(ÖZEL) Pandemide ‘hastaneye gitme korkusu’ kanserde erken teşhisi engelliyor

Pandemi sürecinde vatandaşların hastaneye gitme korkusu ve hareketsiz yaşamın etkisiyle birlikte uzun vadede kanser vaka sayılarının artacağını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İhsan Oruk, “İnsanlar pandemi korkusuyla tarama ve kontrollere gitmemeye başladı. Artık erken teşhisten bahsetmiyoruz, ilerlemiş kanser vakalarından bahsediyoruz” dedi.

Covid-19 pandemisi, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de insanların günlük alışkanlıklarda değişikliklere sebep oldu. Kalabalık alanlardan uzak durmak isteyenler, evde vakit geçirerek virüsten korunmaya çalıştı. Değişen beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşamla birlikte bireylerin sağlık durumlarında da farklılıklar görüldü. Pandemi koşulları sebebiyle obezite vakalarının arttığını ve bu durumun kanser vakalarında da uzun vadede artışa yol açacağını söyledi. 4 Şubat Dünya Kanser Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İhsan Oruk, kanser vakalarındaki erken teşhis oranının pandemide ortaya çıkan ‘hastaneye gitme korkusu’ nedeniyle azaldığını söyledi. Virüsün bulaşma korkusuyla birlikte vatandaşların, hastaneye gitmediğini ancak tedbirlerin göz ardı edildiği eğlence mekânlarında zaman geçirdiğini vurgulayan Oruk, salgını önleme amaçlı tedbirlerin en çok hastanelerde uygulandığını ifade etti.

“İnsanlar pandemi korkusuyla tarama ve kontrollere gitmemeye başladı”

Artan obezite oranlarıyla birlikte etken hastalık sayılarında da yükselme olduğunu kaydeden Op. Dr. Oruk, “Pandemiyle birlikte çok hareket etmeyen, vaktini daha çok abur cubur ve oturarak geçiren bir toplum haline gelmeye başladık. Bütün dünya böyle olmaya başladı. Bunun getirdiği sıkıntılar var. Böyle olunca bizim bağırsak sistemimizin yapısı da bozulmaya başladı. Genellikle hazır gıdalar tüketiliyor. Sebze ve meyve ağırlıklı tüketim azaldı. Bunlarla birlikte zaten artan bir obezite furyası vardı. Obeziteyle birlikte etken olduğu hastalıklar da artmaya başladı. Bunun yanında insanlar pandemi korkusuyla tarama ve kontrollere gitmemeye başladı. Bizim 6 ayda bir veya bazı durumlarda 3 ayda bir yaptığımız kontroller, olmaz oldu. Mesela bir meme kanseri erken teşhiste kür şansı olan bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Ancak 2 yıl doktora gelmeyen bir hastada yarım santimetrelik tümör; 2, 3 santimetreye veya tüm vücuda yayılabiliyor. Artık erken teşhisten bahsetmiyoruz, ilerlemiş kanser vakalarından bahsediyoruz” dedi.

“Halkımız hastanelerden korkuyor, ama çarşı, eğlence mekânları ve restoranlarda maskesiz oturuluyor”

Vatandaşlarda görülen hastaneye gitme korkusunun, kanser vakalarındaki erken teşhis oranının azalmasına yol açtığını söyleyen Oruk, “Maalesef kanserler artık ileri evrelerde gelmeye başladı. Salgın korkusuyla birlikte hastalar meme ve bağırsak kontrolleri yaptırmaya gitmedi. Kanserler hep geç vakitte gelmeye başladı. Obezitede çok ciddi bir artış var. Kanser vakalarındaki artış da uzun vadede karşımıza çıkacak ama kanser vakalarında erken teşhisi göremez olduk. Orta ve ileri evrelerde kanserler gelmeye başladı. Hastaneler bu işin merkezi ama insanlar hastanelerden korkuyor. Burada her türlü tedbiri alıp yapmak zorundasınız. Bütün hastanelerde salgını önlemeye yönelik tedbirler alınıyor. Halkımız hastanelerden korkuyor ama çarşı, eğlence mekânları ve restoranlarda maskesiz oturuluyor. Tatile gidiliyor ama sanki orada virüs yok. Asıl orada tedbirsizsiniz ama hastaneye gelince korkuluyor. Aksine tedbirin olduğu yerde siz korkuyorsunuz ama tedbirin zayıf olduğu eğlence mekânları, restoranlar ve açık alanlarda rahatsınız. Eğlenceye gelince toplum korkmuyor ama sağlığa gelince korkuluyor. Bizim toplumda ters bir ilişki var” ifadelerini kullandı.

Die mobile Version verlassen