Bakım Krizini Sonlandırın Eşit Ücret Günü Düzenlenmeli!

Cinsiyetler arası ücret farkını kapatmak için öncelikle bakım hizmetlerinin değer görmesi ve kadınların ücretsiz bakım hizmeti vermekten kurtarılması gerekiyor.

Maaşlar arası uçurum: Artık sorunun köküne inin!   

% 17,1 (!) – İşte bu yılki cinsiyetler arası ücret farkı, yani Avusturya’da aynı işi yapan erkek ve kadınların aldıkları maaşlar arasındaki fark bu kadar yüksek! Bu da kadınların 30. Ekim Eşit Ücret Gününden sonra –istatistiksel olarak konuşursak– yıl sonuna kadar neredeyse ücretsiz çalıştığını gösteriyor. İşçi Odası Başkanı Renate Anderl konu hakkında şöyle konuştu: „Bu gelir eşitsizliğini ancak bakm krizini hallederek bir çözüme kavuşturabiliriz. Bunun için öncelikle kadınların ücretsiz bakım hizmeti vermekten kurtarılması, diğer yandan bakım hizmeti için acil olarak daha yüksek ücretler ile daha net ve saygın çalışma şartları belirlenmesi gerekiyor.“ Ardından sözlerini şöyle sürdürdü: „Son dönem krizleri süresince –başta Korona, Enerji ve Enflasyon krizleri olmak üzere– çok fazla para harcandı ve harcanmaya da devam ediyor. Bunlar, hem iş gücünün korunması hem de yoksulluğu önlemek için atılmış doğru adımlar. Ancak bakım hizmeti krizi de acilen bir çözüm bekliyor ki Eşit Ücret Günü nihayet 31 Aralık’a kadar etkisini sürdürsün.“ 

Toplumsal baskı  

Eşit Ücret Günü’nde oranlar, gelir istatistiklerine göre tüm yıl boyunca çalışanların aldıkları ortalama brüt maaşlar esas alınarak hesaplanıyor. Bu yıl kadın ve erkek çalışanlar arasındaki ücret farkı %17.1 oldu. Ancak bu yılki Eşit Ücret Günü’nde krizin etkisi de göz önüne alınmalı. Kısa süreli çalışma 2020’deki gözlem sürecini büyük ölçüde etkiledi. Yıl boyunca tam zamanlı işlerinde çalışan erkekler için, kısa çalışma döneminde fazla mesai ücretlerinin verilmemesi nedeniyle ortalama gelirlerinde çok az artış görünmesine neden oldu. Öte yandan yine aynı dönemde tam zamanlı çalışan kadınlar daha yüksek gelir elde etmiş olsa da, daha düşük gelirli kadın çalışanlar işlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya. İşçi Odası Başkanı Anderl, „Yani bu aslında, yıl içinde etkisini hızlıca kaybeden saf bir kriz etkisinin ürünü. Özetle esas sorunla ilgili değişen hiçbir şey yok,“ şeklinde konuştu.

Yarı zamanlı işler yalnızca kadınlar için 

Yapılacak hesaplamalara yarı zamanlı çalışanlar da katılırsa, cinsiyetler arası gelir farkı katlanıyor ve tam  %36 oranına kadar çıkıyor. „Bunun nedeni Avusturya’da yarı zamanlı işlerin sadece kadınlara reva görülüyor olması. Her iki kadından biri yarı zamanlı olarak çalışıyor, 15 yaşından küçük çocukları olan annelerin dörtte üçü yarı zamanlı çalışmak zorunda kalıyor,“ diye durumu açıklıyor Viyana İşçi Odası’nın kadın ve aileden sorumlu biriminde ekonomist olarak çalışan Katharina Mader. Toplum ne yazık ki hala ücretsiz bakım hizmeti, çocuk yetiştirilmesi, ev işleri ve yaşlı bakımını kadının sorumluluğu olarak görüyor. „Bu yüzden de işin çoğunu kadınlar üstleniyor,“ diye ekliyor Mader. 

