Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Güzel ahlakı her yerde yaygınlaştırmak zorundayız”

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Güzel ahlakı her yerde yaygınlaştırmak zorundayız. Gençlerimize, çocuklarımıza ders verirken, cemaatimize anlatırken güzel ahlakın mizanda en ağır basan sevap olduğunu her zaman anlatıyoruz. Bunu önce kendimiz yaşayacağız” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kars’ta din görevlileriyle bir araya geldi. Kafkas Üniversitesi Ahmet Arslan Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen programda din görevlilerine hitap eden Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, din görevlilerinin Hazreti Peygamberin varisi olduğunu ifade ederek, “Peygamber Efendimiz gece gündüz nasıl çalıştı ise, nasıl en katı kalpleri yumuşatmak için gayret içerisinde oldu ise biz de varisleri olarak onun bıraktığı yerden bu işi devam ettireceğiz” dedi.


Başkan Erbaş, din görevlisinin en önemli vasıflarından birinin İslam’a bağlılık ve insanlığa hizmet aşkı olduğunu belirterek, “Zaten Peygamber varisi ile İslam’a bağlılık kelimesinin ayrı düşünülmesi mümkün değil. İslam’a o kadar bağlıyız ki, Peygamberlere varis olmuşuz. Biz, Allah’ın dinine ve bütün insanlığın geleceğine hizmet gayesi ile çalışan bir ümmetiz. Biz, hayırda yarışın emri ilahisini ilke edinip insanlığın huzur ve refahı, yeryüzünün imar ve ıslahı için çalışan insanlarız” diye konuştu.

“Kardeşliğin filizlenmesi, nefretin silinmesi için gayret ediyoruz”
Din görevlisinin gayretinin yeryüzünde iyilik egemen oluncaya, kötülükler ortadan kalkıncaya kadar devam etmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Erbaş, “Kardeşliğin filizlenmesi, nefretin silinmesi için gayret ediyoruz. Bu doğrultuda ümmetin ve insanlığın geleceğine rehberlik etmek, çağın İhtiyaç ve beklentilerini hesaba katarak hizmet üretmeyi gerekli kılmaktadır. Diğer taraftan bu sorumluluk doğru bilgi ile rehberlik etme, hikmetli sözle hakka çağırma, ahlaklı davranışla örnek olma gibi büyük ama büyük olduğu kadar mukaddes bir yükü yüklenmek demektir. Sizler deruhte ettiğiniz bu görev vesilesiyle buradaki kardeşlerimize hizmet ve rehberlik ediyorsunuz. Allah yar ve yardımcınız olsun” ifadelerini kullandı.

“Toplumumuzun üsve-i hasenesi olmak zorundayız”
Başkan Erbaş, dünya üzerinde yaşanan bireysel, bölgesel veya küresel bütün sorunların ancak İslam’ın bilgi ve hikmete dayalı üstün ahlakı ve bakışıyla çözülebileceğine vurgu yaparak, “ ‘Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim’ buyuran Allah Resulü Efendimizin varisleri olarak güzel ahlakı her yerde yaygınlaştırmak zorundayız. Gençlerimize, çocuklarımıza ders verirken, cemaatimize anlatırken güzel ahlakın mizanda en ağır basan sevap olduğunu her zaman anlatıyoruz. Bunu önce kendimiz yaşayacağız. Onun için değerli hocalarım nasıl ki Peygamber Efendimiz Kur’an-ı Kerim’de üsve-i hasene olarak tanıtılıyorsa bizler de toplumumuzun üsve-i hasenesi olmak zorundayız. Örnek olmalıyız. O zaman onların gönlüne girmemiz çok kolay olacaktır. O zaman sözümüzün geçerliliği kolaylaşacaktır. Biz söylediklerimizi önce yapmalıyız, bu konuda çok titiz davranmalıyız. Bu anlayışı topluma taşıyacak olanlar bizleriz” değerlendirmesinde bulundu.

“Disiplinli bir okumaya ve çalışmaya mecburuz”
“En sağlam dayanağımız, Kur’an ve Sünneti referans almamızdır” diyen Başkan Erbaş, şöyle devam etti:
“Kalplere etki etmek ve akılları doğruya yöneltmek için Kur’an-ı Kerim ve sünnet-i seniyyeden daha güçlü ve daha etkili söz olabilir mi? Elbette sözümüzü tesirli kılmak için temel kaynağımız Kur’an ve Sünnet olmalı. Bunun yanında tabii ki aktüel bilgiyi de ihmal edemeyiz. Sosyal bilimler, edebiyat, tarih, toplum bilim, teknoloji, fizik, kimya ve benzeri pek çok alanda okuyarak kendimizi yetiştirmemiz lazım. Bu bağlamda mesleki ve bireysel olarak kendimizi geliştirmeye ve disiplinli bir okumaya, disiplinli bir çalışmaya mecburuz. Özellikle hizmet ettiğimiz bölgeyi, mahalleyi, görev yerimizi ve muhatap kitlemizi bütün özellikleriyle tanımak ve ona göre rehberlik yapmak mecburiyetindeyiz.”

“Dinimiz elden gitmesin diye şehit oldular”
Başkan Erbaş, Sarıkamış’ta 107 yıl önce 90 bin Mehmetçiğin şehit olduğunu anımsatarak, “Niye şehit oldular biliyor musunuz? Dinimiz elden gitmesin, mukaddesatımıza, değerlerimize saldırılmasın diye, bunun için şehit oldular. Biz bugün eğer onların uğruna şehit oldukları din, iman, vatan, ezan, bayrak için onlar kadar çalışmazsak ki onlar en mukaddes vardıklarını feda ettiler. Biz zamanımızı feda edeceğiz, emeğimizi vereceğiz, terimizi dökeceğiz. Can vermekten daha mı zor. Onlar canını verdi” şeklinde konuştu.


Programa, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Kadir Dinç, İnsan Kaynakları Genel Müdürü Akif Pusmaz, Kars İl Müftüsü Yusuf Eviş ve bölgede görev yapan din görevlileri katıldı.

Die mobile Version verlassen