Kalbinize İyi Bakın

Kalp ve damar hastalıklarına dikkat çekmek ve toplumsal farkındalığı sağlamak amacıyla her yıl 29 Eylül tarihi Dünya Kalp Günü olarak kutlanıyor. Dünyada ve ülkemizde insan yaşamını tehdit eden başlıca sağlık sorunlarından olan kalp damar sağlığı ile ilgili merak edilenleri Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bilal Boztosun ile konuştuk.

Sağlıklı ve uzun bir yaşam, kalbinize ne kadar iyi baktığınızdan geçiyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bilal Boztosun, sağlıklı bir kalp damar sistemi için nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlattı. Prof. Dr. Bilal Boztosun, kalp hastalığının önde gelen ölüm nedenlerinden olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Ancak kalp hastalıkları kaçınılmaz değildir. Aile geçmişi, cinsiyet veya yaş gibi bazı risk faktörlerini değiştiremeseniz de kalp hastalığı riskinizi azaltmanın birçok yolu vardır.”

Prof. Dr. Bilal Boztosun, kalp sağlığını korumak isteyenler için tavsiyelerini şöyle sıralıyor:

1-SİGARA VE TÜTÜNDEN UZAK DURUN 

Kalbiniz için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri sigara içmeyi bırakmaktır. Sigara içmiyor olsanız bile, pasif içicilikten kaçındığınızdan emin olun. Tütünün içindeki kimyasallar kalbe ve kan damarlarına zarar verir. Sigara dumanı kandaki oksijeni azaltır, bu da kan basıncını ve kalp atış hızını artırır; çünkü kalp vücuda ve beyne yeterli oksijen sağlamak için daha çok çalışmak zorundadır. Kalp hastalığı riski sigarayı bıraktıktan bir gün sonra azalmaya başlar. Sigarasız geçen bir yıldan sonra kalp hastalığı riski, sigara içen birininkinin yaklaşık yarısına düşer. Ne kadar uzun süre veya ne kadar sigara içtiğiniz önemli değil, bıraktığınız anda vücudunuzu ödüllendirmeye başlamış olacaksınız.

2-GÜNDE EN AZ 30 İLA 60 DAKİKA AKTİVİTEDE BULUNMAYI HEDEFLEYİN

Düzenli, günlük fiziksel aktivite kalp hastalığı riskini azaltır. Fiziksel aktivite kilonuzu kontrol etmenize yardımcı olur. Ayrıca yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve tip 2 diyabet gibi kalp damarlarını tıkayabilecek diğer hastalıkların gelişme riskini de azaltır. Daha kısa aktivite süreleri dahi kalbe yararlıdır; bu nedenle bu hedefleri karşılayamıyorsanız bile pes etmeyin. Özellikle kalp yetmezliği bulunan hastalar şınav ve mekik gibi çok fazla izometrik egzersizlerden kaçınmalıdır. Çok soğuk, sıcak veya nemli havalarda doktorunuza danışmadan dışarıda egzersiz yapmayın. Yüksek nem daha çabuk yorulmanıza neden olabilir. Aşırı sıcaklıklar dolaşımı engelleyebilir, nefes almayı zorlaştırabilir ve göğüs ağrısına neden olabilir. Aşırı yorulursanız veya nefes darlığı yaşarsanız egzersizi durdurun. Belirtileri doktorunuzla paylaşın. Kendinizi iyi hissetmiyorsanız veya çok yakın zamanda hasta olduysanız egzersiz yapmayın. Egzersiz programını yeniden başlatmak için tüm semptomların ortadan kalkmasından sonra birkaç gün beklemelisiniz. Emin değilseniz, önce doktorunuza danışın. Hızlı veya düzensiz bir kalp atışı geliştirirseniz veya kalp çarpıntısı yaşarsanız aktiviteyi durdurun. 15 dakika dinlendikten sonra nabzınızı kontrol edin. Dinlenirken dakikada 120 vuruşun üzerindeyse doktorunuzla görüşmeniz daha uygun olacaktır. Ağrı çekiyorsanız, görmezden gelmeyin. Vücudun başka bir yerinde göğüs ağrınız veya ağrınız varsa egzersizi buna rağmen sürdürmeye çalışmayın.

