AUGE/UG olarak her zaman burada yaşayan tüm insanların eşit haklara sahip olmasını savunduk. AUGE/UG, Avrupa Adalet Divanı nezdinde seçilme hakkı için, yani Avusturyalı olmayanların Arbeiterkammer Genel Kurulu ve Çalışma Konseyine seçilebilmeleri için başarılı bir mücadele vermiştir. Bizim için sosyal, ekonomik ve siyasi katılım birbirinden ayrılamaz bir bütündür. On yıllar boyunca bu siyasi katılımı engelleyen ve buna karşı mücadele eden, göçmenleri iş arkadaşlarından ziyade iş için rekabet olarak gören, sosyal demokratların hâkim olduğu sendikalar ve işçi odalarıydı.
Göçmenler genellikle politikacılar tarafından tamamen hesaplanmış nedenlerle kötüye kullanılmaktadır. Önyargılar ve genellemeler, dikkatleri gerçek dağıtım sorunlarından uzaklaştırmak amacıyla popülist ajitasyonla yayılmaktadır. Her türlü ırkçı ajitasyona, yabancı düşmanlığına ve özellikle köken, ten rengi ya da yaşam tarzı temelinde insanları birbirine düşürmeye yönelik girişimlere kesinlikle karşıyız. Özellikle de insan hakları ve kadın haklarından dem vuran ancak başka bağlamlarda, mesela azınlıklar söz konusu olduğunda ise bu hakları ayaklar altına alan sağcı ve aşırı sağcı popülistlere karşıyız!
Gerçek entegrasyon ancak katılımla sağlanabilir: sosyal refahta, eğitimde ve aynı zamanda siyasi süreçlerde. Sadece söz sahibi olanlar, yani oy kullanma hakkına sahip olanlar, politikacılar tarafından belirli çıkarları ve sorunları olan dikkate değer bir grup olarak tanınacaktır.
ÇALIŞMA DÜNYAMIZ ANTİ-DEMOKRATİK BİR ALANDIR
Bize temel haklarımızı garanti eden bir demokraside yaşıyoruz. Bu iyi bir şey. Ancak bu durum şirket düzeyinde, demokratik katılımı neredeyse hiç tanımayan büyük ölçüde hiyerarşik yapılarla tezat oluşturuyor. Emeğimizle kar elde etmemize rağmen. İşlerimiz, gelirlerimiz, çalışma koşullarımız doğrudan yönetim kararlarına bağlı olsa da ya da bunlardan etkilensek de. Şirketlerde ortak karar alma neredeyse hiç yokken, işverenler, devlet alanında kendi çıkarlarına öncelik verilmesi için, kendi temsilcileri ve lobi örgütlerinden faydalanıyorlar.
Söz sahibi olma ve örgütlenme hakkı demokrasinin işleyişi için elzemdir. Bu hak, burada yaşayan herkesin demokratik katılımıyla korunmalı ve genişletilmelidir, iş dünyasında da.
ADİL VE EKOLOJİK BİR GELECEK İÇİN
Son yıllarda sadece reel ücretlerin düşmesi nedeniyle maaşlarda bir değer kaybı yaşamakla kalmadık, aynı zamanda artan fiyatlar da hayatı herkes için daha pahalı hale getirdi. Etkiler herkes tarafından farklı şekillerde hissedilse de net olan bir şey var: en büyük kaybedenler ücretliler: Çalışanlar, küçük serbest meslek sahipleri ve EPU’lar. Gelir durumu pek çok kişi için kötüleşirken, şirket karları ve zenginlerin serveti artıyor. Yukarıdan aşağıya doğru radikal bir yeniden dağıtıma paylaşıma ihtiyacımız var. Dayanışmacı bir ücret politikasına, düşük ücretli sektörün ortadan kaldırılmasına ve cinsiyetler arası ücret farkının kapatılmasına yönelik bir taahhüde. Ve sadece iklim felaketini önlemekle kalmamalı, aynı zamanda sosyal olarak daha iyi bir dünya yaratmalıyız. Bu da tüm insanların daha iyi demokratik ortak karar almasını gerektirmektedir. Tüketim, düşük malzeme ve enerji tüketimine yönlendirilmelidir. Sağlık, eğitim ve sosyal konularda daha fazla yatırıma ihtiyacımız var. Dünya çapında!