Bakım hizmetinde %55’lik fark 

Bakım verme konusunda sözde fark, yani ücretsiz bakım hizmeti sağlayan erkek ve kadınların harcadığı süre bakımından farkları Avusturya genelinde %55 olduğu açıklandı. 2008/09 yıllarından erişilebilen son verilere göre kadınlar haftalık olarak 32 saatlerini çocuk bakımı, kan bağı olan yaşlıların bakımı ve ev işleri için harcarken erkeklerde bu süre yalnızca ortalama 17.6 saat.

Özellikle çocuk sahibi olunduktan sonra özellikle anneler işlerine ara vermek ve tekrar işe döndüklerinde de yarı zamanlı işlerde çalışmak durumunda kalıyor. „Buna karşılık aileye bir çocuk katıldıktan sonra erkeklerin iş yaşamı bundan çok az etkileniyor, hatta genel çerçevede babalar, çocuğu olmayan erkeklere kıyasla daha bile fazla çalışıyor,“ diye açıklıyor Mader. Avusturya istatistiklerine göre 25 – 49 yaş arası çocuksuz erkeklerin istihdam oranı %82.3 iken 15 yaş altı çocuğu olan erkeklerde bu oran %91.9’a yükseliyor. 

Ebeveynler nasıl iş bölümü yapıyor? 

Ek olarak, cinsiyetler arası rol dağıtımının da değişime kapalı, oldukça sabit olduğu gözlemleniyor. Aileye bir çocuk katıldığında, çiftler genel anlamda iş bölümünü erkeğin esas işini koruyacağı şekilde yapmaya eğilimli oluyorlar. İki yaş ve altı çocukları olan çiftlerin %35’inde çiftlerden biri işi tamamen bırakıyor ki bu genelde kadın oluyor ve sonrasında da %25’lik bir kesimde erkek tam zamanlı, kadın ise yarı zamanlı çalışıyor. Bu yüzdelik oranlar (yani erkeğin tam zamanlı, kadının yarı zamanlı çalışması konusundaki oranlar) çocukların üç yaşına basmasının ardından daha da yükseliyor (%56lara kadar) ve o seviyede de kalıyor. 10 ila 14 yaşında çocukları olan ailelerde bu oran ise %51 ! Kıyaslayacak olursak, üç ila beş yaşlarında çocukları olan çiftlerin %13’ü tam zamanlı çalışırken, 10 ila 14 yaş aralığında bu rakam %25. 

Bakım verme görevi: Asla tam olarak takdir edilmeyen hizmet 

Bakım verme işi, bir toplumun sürekliliği için çok önemli (hayati) bir iştir. İnsanların hayat boyu ihtiyaç duyduklarının ve taleplerinin karşılanmasını sağlayacak yegâne iş olduğu söylenebilir. 

Bakım verme işine, resmî, maaş karşılığında ve profesyonel olarak eğitim ve sağlık gibi alanlarda, sosyal hizmet gereken kurumlarda, uzun vadeli bakıma ihtiyacı olan ya da engel bulunan insanlara eşlik edilerek sağlanan hizmetlerin yanında özel, ödemesi olmayan ve gayri resmî ev işleri de dâhildir (söz gelimi ev temizliği, çocuk yetiştirme, engellilik ya da hastalık durumunda destek sağlama gibi). „Hayatlarımızın pek çok aşamasında bakım alamaya muhtaç kalıyoruz. Toplumsal birlikteliğimizin temelini bu bakım alıp verme dengesi sağlıyor. Fakat toplumumuzda çoğunlukla kadınlara düşen bu görevler yeterince takdir ve karşılık görmüyor,“ diye açıklıyor Mader.

