 200 bin kişi ziyaret etti

Sergi, İsrail’in saldırılarının ardından Gazze’de savaşa tanık olan çocukların duygularını, yaşadıkları travmaları, acılarını, içindeki bulundukları zorlu koşulları, sanat aracılığıyla aktararak, uluslararası toplumda farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

Sergide, 2008-2009’da gerçekleşen Dökme Kurşun Operasyonu sırasında Gazzeli çocukların çizdiği 266 eserin arasından bir seçki yer alıyor.

İsrail’in son saldırılarının ardından hayatını kaybeden gazeteciler ve doktorlar için de özel bir bölüm ziyaretçilerin dikkatine sunuluyor.

Toplam 1350 metrekarelik bir alana kurulan sergi, Gazzeli çocukların resimlerinden oluşan fiziksel enstalasyonlar ile yine resimlerin orijinallerinin aktarıldığı dijital gösterim bölümlerinden oluşuyor.

Bir diğer bölümde ise İsrail’in son saldırılarının ardından şehit olan çocukların eşyaları, savaşı ve yıkımı tasvir eden moloz yığınları sergileniyor.

29 Ocak’a kadar vatandaşın ziyaretine açık olacak sergiyi şimdiye kadar 200 bin kişi ziyaret etti.

Exit mobile version