Sağlık1Türkçe-1

KML’nın Tedavisi Yaşam Boyu

Neden oluştuğu bilinemeyen Kronik Myeloid Lösemi (KML) bir çeşit kan kanseri ve ülkemizde yaklaşık 8 bin-10 bin arasında hastası bulunmaktadır. Hastalığın ortalama görülme yaşı 45-55’dir. Tedavi edilmediği takdirde 5-6 yıl içerisinde hasta yaşamını kaybedilir. Modern tıp uygulamaları ve ilaçlarla ölüm oranı yüzde 2-3’lere kadar düşmüştür. Günde bir ya da iki hapla uzun yıllar yaşamak mümkünse de az bir grupta hastalık saldırgan seyredebilir. Kök hücre, nakli dahil daha ağır tedaviler gündeme gelebilir.

Prof. Dr. Güray SAYDAM
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
İç Hastalıkları-Hematoloji Uzmanı

Kronik Miyelositer Lösemi (KML), son yıllarda tedavisindeki gelişme, hedefe yönelik tedavi ya da ‘akıllı ilaçlar’ ın kullanımıyla gündeme gelmiş bir çeşit kan hastalığıdır. Kronik Myeloid Lösemi, ilk 1845 yılında bir vaka sunumu şeklinde tanımlanmış ancak 1960 yılına kadar hakkında çok fazla bir bilgi edinilememiş bir kan kanseridir. Neden oluştuğu tam olarak bilinmemektedir. Radyasyon ve virüs kaynaklı etkenler en çok suçlanan sebeplerdir. Özellikle, 2.Dünya Savaşı’nda Japonya’ya atılan atom bombalarından kurtulanlarda KML görülme oranının artmasından dolayı, radyasyon suçlanmaktadır. Günümüzde, cep telefonu ve diğer elektronik cihazlarla bir bağlantısı gösterilememiştir. KML, 9 ve 22. kromozomlar arasında dengeli bir gen yer değiştirmesi sonucu ortaya çıkan Philadelphia (Ph) kromozomunun neden olduğu bir hastalıktır. İlk defa 1960 yılında ABD’de Philadelphia kentinde tanımlandığı için bu ismi almıştır. Teorik olarak tüm vakalarda bulunur. Ancak bu genetik bozukluk, anne veya babadan bebeğe geçen genetik bozukluklardan değildir ve sonradan oluşur.
 
KML hastalığının en önemli özelliklerinden biri dalak büyümesi
KML hastalığının en önemli özelliklerinden biri dalak büyümesidir. Buna bağlı olarak karın ağrısı, erken doyma, karında şişkinlik hissi, geciken tablolarda ise ateş, kemik ağrısı, kilo kaybı gibi şikayetler görülebilir. Bu durumda zaman kaybetmeden uzmana başvurmak gerekir.
 


KML bir “ilk”ler hastalığıdır
Tıp tarihinde ilk defa genetik bozukluğun, yani Ph kromozomunun, bir kansere yani KML’ye yol açtığı gösterilmiştir. Yine tarihte ilk defa kanserde, hedefe yönelik tedavi yani imatinibin bir kanserde, yani KML’de, normale yakın yaşam süresi sağladığı bu hastalıkta gösterilmiştir. Kan kanserlerinde uzun süreli yaşam şansı yüzde 40-50’lerde iken, uygun tedavi ve takiple KML’de bu oran yüzde 95’lere ulaşmaktadır.
 

KML’nin umut ışığı, hedefe yönelik tedaviler 
KML hastası hedefe yönelik ilaçlar ile tedavi edilir. Tedavi başlanan hastada, ilk 3 ay boyunca her ay, sonrasında 3 ayda bir düzenli kontrol yapılır ve kan ve ilgili gen takipleri yapılır. İlaç değiştirmek için mevcut tedavinin başarısızlığı ya da hastanın bu tedaviyi tolere edememesi durumlarının varlığı gereklidir. Bu durumların tanımı kılavuzlarda net olarak tanımlanmıştır. Gebelik ve bazı özel durumlar haricinde ilaç kesilmesi şu aşamada tavsiye edilmez.
 
KML hastaları tedavilerini yaşam boyu sürdürmeli 
Tedaviler sayesinde KML hastalarının neredeyse yüzde 90’ı uzun bir yaşam süresine sahip olmaktadır. İlaçların hepsi ağızdan genelde günde bir ya da iki defa kullanılır. Ağızdan kullanımları, doğrudan yaşam kalitesini artıran en önemli etkendir. Kanser (KML) tedavisi gören bir hasta, günde bir ya da iki defa ilacını içip normal hayatına devam edebilir. Tabii ki bu ilaçların “sınıf” yan etkileri, örneğin göz çevresinde ödem, kas krampları, bulantı ve ishal gibi, olmakla birlikte, bunların çoğuna zaman içerisinde tolerans gelişmekte ya da bu belirtilere yönelik tedaviye yanıt vermektedir. Ayrıca her ilacın kendine ait “özel” yan etkileri de vardır ve hematoloji uzmanları bunları yakından takip etmektedir. Dolayısıyla hastalar, uzun yıllar boyunca olsa da düzenli takip ve kontrollerini aksatmamalı, tedavilerini bırakmamalıdır.

 
Pandemide de tedaviye devam edilmeli

COVID-19 geçiren KML hastalarında kullandıkları ilacı bırakmamalıdır. Hasta ve yakınları, toplumun diğer üyeleri gibi ilaç kullanırken mutlaka aşı olmalıdır.

Aşının, hastalık üzerinde olumsuz bir etkisi kesinlikle yoktur.

Ähnliche Artikel

Schaltfläche "Zurück zum Anfang"