Ücretli Bakım Verme İşi: Sistematik olarak bel bağlanan ancak karşılığını bulamayan bir iş 

Bakım Hizmetinde her daim bir kriz söz konusu: Her ne kadar sosyal olarak en çok bel bağlanan sektör olsa da bakım hizmetleri genel olarak kötü çalışma koşulları, düşük maaşlar ve bariz personel sıkıntısıyla biliniyor. Söz gelimi 2030 yılına gelindiğinde kalifiye bakım hizmeti sağlayan eleman açığının 76000 (!) civarında olması bekleniyor. Eleman sıkıntısı ise hali hazırda hizmet veren elemanların üzerinde baskının artmasına, hizmet kalitesinde kötüleşmeye ve en nihayetinde bir kısır döngüye sebebiyet veriyor. İşçi Odası Başkanı Anderl konuya ilişkin şunları söyledi: „Yakın zaman da öğretmenler ve sağlık çalışanlarının yaptığı kapsamlı protestolar durumun ne kadar acil olduğunu açıkça gösterdi. Görünüşe bakılırsa insanla ilgilenmenin toplumsal olarak bizim gözümüzde çok bir değeri yok. Zira bakım hizmeti sağlayan meslek kollarında ortalama saatlik ücretler brüt 13,70 Avro iken, teknisyenler bu kollarda hizmet veren çalışanlardan %50 daha fazla ücret alarak, 20,10 Avro kazanıyor.“ Elbette bu durumun cinsiyetler arası ücret farkına yansıması çok da şaşırtıcı değil zira bakım hizmeti sağlayanların çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor (sağlık çalışanlarının %85lik ve ilköğretimde çalışanların ise %96’lık bir kısmı kadın çalışanlar). 

Ücretsiz bakım verme işi: Görünmez Emek 

Ücretli bakım hizmeti sektöründeki açıkça görülen arz eksiği (anaokulu ve kreş sayısının yetersizliği, uzun vadeli bakım hizmeti verilen alanların eksikliği, tam gün hizmet veren okulların sayıca az olması) doğal olarak pek çok kişinin özele dönmesine neden oluyor. „Söz konusu ücretsiz bakım verme hizmetlerinin üçte ikisi kadınlar tarafından sağlanıyor. Kadınlar; çocuklarına bakıyor, yaşlılarına bakıyor ve aynı anda tüm evi çekip çeviriyor,“ diye açıkladı Anderl. 

2008/09 yılları zaman kullanımı verilerine göre Avusturya’da her yıl ücretsiz olarak toplamda (gönüllü olmayan hizmetler dâhil edilmeksizin) 9 milyar saat bakım hizmeti sağlanıyor. Bu da yaklaşık olarak (ortalama kişisel ve hane içi hizmet bedelleri esas alınarak hesaplandığında) 100 milyar Avroluk bir hizmet bedeline tekabül ediyor ki bu oran GSYİH’in %30’una den geliyor.

„Değerinden azade olarak ücretsiz bakım hizmetine harcanan bu kadar yüklü bir kat mutlaka hesaba katılmak zorundadır. Zira bu bakım verme işleri sebebiyle pek çok kadın sadece birkaç saat çalışabiliyor ya da en kötü senaryoda işlerini tamamen bırakmak durumunda kalıyor,“ şeklinde analizlerini aktardı Mader. Avrupa Birliği Komisyonu’ndan alınan verilere göre Avrupa Birliği ülkelerinde, inanılmaz bir rakamla 7.7 milyon kadın, ücretsiz bakım verme işleri yüzünden çalışamıyor. Bu durum ücretli bakım hizmetlerindeki düşük gelirlerle birleşince cinsiyetler arası ücret uçurumu da giderek genişliyor. Mader sözlerine şunları ekledi: „Ayrıca bu kadınlar sosyal güvencelerinden, yaşam olanaklarından da mahrum kalıyor ve bu da finansal bağımlılığa, yoksulluk riskine ve en nihayetinde yaşlılıkta çekilecek geçim sıkıntısına yol açıyor.“ 

Bakım krizi çözülsün! – Kadınlar huzur bulsun! 

