Çifte Vatandaşlık konusunda mağdur olan ve dava dosyaları devam edenler neler yapmalı?
Ortalama 1.5 yıldır on binlerce Türk kökenli Avusturya vatandaşının evine “çifte vatandaş oldukları şüphesi” ile mektuplar gönderiliyor.
Bu mektuplarda ”çifte vatandaşlık şüphesi“ için seçmen listesi delil olarak gösteriliyor.
Peki süreç nedir? Nasıl işliyor? Yapılması gereken nedir?
MA35 yazdığı mektuplarda tek bir belge istiyor. VukuatlI Nüfus KayIt Örneği. Evine mektup gelen kişiler doğal olarak Türk Konsolosluğuna gidiyorlar bilgi ve belge almak için. Oysa ki bu belge sadece Türk Vatandaşlarına verilen bir belgedir. Türk vatandaşlığından çıkan şahısların nüfus kütüğü çıkış tarihinden itibaren kayda kapalı hale gelir.
MA35 “Vukuatlı Nüfus Kayıt Örneği” dışındaki hiçbir belgeyi delil olarak kabul etmemektedir. Dolayısı ile de ilk mektuplardan sonra ikinci mektupları ve arkasından da 3. Hamle olarak BESCHEID göndermeye başladı.
Yazımızı hazırlamadan önce bu süreci yaşayan yüzlerce kişi ile görüştük. Hemen hemen herkesin konusu bir birine benziyor. Tabii ki bu kişilerin içinde kendi kararı ile tekrar Türk vatandaşlığına geçmiş insanlar da var. Fakat büyük çoğunluk Türk vatandaşlığından çıkış
belgesini aldıktan sonra Türk konso-losluğuna dahi uğramamış. Türkiye’ye yaptıkları seyahatlerde de her seferinde vize almışlar. Evlerine bu mektuplar gelene kadar Türk vatandaşlığına dair ne bilgileri ne de şüpheleri olmuş.
MA35 seçmen listesini delil olarak kabul etmekte ısrarcı, çifte vatandaşlık şüphesi ile işlem gören kişiler huzursuz ve kaygılı.
Bu mektup geldiğinde ne yapmalIsInIz?
İkinci mektupta cevap vermeniz için verilen süre 14 gün, üçüncü mektupta ise 1 ay. Ayrıca üçüncü mektupta bir de 30 EURO’nun verilen hesaba yatırılması isteniyor.
Burada özellikle dikkat etmeniz gere-ken husus itiraz için verilen süreleri aşmadan muhakkak cevap vermeniz. Eğer süreyi geçirirseniz evinize haklarınızı kaybettiğinize dair bir yazı geliyor.
Bize telefonla ulaşan üç kişinin olayını örnek olarak verebiliriz. Bu şahıslardan biri sadece bir gün gecikme ile mektuba cevap yazıyor. Ama maalesef bu bir günlük gecikme bile haklarını kaybettiğine dair yazı gelmesini engelleyemiyor.
Diğer iki vakada ise şahıslar posta kutularına gelen SARI KAĞIDI görmedikleri için kendilerine gelen bu mektubu gidip teslim almamışlar. Bu iki kişiye de daha sonra Avusturya vatandaşlığına dair bütün haklarını kaybettiklerine dair bildiri gelmiş. Burada da tabii ki hukuki bir süreç başlatılabilir ama muhtemelen çok daha zorlu olacaktır.
Bu örnekler ışığında tekrar önemle dikkatinizi çekmek isteriz ki; MA35 tarafından size gönderilen mektupları mutlaka teslim alın ve size verilen süreyi geçirmeden itiraz cevabınızı yazın. Burada nasıl yazdığınızdan çok ne zaman yazdığınız önem kazanıyor. Bize gelen örneklerde sayfalarca, profesyonelce itiraz dilekçesi yazanlar da var, birkaç cümle ile itiraz maili atanlar da. Sonuçta hepsine de aynı şekilde “itirazlarının kabul edilmediğine” dair mektuplar göndermiş MA35. Bu sürecin stresine ve baskısına dayanamayan bazı vatandaşlarımız ise mücadele etmek yerine vaz geçmeyi tercih etme fikrine kapılabiliyorlar. Onlara önerimiz de bu mücadeleden vaz geçmemeleri yönünde oluyor.
Peki Avusturya pasaportunu iade etmiş ve vatandaşlık haklarını kaybetmiş kişiler neler yaşıyor?
Yine bize ulaşmış olan vakalardan örnekler verelim.
Mektubu teslim almadığı için kaybetmiş olan kişinin AMS hakları, sigortası ve sosyal yardımları durdurulmuş. Türk vatandaşı da olmadığı için şu an vatansız durumda. Süreci yeni başladığı için neler yaşayacağını henüz bilemiyoruz.
Başka bir vakada da vatansız kalan kişi tekrar Türk vatandaşlığına dönüp, Avusturya’da yaşamına devam edebilmek için oturum ve çalışma vizesine başvurdu. Vize kartını alması 1 yılını aldı ve bu sürede ülke dışına seyahat edemedi.
