Düzen Tekkal “Okul ve İslam“ konulu ÖIF panelinde konuştu

Gazeteci Düzen Tekkal, din eğitimcisi Mouhanad Khorchide, NMS okul öğretmeni Susanne Wiesinger ve entegrasyon sözcüsü Yeliz Kondul problemli okullarda entegrasyon ve siyasal İslam’ın etkilerini tartıştılar.

Avusturya Entegrasyon Fonu’nun (ÖIF) 8 Mayıs 2018 tarihinde düzenlediği “Okul ve İslam” konulu panelde, problemli okul nedir, Müslüman öğrencilerin entegrasyonunda karşılaşılan problemler, eğitim karşıtı tutumların ve ataerkil davranışların okul hayatına etkileri gibi konular ele alındı.

“Almanya tehdit altında. Neden değerlerimizi korumalıyız.” isimli kitabın yazarı, gazeteci Düzen Tekkal, İslam dini eğitimi profesörü Mouhanad Khorchide, NMS okul öğretmeni Susanne Wiesinger ile hukukçu ve HEP BERABER: AVUSTURYA inisiyatifinin entegrasyon sözcüsü Yeliz Kondul panelde söz aldılar.

Wiesinger: “Eğitim karşıtı tutumlar artıyor ve entegrasyonu engelliyor.”

Viyana Favoriten ilçesinde görevli NMS okul öğretmeni Susanne Wiesinger, okulda her gün çok sayıda zorlukla uğraştığını anlatıyor: “Çalıştığım okuldaki öğrencilerin çoğunluğu Türk, Boşnak, Çeçen, Suriyeli ya da Afgan göçmen çocukları ya da çingene ailelerden geliyorlar. Eğitim karşıtı tutumların son yıllarda arttığını fark ediyoruz. Çocukların okul içinde yaşadıkları özgür dünya aileler tarafından gittikçe daha fazla tehdit olarak algılanıyor. Bu nedenle çocuklar müzeye düzenlenen bir okul gezisine daha az katılım sağlıyorlar ya da örneğin çıplak insan figürlerinin bulunduğu biyoloji kitapları gibi „haram“ görülen kitapları okuldan eve götürmüyorlar. Bu çocuklar öğrenmek istiyorlar, fakat evde maruz kaldıkları eğitim karşıtı tavırlar entegrasyonlarına engel teşkil ediyor. Her öğretmenin yakından tanık olduğu bu problemler maalesef uzun zamandır yüksek sesle dile getirilmiyordu.”

Tekkal: “Eleştiren herkes problemin bir parçası haline geliyor.”

Almanya’nın Avrupa Hareketi tarafından 2018’de “Yılın Avrupalı Kadını” ödülüne layık görülen Alman gazeteci Düzen Tekkal, birçok röportajında, çoğunlukla göçmenlerin devam ettiği problemli okullara dikkat çekti: ”Bazı Müslüman öğrencilerin entegrasyonu konusunda karşılaşılan problemleri açıkça konuşmalıyız. Bununla birlikte siyasal İslam propagandası yapan bazı derneklerin etkilerini de dile getirmeliyiz. Siyasal İslam’ın etkilerinin artmasıyla, kimlik problemlerinin de çoğaldığı görülüyor. Birçok koyu Müslüman dini kuralları anayasanın üstünde tutmaya başladı. Bu nedenle toplumsal birlik sorunları acil olarak ele alınmalı. Özgür irade ya da eşitlik gibi bizi bir arada tutan değerler nerede? Bu değerlerle gurur duymalıyız ve onları korumalıyız!”  Tekkal’e göre kadınlar, özellikle de anneler, entegrasyon sürecinde kilit bir role sahipler. “Başarılı bir entegrasyon aynı zamanda kadınların toplumda eşit bir yer edinmesi demek. Kadınlar genellikle, ataerkil kuralların geçerli olduğu ev hayatı ile içinde var olmak zorunda oldukları yeni ve özgür bir toplum arasında sıkışıp kalıyorlar. Tabii eski düşünce yapılarının sınırı geçerken değişmediği de açık. Başarabileceklerini anlatmak için kadınlara imkân tanınması gerekiyor! Annelere açıkça anlatılmalı: çocuklarınızın eğitim görmesinden başka çıkar yol yok, buna yardım etmelisiniz!” 

Khorchide: “Başörtüsü takmak çocukların aklına gelmez.”

Münster Üniversitesi’nde din eğitimcisi Mouhanad Khorchide, Avrupa görüşüne uygun bir İslam anlayışının güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti: “İslam’ın kendisi değil, bazı yorumları problem yaratıyor. İhtiyacımız olan, eğitimin önemini vurgulayan, okul faaliyetlerine katılımın önemli olduğunu belirten ve devlet kanunlarının geçerli olduğunu savunan, aydın bir İslam anlayışıdır.” Aynı zamanda devletin görevinin, beraber yaşamayı zorlaştıran paralel güç söylevlerini farkına vararak etkisiz hale getirmek olduğunu belirten Khorchide ekledi: „Uzun süredir iktidarın ana muhatabı, siyasal İslam yanlısı dernekler ve temsilcilerdi.” Anaokulunda ve ilkokulda başörtüsüne karşı olduğunu da açıkça belirten Khorchide, sözlerine devam etti: “Bu yaştaki çocukların aklına başörtüsü takmak gelmez, çünkü bu boyutta bir algıya sahip değiller. Birçok kız çocuğu bana başörtüsü takmak istemediğini itiraf ediyor. Bunun için gönüllü bir seçimden bahsetmek mümkün değil.”

Kondul: “Birçok Türk kızı çifte hayat sürüyor.”

Hukukçu ve entegrasyon sözcüsü Yeliz Kondul, HEP BERABER: AVUSTURYA inisiyatifi çerçevesinde ziyaret ettiği okullardan bahsetti: “Öğrencilerle gerçekleştirdiğimiz sohbetlerde, kimlik ve aidiyet sorularının özellikle kız öğrencileri çok daha fazla meşgul ettiğini gördük. Ebeveynlerin kurallarının ve yasaklarının hâkim olduğu hayatla, sınıf arkadaşlarıyla paylaşılan hayat arasında yaşamanın ne kadar zor olduğunu kendi tecrübelerimden de biliyorum. Birçok Türk kızı çifte hayat sürüyor. Ben de ebeveynlerimin istediği her şeyi yapmaya çalışıyordum, fakat genelde sinemaya ya da bir şeyler içmeye gidemediğim için, içinde yaşadığım toplumun parçası olamıyordum.” Öğrencilere, kendilerine güvenerek hayatta yapmak istediklerini gerçekleştirmelerini tavsiye eden Kondul “Hikâyemle onları cesaretlendirmek ve motive etmek istiyorum, eğitim benim hayatımı değiştirdi.” diye sözlerini tamamladı.

Foto Credit – © Thomas Unterberger

Die mobile Version verlassen