Jeoloji Mühendisleri Odası Yalova İl Temsilcisi Osman Kendir, “Yalova’nın dere yatakları, boyunca zayıf zeminlere sahip olduğunu, yamaçlarda heyelanlı bölgelerin varlığını bildiğimizden dolayı buraların etkileneceğini, bu nedenle de bunun üstündeki yapıların daha fazla sarsıntıya maruz kalacağını düşünüyoruz” dedi.
Jeoloji Yüksek Mühendisi Kendir, Marmara Denizi’nde beklenen depremle ilgili diğer uzmanların yaptıkları açıklamaları yorumladı. Açıklamaların bazen birbiriyle çelişebildiğini ifade eden Kendir, dikkat edilmesi gereken hususun Kuzey Anadolu Fayının Marmara Denizi’nden geçtiği ve bunun da tarihsel verilere bakıldığında büyük depremler meydana getirmesi olduğunu ifade etti.
Fay hattı Yalova’nın hemen yanı başında
Deprem beklenen fay hattının hemen Yalova’ya diğer illerden daha yakın olduğuna vurgu yapan Kendir, “Yalova’da İstanbul’a deniz otobüsüyle 1 saate gidiyorsanız, gelin ben sizi fay hattına 10 dakika götüreyim. Bu fay hattı hemen bizim önümüzden geçmektedir. İstanbul’un nüfus yoğunluğu nedeniyle İstanbul depremi bekleniyor diye söylenmektedir. Bizim yapmamız gereken bu depremselliği göz önünde bulundurarak güvenli yapılarda oturmamız, kendi önlemlerimizi almamız” diye konuştu.
Kendir, fay hattının 7 ve üzerine deprem üretebilme kabiliyetine sahip olduğuna dikkati çekti ve bunun yıkıma yol açabileceğini söyledi. Uzmanların Marmara terk edin açıklamalarına değinen Kendir, anlatılmak istenenin evlerine güvenmeyen insanların bu yapıları terk etmesi olduğunu belirterek, “Tavanınız, çatınızın akıtacağı aşikârken o evde oturmayın. Mutlaka önlem alınmalı” açıklamasında bulundu.
1999 depremi beklenen depremin zamanını öne çekti
Riskli alanlar tespit edip yapılacak planlamalarla kentsel dönüşüm yapılmasının önemine vurgu yapan Kendir, 1999 Marmara Depremi’nin beklenen depremin zamanını biraz daha öne çektiğini anlattı. Düzce’den Yalova açıklarına kadar kırılan fay hattının Marmara Denizi içinde bulunan fay hattına stresini aktardığını söyleyen Kendir, şunları kaydetti:
“Bu nedenle Marmara’daki fay hattının stresinin daha yüksek olduğu, depreminin de daha erkene çekildiğinin çok da falcılık olmadığını biliyoruz. Buradaki fay hatlarını tarihsel depremlere baktığımızda 100-250-500 yıl gibi periyotlarla oluştuğunu biliyoruz. Bu nedenle burada bir deprem olması, şu dakika konuşurken veya 10-20 yıl içinde olması çok büyük ihtimal. İnşallah ne kadar geç olursa biz de hazırlık yapmış oluruz, hazır yakalanırız.”
1999 Marmara Depremi’nin merkezinin Gölcük ilçesi olduğunu hatırlatan Kendir, Yalova’da Hacımehmet Ovası, Çiftlikköy siteler bölgesi ile merkezde de lokal meydana geldiğini ifade etti. 1999 depreminin merkez üstüne Yalova’nın 60-70 kilometre uzaklıkta olduğunu ifade eden Kendir, şöyle konuştu:
“Sisam Adası’nda bir deprem meydana geldi, İzmir Bayraklı yıkıldı. Buradaki mesafe de 60-70 kilometre. Şimdi bu ikisini karşılaştırdığımızda fark görmüyorum ben. Deprem ne kadar uzakta olursa olsun eğer zeminleriniz zayıfsa, üstündeki yapılarla mühendislik açısından sıkıntılıysa bir hasar meydana geliyor. Bu şimdi 60-70 kilometre değil, önümüzde 3-5-10 kilometre ötemizde bir fay hattı var. Bu fay hattı içinde bir deprem bekliyoruz ve birebir muhatabı biziz. Yalova’nın dere yatakları, boyunca zayıf zeminlere sahip olduğunu, yamaçlarda heyelanlı bölgelerin varlığını bildiğimizden dolayı, buraların etkileneceğini, bu nedenle de bunun üstündeki yapıların daha fazla sarsıntıya maruz kalacağını düşünüyoruz. Bizim artık kendimizi bilerek hareket etmemiz gerekiyor.”
“Depremler dünyanın kalp atışlarıdır”
Depremler nedeniyle endişe etmeden yaşamak için çalışmalar yapılması gerektiğini sözlerine ekleyen Kendir, “Deprem diye korkutulan şeyden biz besleniyoruz. Bugün fay hatları bizim hayatımıza yön veriyor. Bu fay hatları sayesinde enerji kaynaklarından faydalanıyoruz. Fay hatları sayesinde Yalova’da turizm oluyor, sıcak sular çıkıyor, fay hatları sayesinde ormanlık alanlarımız, göletlerimiz oluyor. Örnek Sapanca bir fay gölüdür. Faylarla yaşıyoruz, depremler de dünyanın kalp atışlarıdır. Bunlardan korkmayalım. Beraber, uyumlu bir şekilde, hareket etmeye çalışalım. Zemin yapı uyumunu sağladığımız bir bina ortaya koyalım. Bu sağladığımızda kaç büyüklünde olursa olsun depremde hiçbir endişe etmeden orada yaşayalım” diye konuştu.