3-SAĞLIKLI BİR DİYET YAPIN

Sağlıklı bir diyet, kalbi korumaya, kan basıncını ve kolesterolü iyileştirmeye ve tip 2 diyabet riskini azaltmaya yardımcı olur. Kalp için sağlıklı bir beslenme planında şunlar bulunmalıdır: 

• Sebze ve meyveler 

• Fasulye veya diğer baklagiller 

• Yağsız et ve balık 

• Az yağlı veya yağsız süt ürünleri 

• Tam tahıllar 

• Zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar

Kalp için sağlıklı gıda planlarına iki örnek, Hipertansiyonu Durdurmak için Diyet Yaklaşımları (DASH) yeme planı ve Akdeniz Diyeti’ni içerir. Tuz, şeker, işlenmiş karbonhidratlar ve doymuş yağ alımını sınırlayın. Alkol kullanımından kaçının.

4-İDEAL KİLONUZU KORUYUN 

Aşırı kilolu olmak özellikle vücudun orta kısmında yağlanma varsa kalp hastalığı riskini artırır. Aşırı kilo, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve tip 2 diyabet dahil olmak üzere kalp hastalığı geliştirme riskini artıran koşullara yol açabilir. Vücut kitle indeksi (BMI), bir kişinin aşırı kilolu veya obez olup olmadığını belirlemek için boy ve kiloyu kullanır. 25 veya daha yüksek bir BMI, fazla kilolu olarak kabul edilir ve genellikle daha yüksek kolesterol, daha yüksek kan basıncı ve artan kalp hastalığı ve felç riski ile ilişkilidir. Bel çevresi de ne kadar göbek yağınız olduğunu ölçmek için yararlı bir araç olabilir. Bel ölçümü aşağıdakilerden daha büyükse kalp hastalığı riski daha yüksektir: Erkekler için 101, Kadınlar için 88 cm. Küçük bir kilo kaybının bile kalbe olumlu etkisi mevcuttur. Ağırlığınızı sadece yüzde 3 ila yüzde 5 oranında azaltmak, kandaki belirli yağları (trigliseritler), kan şekerini (glikoz) düşürmeye ve tip 2 diyabet riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

5-KALİTELİ UYKU ÖNEMLİ 

Yeterince uyumayan kişilerde obezite, yüksek tansiyon, kalp krizi, diyabet ve depresyon riski daha yüksektir. Çoğu yetişkin her gece en az yedi saat uykuya ihtiyaç duyar. Hayatınızda uykuyu bir öncelik haline getirmelisiniz. Düzenli bir uyku programı belirleyin ve her gün aynı saatlerde yatıp uyanarak buna bağlı kalın. Yatak odanızı karanlık ve sessiz tutun, böylece uyumak daha kolay olur. Yeterince uyumanıza rağmen gün boyunca hâlâ yorgun hissediyorsanız, kalp hastalığı riskinizi artırabilecek bir durum olan uyku apnesi için değerlendirilmeniz gerekip gerekmediğini doktorunuzla görüşmenizde fayda var.

6-STRESİNİZİ YÖNETİN

Bazı insanlar stresle sağlıksız yollarla baş eder. Örneğin;  aşırı yemek yemek, alkol almak veya sigara kullanmak gibi. Fiziksel aktivite, gevşeme egzersizleri veya meditasyon gibi stresi yönetmenin alternatif yollarını bulmak sağlığınızı iyileştirmeye yardımcı olabilir.

7-DÜZENLİ SAĞLIK TARAMASI YAPTIRIN 

Yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol, kalbe ve kan damarlarına zarar verebilir. Ancak test yapmadan muhtemelen bu rahatsızlıklara sahip olup olmadığınızı bilemezsiniz. Düzenli tarama, değerlerinizin ne olduğunun ve başka bir rahatsızlığınız olup olmadığının tespitini sağlar. Tansiyon: Düzenli tansiyon taramaları genellikle çocuklukta başlar. 18 yaşından başlayarak, kalp hastalığı ve felç için bir risk faktörü olarak yüksek tansiyonu taramak için kan basıncı en az iki yılda bir ölçülmelidir. 18 ila 39 yaşları arasındaysanız ve yüksek tansiyon için risk faktörleriniz varsa, muhtemelen yılda bir kez taranırsınız. 40 yaş ve üstü kişilere de her yıl tansiyon ölçümü yapılmalıdır. Kolesterol seviyeleri: Yetişkinler genellikle kolesterollerini en az dört ila altı yılda bir ölçtürmelidirler. Kolesterol taraması genellikle 20 yaşında başlar, ancak ailede erken başlangıçlı kalp hastalığı öyküsü gibi başka risk faktörleriniz varsa testler daha erken yapılabilir. Tip 2 diyabet taraması: Diyabet, kalp hastalığı için risk faktörüdür. Fazla kilolu olmak veya ailede diyabet öyküsü olması gibi diyabet için risk faktörleriniz varsa, erken tarama önerilebilir. Değilse, her üç yılda bir yeniden test ile 45 yaşından itibaren tarama önerilir.

