Kadınların en önemli estetik sorunları arasında yer alan selülit çok sayıda nedene bağlı olarak oluşur. Beslenme alışkanlığı ve yaşam tarzında değişiklik yapılmadan kalıcı şekilde yok olmaz. Eğer spor-diyet etkili olmazsa deforme olmuş yağ dokusuna odaklanan cihaz ve işlemler ile cerrahi seçenekleri düşünülebilir. Özellikle masaj mantığıyla çalışan cihazlar, uzun dönemde kan dolaşımını hızlandırıp birikmiş yağ dokusunu azaltır.
Uz. Dr. Ayşe Gökçe Tümtürk
Dermatolog
Selülit, cilt yüzeyindeki portakal kabuğuna benzeyen düzensiz iniş ve çıkışlarla kendini belli eden estetik bir cilt sorunudur. En çok uyluk, kalça ve karın bölgesindeki deri ve deri altı yağ dokusunda oluşmaktadır. Homojen yani düz olmayan engebeli görünüm derinin altında biriken, genişleyen yağ hücreleri ile cilt yüzeyine dik uzanan ve ‘septa’ adı verilen lifli bantların bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Selülitin en sık görülen nedenleri; hormonal değişiklik, genetik faktör, kilo alımı veya kaybı, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam tarzı, sigara, alkol, kafeinli içecek, karbonhidratlı beslenme ve yoğun tuz kullanımıdır. Bunların dışında dar kıyafet, çok fazla oturmak da selülite neden olabilir.
Selülitin 3 derecesi
- Birinci derece; portakal kabuğuna benzetilen inişli çıkışlı görüntü, cildin sıkışmasıyla belirgin hale gelir. Ayakta ve yatar vaziyette selülit görüntüsü fark edilmez.
- İkinci derece; ise uzun süre ayakta durulduğunda ve bacak bacak üstüne atıldığında ciltte belirginleşir. Sıkışan ciltte, portakal yüzeyi tümsekleri ortaya çıkar.
- Üçüncü derece; yatay pozisyonda belirgindir. Menopoz dönemindeki kadınlarda ağrılı durum görülebilir. Genelde bacakların uyluk bölümünde, karın, kol basen, kalça bölgesinde ortaya çıkar.
Önce spor ve diyet…
Ağrı, selülitin bulunduğu bacak, karın, kol basen, kalça bölgesinde ortaya çıkabilir. Kadınlarda bacak, basen, kalça, karın bölgesinde oluşması normaldir. Başka bir ciddi hastalığın belirtisi olmayan selülit zamanla varis, duruş bozukluğu, ciltte sarkmalara neden olabilir. Tedavi seçenekleri oldukça fazladır. Ancak vücutta biriken yağ dokusunun neden olduğu selülitten kurtulmak için yaşam tarzının değiştirilmesi gerekir. Spor ve diyet öncelikli seçeneklerdir. Masaj mantığıyla çalışan cihazlar da uzun dönemde kan dolaşımını hızlandırıp birikmiş yağ dokusunu azaltır.
Medikal tedavide selülit giderici krem, radyofrekans, ultrason, karboksiterapi, vakum terapi, elektroterapi, pressoterapi, yağ dokusu arasındaki fibröz bantları yıkan lazer ve artan yağ dokusunu eriten, dolaşımı düzenleyen mezoterapi gibi tedaviler tek başlarına ya da kombine olarak kullanılabilmektedir.
Selülit tipi ve derecesine göre tedavi seçenekleri
- Lenfatik drenaj uygulaması: Özellikle bacaklarda yüzeysel dolaşımın bozulması sonucu lenfatik drenajın sağlanması amacıyla tüm bacak veya karına eşit miktarlarda değişik aralık ve değerlerle basınç uygulanması işlemidir.
- Mezoterapi: 4 milimetrelik özel iğne ve enjektör yardımıyla cildin orta tabakasına özel solüsyonların enjekte edilmesidir. Bu maddeler selülitli bölgeye doğrudan etki yapar. Vücut tarafından kullanılmayan yağ hücrelerini parçalayarak organizma tarafından tekrar kullanılabilir yağ durumuna getirir. Tedavinin amacı yağ hücrelerinin zarlarını parçalamak, lenf ve kan dolaşımını rahatlatmak, lipoliz mekanizmasını tekrar harekete geçirmek, cilt yüzeyini iyileştirmektir. Haftada bir veya 15 günde bir uygulanacak 8-12 seans yeterlidir.
- LPG: Cilde vakum uygulayarak “septa” adı verilen anatomik yapıları gevşetmeyi, uzatmayı hatta koparmayı amaçlayarak çalışan cihazlar selülit tedavisinde yer bulmuşlardır. LPG aspirasyon (emme) ve dönme aksiyonlarının birlikte kullanılarak deri ve deri altı dokulara negatif basınç uygulanması prensibine dayanan bir masaj metodudur.
- Akupunktur: Vücudun çeşitli kilit noktalarına iğneler yardımıyla ulaşıp su ve yağ hücrelerini harekete geçirerek yok etme yöntemidir.
- Ozon terapi: Yağ hücrelerini oksijenle temizleyerek, yağların yakılmasını amaçlayan bir yöntemdir. Selülitli bölgeye uygulanan buhar banyosu sayesinde oksijen alt tabakaya kadar ulaşır, kan dolaşımını hızlandırır.
- Lazer tedavisi: Selülitli bölgeler üzerine uygulanan lazerle kan dolaşımı hızlandırılır ve hareketsiz bölgeler harekete geçirilir. Geçirgenleşen yağ hücrelerindeki fazla yağ dinamik lazerle akışkan, sıvı hale getirilir ve yağ hücrelerinin sağlıklı formuna dönmesi sağlanır.
- Ultrason: Derinin altına doğru inilerek yağ hücrelerini parçalamayı sağlayan bir yöntemdir. Sadece selülitli bölgelerde değil küçük yağların tedavisinde de etkilidir. Bu yöntemle ses dalgalarının kavitasyon etkisiyle selüliti parçalaması veya depolarını azaltması sağlanır.
- Basınç tedavisi: Hava basıncı ile kan ve lenf dolaşımını harekete geçiren bu yöntem, selülit tedavisinde çok etkilidir.
- Lipoelektro: Çok ince ve uzun iğneler yardımıyla yapılan bu tedavide, elektro ile selülitli bölgelerdeki yağlar parçalanarak boşaltılmaya çalışılır.
- Radyofrekans: Radyofrekans, cilt kollajen sentezini tetiklerken cilt altı yağ dokusunun incelmesini sağlar. Derin katmanlardaki selülit sebebi olan bantların gevşetilmesine neden olur.
- Karboksiterapi: Karbondioksit gazı enjekte edildiği bölgede yağ hücrelerini parçalar, mikro dolaşımı, dokuların oksijen kullanma potansiyelini artırır.