Türkçe-2

SIFIR ATIK : Farkında Bir Yaşam

Dünyadaki ortalama atık miktarları incelendiğinde; en büyük payı%44 ile organik atık, %17 kâğıt ve karton, diğer atık türleri %14, %12 plastik bileşenleri takip etmektedir. Düşük ve orta gelirli ülkelerde organik atık miktarı gelir seviyesi yüksek olan ülkelere göre oldukça fazla. Kâğıt, plastik, metal gibi geri dönüştürülebilir atıklarsa gelişmiş ülkelerde diğer ülkelere göre daha fazla. Uzmanların sadece israf edilen gıdaların üçte birinin kurtarılmasıyla dünyada açlık diye bir sorun kalmayacağını söylediğini biliyor muydunuz? %44 oranında israf edilen gıda maddeleri çöp yığınlarının arasında toprağa karışıyor; çünkü en azından yok olma süreleri diğer atık türlerine göre kısa. Yani her ay yaptığımız gıda alışverişinin beşte birini çöpe atıyoruz. Oysaki tüm atıkları öncelikle kaynağında israftan kaçınıp ardından atık yönetimi sistemine yani geri dönüşüme dâhil etmekle hem kendi ekonomimize hem ülke ekonomisine hem de Dünyamızın geleceğine, dolayısıyla da gelecek kuşaklara doğru yatırım yapmış oluyoruz. Günümüzde önemli bir sorun olarak karşımıza çıkan sıfır atık kavramı küresel ölçekte konulan hedeflerin bölgesel ve yerel boyutta uygulanabilmesi tamamen toplumların davranış değişikliğine bağlı. Ülkemiz politikası tarafından da desteklenen ve gerekli kurumsal altyapıları oluşturulan sıfır atık projesi birey olarak bize ödev ve sorumluluklar yüklüyor. Konuyla ilgili bireysel olarak yapabileceklerimize odaklanıp davranışlarımızı doğru yönde değiştirebiliriz. Nasıl mı?

Kaynağında israftan kaçınarak

İsraf etmemek, ziyan etmemek, tekrar kullanmak, onarmak, başka insanlarla paylaşmak gibi kavramlar aslında kültürümüzde var olan değerler. Elimizde olanın kıymetini bilerek gerektiğinde onarıp kullanarak, paylaşarak ve aldığımız her ürünün ihtiyaç odaklı mi olduğunu düşünerek hareket edebiliriz. Mutfağımızda az çürümüş gıdaları değerlendirebilir gıda dönüştürme noktasında fikirler geliştirebiliriz. Mutfağımızdan çıkan organik atıkları kompost yapıp kendimiz kullanmıyorsak bile bahçesi olan bir çiftçiye vermek için biriktirebiliriz.

Çevremizdeki her şeyi değerli kaynaklar olarak görmeye başladığımızda, bakış acımız ve eşyayla olan bağımız değişiyor. Unutmayalım israf boyutunda tüketim az gelişmiş ülkelerdeki insanlara karşı toplumsal adaleti yerine getirmememiz demektir. 

Atıklar geri dönüşüm merkezlerine doğru ayrıştırılarak gönderilmelidir?

Mümkün olduğunca daha azatık çıkarıp, çıkarılan atıkların maksimum düzeyde geri dönüştürülebilmesi için doğru ayrıştırılması gerekiyor. Hemen her yerde geri dönüşüm kutuları görüyoruz. Atıkları cam (yeşil), metal (gri), kâğıt (mavi), plastik (sarı) kutularına birbirine karıştırmadan atmalıyız ve mümkün olduğunca üzerinde kabaca kalıntı olmadığından emin olmalıyız. Örneğin deodorant kabini geri dönüşüme atarken mutlaka tamamen bitmiş olduğundan emin olmak gibi. Elektronik cihazlar kullanılmadan evde çok uzun süre kaldıklarında içlerinde bulunan kimyasal maddeler insan sağlığına zarar veriyor. O yüzden evimizde kullanılmayan elektronik cihaz bulundurmamamız gerekiyor. Atık olan elektrikli ve elektronik eşyalarımızı üreticilere, belediyelerin kurduğu atık getirme merkezlerine ya da alışveriş merkezlerinde bulunan getirme merkezlerine bırakabiliriz. Bitmiş olan piller çevreye bırakıldığında içinde bulunan ağır metaller çevrenin kirlenmesine dolayısıyla da başta insan olmak üzere canlı türlerinin yaşamını tehdit eder. Örneğin geri dönüşüme değil de çevreye bırakılan kadmiyumlu pil 600 bin litre suyu kirletebilmektedir. Bu miktar aynı zamanda 11 kişinin yıllık su tüketim imiktarına denk geliyor.

Bazı ülkelerde robotik teknoloji ile birlikte atıklar akıllı ayrıştırma sistemiyle ayrıştırılıyor. Yani kutuya atılan atığı sistem kendi içinde ayrıştırıp kutulara gönderiyor. Akıllı ayrıştırma sisteminin tüm dünyada yaygınlaştırılması hedefleniyor.

İnsanlık başından beri doğrusal bir ekonomi yöntemiyle yani ham maddeyi bir kez kullanıp çöpe atıp yok ederek bu günlere gelmiş. Kaynakların artık yetersiz kaldığı bu dönemde aslında doğanın da işleyiş mekanizması ile aynı olan döngüsel ekonomiye geçildi. Yani, Azalt-Yeniden Kullan-Geri dönüştür… Çevreci bir yaklaşımla sürdürülebilir bir şekilde ham maddeyi dolaşımda tutup, üretimde yukarı yönde kaliteli üretim modeli aşağı yönde ise geri dönüştürme yöntemi ile israfı önleyeceği düşünülüyor.

Üzerinde insan eliyle zehrin akıtılmadığı, ekosistemin uyum içerisinde işlediği, daha temiz, nefes alınabilen bir dünya büyük resmi temsil ediyor. Tüketim alışkanlıklarımıza dikkat ederek, yerel bazda sıfır atığı destekleyerek büyük resmin bir parçası olabiliriz. Sıfır atığın temel felsefesi farkında olarak yaşamaktır. Kâinatın dönüşümüne, yenilenmesine kulak verip doğayı evlerimizdeki saksılarımıza hapsetmeden bizzat içinde olarak bu farkındalığı geliştirebiliriz.

Ähnliche Artikel

Überprüfen Sie auch
Schließen
Schaltfläche "Zurück zum Anfang"