Ayrıca halkımızı bir konuda daha uyarmak isteriz. Maalesef bu belge işini ticarete dökmüş şahıslar da bize gelen ihbarlar arasında. Para karşılığı MA35’in istediği belgeyi düzenleyebileceğini söyleyen kişiler olduğunu duyu-yoruz. Avusturya vatandaşı olan kişilerin Vukuatlı Nüfus Kayıt örneği alamayacağını konsolosluğumuz da onaylamıştır. Sistem zaten bu belgeyi vermeye uygun değildir. Farklı yollardan ele geçirilen kayıtlar resmi belgeler değildir! Bu şekilde yardımcı olacağını iddia eden şahıslara karşı da çok dikkatli olmanız ve inanmamanız gerekiyor.
Dip Not: MA35’in elinde bulunan ve resmi bir belge olduğu iddia edilen seçmen listesi “ne kadar sağlıklı bir delil olabilir?” sorgusu Türkiye resmi kurumlarından araştırılmış mıdır? Yıllarca Türkiye’de bile nerdeyse bütün seçimlerde seçmen listeleri ile ilgili şaibeler yaşanmıştır. Aslında olmayan insanların listelere eklenmesi, oy kullanma hakkı olan bazı bireylerin o listelerde bulunmaması gibi yanlışlıklar sıklıkla yaşanan sorunlardır. Örneğin; 2014 Mart ayı seçimlerinde sadece bir bölgede tespit edilen usulsüz seçmen sayısı, gerçek listenin %16’sı oranındadır. Sadece bu örnek bile delil olarak kullandığınız seçmen listesinin aslında gerçek bilgileri yansıtan kesin bir delil olamayacağının ispatı sayılmaz mı? Her ne sebeple olursa olsun yıllarca asla kesin bir gerçekliği ispatlanamayacak olan bir listenin delil kabul edilmesi, vatandaşlardan asla alamayacakları belgelerin istenmesi sorunu çözmek yerine aksine daha büyük çaresizlik ve çözümsüzlüğe itmektedir insanlarımızı. Peki, bu kadar çok insanı etkileyecek bu sorun ya da yanlışlık Türkiye resmi makamları ile bilgi alış verişi yapılarak çözüm yoluna gidilemez mi? En nihaye-tinde burada mağdur olan kişilerin büyük çoğunluğu kendi iradesi ile Avusturya vatandaşlığına geçmek için Türk vatandaşlığından çıkmış kişilerdir.
Bu sorunun en kısa zamanda hem mağdurlar hem de Avusturya devleti açısından pozitif sonuçlar elde edilerek çözülmesi dileklerimizle.
İlgili Avusturya makamlarına Çifte Vatandaşlıkla alakalı gönderdiğimiz yazımıza verilen önemli cevaplar
Mag. Dietmar Hudsky: BMI
Talebiniz doğrultusunda sorularınız İçişleri Bakanlığı’na bağlı İkamet ve Vatandaşlık İşleri Dairesi tarafından aşağıdaki şekilde cevaplanmıştır:
Ekim ayındaki yazışmamızda da belirtildiği üzere, çoklu vatandaşlığı önleme, Avusturya vatandaşlık hukukunun temel ilkelerinden birisidir. Bu konuda Avusturya, Avrupa Konseyi anlaşmalarına dayanan, çoklu vatandaşlığın sebep olduğu durumları önleme ile ilgili sorumluluğunu yerine getirmektedir. Sadece ithamın hiçbir zaman tek başına vatandaşlıktan çıkarılmaya sebep olmayacağını açıkça belirtmek isteriz.
Yetkili makamlar, vatandaşlıktan çıkarılmayı anayasa hukukuna dayalı bir süreçte değerlendirirler.
Bu süreç, tabii ki davalının savunmasını (tarafların dinlenmesi ilkesi) ve yasal yolları (Eya-let İdare Mahkemesi, sonrasında temyiz için Ulusal İdare Mahkemesi ya da Anayasa Mahkemesine şikayet) kapsar. Bu bağ-lamda Anayasa Mahkemesi’nin 17.12.2018 tarihli E 3717/2018 no.lu kararı örnek gösterilebilir.
İçişleri Bakanlığı tabii ki Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımaktadır. Bununla birlikte, Vatandaşlık Yasası’nın icra yetkisi, aynı yasanın 11. Maddesi uyarınca eyaletlere verilmiştir ve eyaletler vatandaşlık ile ilgili davaları, kendi yetki alanlarında özerk şekilde ele almaktadırlar.
İçişleri Bakanlığı’nın bu bağlamda talimat verme ya da denet-leme yetkisi yoktur. Eyaletlerin vatandaşlık işleri makamları, Anayasa Mahkemesi kararının etkilerini, yürüttükleri davalarda kendileri hükme bağlayacaklar-dır. İş piyasasına dahil olma, hastalık ya da işsizlik ödeneği gibi sigorta hizmetleri ve sosyal yardım hizmetleri ile ilgili sorular Çalışma, Sosyal Güvenlik, Sağlık ve Tüketiciyi Koruma Bakanlığı (BMASGK) ile eyaletlerin yetki alanındadır. Son olarak belirtmek isteriz ki İçişleri Bakanlığı’nın
farklı dairelerine iletilen soru-larınız bu yazı ile cevaplandırıl-mış sayılmaktadır.