COVID-19’UN KALP HASTALARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Prof. Dr. Bilal Boztosun, koronavirüs pandemisinin kalp hastaları üzerine etkilerinden de bahsederek şunları söylüyor: “European Heart Journal’da yayınlanan bir yayında, COVID-19 pandemisinin kalp sağlığı hizmetlerinde büyük aksamalara neden olduğu gösterildi. COVID-19’un kalp sağlığı üzerindeki bu etkilerini, sağlık hizmetlerinin salgına bağlı olarak aksaması, gecikmesi ve virüsün kendisinin kalp krizi, kalp kasında iltihap gibi direkt kalp üzerindeki olumsuz etkisi olarak açıklayabiliriz. Yapılan çalışmalar; pandeminin başlamasından bu yana kardiyovasküler hastalık nedeniyle hastaneye kabul edilen kişilerde kayda değer bir küresel düşüş olduğunu, tedaviye erişimde daha uzun gecikmeler ve kardiyovasküler hastalıktan ölüm oranlarında artış olduğunu bizlere gösterdi. Örneğin; pandemi döneminde kalp damarının tamamen tıkanarak ciddi kalp krizleri nedeniyle hastaneye yatışlarda yüzde 22’lik bir düşüş oldu. Daha az şiddetli kalp krizi sebebiyle hastaneye yatışlarda yüzde 34’lük daha da büyük bir düşüş görüldü. Dünya çapında kalp ameliyatlarında yüzde 34 düşüş ve büyük bir kalp krizi geçirdikten sonra hastanede ölen hastalarda maalesef yüzde 17’lik artış bildirildiğini görüyoruz. Bu durum ileride nelere sebep olacak diye düşünürsek; şunu söyleyebiliriz ki insanlar kalp krizi tedavisi için ne kadar uzun süre beklerlerse, kalp kaslarındaki hasar da o kadar büyük olur ve ölümcül olabilen veya kronik hastalıklara neden olabilecek komplikasyonlar gelişebilir.”

Diğer yandan koronavirüs geçiren kişilerin iyileşmeden sonra en az bir yıl boyunca kardiyovasküler hastalıklar için artan bir risk altında olduğunu bildiren çalışmaların da mevcut olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Boztosun, “Hiç enfekte olmayanlarla karşılaştırıldığında, koronavirüs enfeksiyonu olan kişilerin uzun vadede iltihabi kalp hastalığı, kalp yetmezliği, ritim bozukluğu, kalp krizi, felç ve pıhtılaşma gibi semptomlara sahip olma olasılığının daha yüksek olduğunu biliyoruz. Hastalığı ağır geçirenlerde, uzun vadede kardiyovasküler komplikasyon riski daha yüksek; bu risk özellikle yoğun bakım ünitesinde tedavi edilen kişilerde mevcut. Kendi pratiğimde de, COVID-19 enfeksiyonundan sonra daha fazla aritmisi, çarpıntısı olan, artmış kalp hızı bildiren hastaları görme sıklığım daha yüksek. Postural ortostatik taşikardi sendromu veya ayağa kalkıldığında kalp atış hızının yükseldiği POTS adı verilen durumu bu hasta grubunda daha fazla görüyoruz. Çalışmalar bize gösteriyor ki, COVID-19 ile enfeksiyonu nedeniyle hastaneye kaldırılmamış veya hafif vakaları olanlarda bile enfeksiyondan 12 aya kadar kardiyovasküler olay riski etkileniyor. Bu bilgiler ışığında, COVID-19 ile enfekte olan, hafif veya başka bir şekilde enfekte olan herkesin enfeksiyondan sonraki 12 ay içinde kardiyovasküler muayene yaptırmasını öneriyorum.” diyor. Prof. Dr. Bilal Boztosun son olarak, “Kalbimiz günde 100 bin kere atarak her seferinde 200 ml kan pompalar. Dakikada 4 ile 6 litre kanı tüm damar sistemine pompalarken günde 7,2 ton kan pompalamış olur. Bu kadar çalışan sağlıklı bir kalbe sahip olmanın dengeli beslenme, düzenli uyku ve stressiz bir hayattan geçtiğini unutmayın.” diyerek kalp sağlığının önemini vurguluyor.

Die mobile Version verlassen