2008’de yaşanan ekonomik kriz, Korona pandemisi krizi gibi olağanüstü durumların yanında enerji ve enflasyon gibi krizler de çokça kamu ödeneğiyle oldukça iyi yönetildi. „Öte yandan, uzun zamandır mustarip olduğumuz ve son dönemde çok daha kötüye giden bakım hizmeti krizine yönelik adımlar atılmıyor. Bu hizmetler büyük ölçüde, toplumsal sistemin yetemediği –ya da son dönemde olduğu gibi– sunulan çocuk bakım hizmetlerinin maliyeti bu kadar yükseldiğinde her daim kadınların sırtına yükleniyor,“ şeklinde eleştiride bulundu Başkan Anderl. Şayet uzun vadede cinsiyetler arası ücret farkını kapatabilmeyi arzu ediyorsak, öncelikle bu bakım hizmeti sorununu çözmemiz gerekir. Kadınların huzura ermeli ve kendilerine profesyonel olarak verdikleri hizmette daha iyi ücretler verilmeli.  

İşçi Odası Başkanı şunları vurguladı: 

•Kadınların yükü hafifletilmeli 

Bakım Verme İşi (çocuk bakımı, yetiştirilmesi, sosyal hizmetler vb.) toplumun refahına hizmet eden önemli sosyal hizmetlerdendir. Uzun vadede toplumsal olarak güvence altına alınmalı, sürdürülebilirlik sağlanmalı ve dayanışma içinde finanse edilmelidir. Bu sektörlerde istihdam olanağı yaratmanın ve kadınları ücretsiz verdikleri hizmette desteklemenin tek yolu budur.

•Çocuk eğitimi ve uzun dönem bakım için yasal hak 

Kadınların, kazançlı bir işte çalışmak için yeterince vakitleri olabilmesi adına çocuk bakımı ve uzun dönem bakım hizmetleri konusunda yasal bir haklarının olması gerekir. Bu hizmetler ülke genelinde sunulmalı, maddi olarak erişilebilir ve insanların gereksinimleri ile ihtiyaçlarına adapte edilebilir olmalıdır. 

•Çalışma şartlarının iyileştirilmesi 

Daha iyi maaşlar, daha istikrarlı hizmet planları yapılabilmesi için daha fazla personel istihdamı ve azaltılmış çalışma saatleri hizmet sektöründeki pozisyonları daha çekici hale getirecektir.

•Cezbedici eğitimler 

Eğitime ücretsiz olarak erişim sağlanabilmesi, kişinin geçinmesine yetecek oranda burs sağlanması, eğitimde kesintinin yaşanmaması ve hatta eğitime daha başlamadan vazgeçilmesinin önüne geçecektir.

•AK/ÖGB Aileler için çalışma süresi modeli 

Şayet ebeveynler aile içinde iş bölümü yapıyorsa ve çalışma saatlerini benzer şekilde azaltıyorsa, devletin bu aileleri desteklemesi gerekir. Böylece babalar çocuklarına daha fazla zaman ayırabilir ve anneler daha uzun süre çalışı daha çok gelir elde edebilirler.

•Maaşlarda tam şeffaflık 

Dezavantajların daha görünür kılınabilmesi için şirketler içinde tam bir maaş şeffaflığı sağlanması gerekir –buna ek olarak, bu şeffaflığı sağlamayan şirketlere yaptırım uygulanmalıdır. 

HİZMET 

Pratikte maaş pazarlığı konusunda erkeklerin ellerinin her zaman daha güçlü olduğu ortaya çıkmıştır. Viyana İşçi Odası’nın dijital fon departmanı bu yüzden özellikle kadınları maaş müzakereleri konusunda daha donanımlı kılmak adına sanal bir eğitim programını teşvik ediyor. Bu eğitimde kadınlar bireysel maaş görüşmelerine en iyi şekilde hazırlanıyorlar. 

Die mobile Version verlassen