Hayatı mahveden Panik Atak

Panik bozukluk yaşayan kişilere bakacak olursak, atakların başladığı zaman öncesinde ve süresinde ifade edilmemişliklerin biriktiğini gözlemliyorum. Ve bu kişilerin çok fazla olumsuz inanç kalıpları oluyor. Hayatlarının içinde sürekli neden sonuç ilişkisi kurma çabası içinde oluyorlar. Kendi bilinç düzeyleri ve yaşamları içinde A olayı ve Z olayını ilişkilendirir ve bunu mühürler. Sonra yine aynı sonuçları beklemeye başlar. Yani Panik bozukluk yaşayanlar geçmişin tekrarından başka bir şey yaşamazlar.

Panik bozuklukta yaşam öykülerinde endişeli ve otoriter ebeveyn profiline neredeyse %100 rastlanır. Endişeli ve güvensiz bir Anne ve sinirli iletişime kapalı bir Baba veyahut da otoriter Anne ve kaygılı Baba eşleşmesi buna örnek oluşturabilir. Hal böyle olunca çocukta olumsuz bir çok kodlama, bakış açısı oluşuyor. Bu bakış açılarıyla kendini koruma çabası içinde olan bu güçsüz ve ebeveynlere muhtaç çocuk, yetişkinlikte de bu bakış açılarının şuan ki aynalamalarıyla devam ediyor yaşantısına. Yani orada oluşturduğu ve belki o an için işine yarayan bu bakış açıları şuanda da geçerliliğini yitiriyor ve temelde bitirilmemiş işler kendini Ataklar şeklinde ifade çabasına giriyor.

Olmasından korktukları ve olmasını istemedikleri şeylerden kaçınma ve önleme eğilimleri ve organizeleri realitelerini oluşturur. Daha önce referans noktasında ne varsa bunun tekrar olma durumunu önlemek için bütün dikkatlerini buraya verirler. Bazen tek düşündükleri budur. Daha bir gün otobüse bindiklerinde bir atak yaşamışlarsa her otobüse bineceklerinde ve hatta diğer toplu taşıma araçlarına bindiklerinde de yine bu atağın tekrarlanmasından korkarlar ve bu korkuyla zaten o kadar stres ve baskı yaşarlar ki muhtemelen yine atak geçirirler. Bu bir kısır döngüye dönüşür. ATAK geçirirler ve sonra yine atak geçirmekten korkarlar ve yine atak geçirirler ve sonra yine korkarlar aynı şeyi yaşamaktan.

Oluşan bu kısır döngüyü kırmak için hali hazırda yaptığınızdan farklı şeyler yapmanız gerekiyor. Yani yine olacak mı diye sormak ve hatta yine olacak diye beklemek yerine ihtiyacınız olan şeye yatırım yapmanız gerekiyor. Ve bunun içinde öncelikle korktuğunuz ve kaçındığınız şeye gönüllü olmalısınız. Yani olmasından korktuğunuz şeyin olmasına izin verip bunu da kabul etmelisiniz. Evet, ben atak geçirebilirim ve buna rağmen ben bunu yapabilirim diyerek kendinizi ve bu durumu kabul etmelisiniz.

Bu rahatsızlığı yaşayanlara baktığımda daha önce oluşturulmuş olumsuz bakış açılarını değiştirmeleri çok zorken, yeni bir olumsuz bakış açısı oluşturmaları bir o kadar kolaydır. Aslında bu açılarının hayatındaki gerçeklik karşılığına baktığımızda çok düşük bir oran görüyorum. Yani aslında bu yaşantılar herhangi birinin risk oranı kadar olmasına rağmen, bu bozukluğu yaşayanlar bu oranı risk oranı yerine kesinlik bildiren bir bakış açısı üzerinden değerlendiriyorlar. Kendi inanç sisteminin dışında bunu aslında yanlışlayan ve yıkan birçok yeni şey olmasına rağmen bunu görmezler. Sadece baktıkları yere bakmaya devam ederler.

Peki, bu bir işe yarıyor mu?
Farklı bir realite yaratıyor mu?
Bu size bir katkı sunuyor mu?
Her seferinde aynı şeyi yaşamaktan korkarken, aslında her zaman aynı şeyi yaşamadığını görebilmeniz için neler mümkün?

Panik bozuklukta kişinin en temel yapması gereken şey; kendi düşünce ve inanç sistemine karşı Antitez geliştirmesidir. İnandığı şeye inancını kuvvetlendirmek yerine ihtiyacı olan şeyi yani bu inancı kırmak için farklı bakış açılarını üretmek ve bunu da “an” içinde aktif hale getirmelidir.

Sevgilerimle,
Psikolog Dr. Ziya Ünlütürk

Die mobile Version verlassen