Bakan Kirisci: „Önce kendi insanımızı doyuracağız“

Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirisci, “Tarım, bir başka ülkenin insanlarını doyurmak için yapılan bir faaliyet, öncelik değildir. Önce kendi insanımızı doyuracağız. Kendi insanımızın beslenme, barınma ve giyinme ihtiyaçlarını karşılayacağız” dedi.

Bakan Kirisci, Adana Valiliği’nde ‘Tarım Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Ardından açıklamalarda bulunan Bakan Kirisci, krizlerin fırsata dönüştürülebileceğinden bahsederek, “Bazen krizler fırsata dönüştürülebilir denilir. Belki pandemi bize bu fırsatı sundu. Ancak devamında da özellikle Rusya ve Ukrayna krizi bunu pekiştirdi. Her ikisi de bizim birini, diğerine tercih edebileceğimiz bir ülke değildir. Her ikisi de Karadeniz’de komşu ülkelerimizdir. Çok ciddi manada dış ticaret ilişkilerimizin olduğu ülkelerdir. Ancak bu krizi iyi yönetmek ve fırsata dönüştürmek adına atmamız gereken adımlar var” diye konuştu.

Türkiye’nin tarım sektöründen vazgeçemeyeceğini aktaran Bakan Kirisci, “Türkiye’de hakikaten tarım sektöründen vazgeçemeyiz. Orman yine işin bir başka ayağı. Doğa, milli parklar sahip olduğumuz flora ve fauna hakikaten emsalsiz. Bazen diyorum ki Cenab-ı hak Adana’ya yapabileceği torpilin hepsini yapmış. Türkiye’nin 112 milyar metreküp suyu var. Bu suyun neredeyse yüzde 10’u Adana’daki 2 nehirden akmakta. Buradan sulama amaçlı istifade ederken hem de elektrik ihtiyacımızı karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Un, yağ ve şeker, hayati ürünlerdir”

Un, yağ ve şekerin stratejik ve vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Kirisci, daha sonra şunları söyledi:

“Tarım hakikaten stratejik ve vazgeçilmez bir sektör. Biz mutlak suretle tarım ve orman cenahı olarak söylüyorum bulundurma mecburiyetimiz var. Bu da üretmeyi gerektirir. Bu üretimi biz gerçekleştiriyoruz ama bu gerçekleştirdiklerimizin daha fazlasını yapabilme potansiyelimiz var. Asla diğer sektörleri değersiz gördüğümüz gibi algılanmasın ama bir stratejik ürün tanımını hepimizin hatırlaması lazım. Bunlar da un, yağ ve şeker. Bunların elde edildiği ana maddelerde hububat, yağlı tohumlar ve şeker pancarı. Bunlar bizim için vazgeçilmez, hayati ürünlerdir. Bunlar hem yem sektörü içinde çok önemli. Bu yemleri hayvanlarımıza yedirerek onların et, süt ve yumurtalarından istifade ediyoruz. Bu ürünlere ağırlık verip öne çıkartacağız. Diğer ürünlerimizi ihmal etmeyeceğiz. Onları da destekleyeceğiz.”

“Yağlı tohumlarda açığımız var”

Tarımın başka bir ülkenin insanını doyurmak için yapılmadığını kaydeden Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirisci, “Tarım, bir başka ülkenin insanlarını doyurmak için yapılan bir faaliyet, öncelik değildir. Önce kendi insanımızı doyuracağız. Kendi insanımızın beslenme, barınma ve giyinme ihtiyaçlarını karşılayacağız. Düşünün bizim tekstil sektörümüz var. Konfeksiyon bizim ihracatımızda önemli bir yer tutuyor ama biz ham maddelerini ithal ediyoruz. Yağlı tohumlarda açığımız var. Hububatta açığımız yok aslında çünkü ithal edilenler var bunları da katma değerli ürünler olarak ihraç ediyoruz. Ancak iç piyasa da kendi insanımızın ihtiyaçları bizim önceliğimiz olmalı. Karınca misali biz yola çıktık, niyetimiz hayır. İnşallah rabbi akıbetini de hayır eyler. Bizim önümüzde seçime kadar 15 aylık bir süre var. Bu süreyi yerel yönetimlerimizle, teşkilatlarımızla daha fazla üretmek adına kullanmak zorundayız. Bazıları vardır ki bu adımlar kısa vadeli bir takım etkiler oluşturur. Bazı adımlar da orta vadede bize rahatlık sağlar. Uzun vadede atılması gereken adımların da şimdiden atılmış olduğunu şimdiden söylemiş olayım” dedi.

“Türkiye su zengini bir ülke değil”

Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını söyleyen Bakan Kirisci, “Tarım il ve ilçe teşkilatlarımızda orada ziraat mühendisi, gıda mühendisi, veteriner hekim, su ürünleri mühendisi olarak girip de ÇKS ile meşgul olup oradan emekli olan kardeşlerimiz var. Burada bir sadeleştirmeye gideceğiz. Bizim aslında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gerek tarım gerekse de orman ayağında mevzuat açısından bir eksikliğimiz yok. Su ile ilgili su kanunumuz var. İnşallah o kanun da çıktığında Paris İklim Sözleşmesi’nin de gerekleri olarak o konuda da adım atmış olacağız. Türkiye, su zengini bir ülke değil. Bu su zengini bir ülke olmadığını da orada bir kez daha ortaya koymuş olacağız” şeklinde konuştu.

“Endişe edecek bir şey yok”

Buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikalenin desteklendiğini aktaran Kirisci, “Çalışmalarımızı hızlı bir şekilde sürdürürken bugün Resmi Gazete’de yayınlanan 5 ürün için (Buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale) destekleme konusunda ilave dekara 50 TL destekleme gerçekleştirildi. Bunlara ilave olarak çeltiği içerisine aldığımız 6 ürün içinde 16 liradan 24 liraya çıkartılan destek geldi. Diğer taraftan da tarım danışmanlarımız içinde 46 bin Türk Lirası’ndan 52 bin Türk Lirası’na çıkartıldı. Artık hepimiz petrol istasyonlarındaki o fiyatlara baktığımızda belki içimizi karartan bir durum olabilir. Arkadaşlar endişe edecek bir şey yok. Girdi maliyetleri yükseliyor ama bunlar aynı zamanda tarımsal ürünlerimizin de değerini arttırıyor. Bugün buğday fiyatını hepimiz biliyoruz” dedi.

“Normale yakın bir yaşantımız devam ediyor”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 22 Mart Dünya Su Günü’nde çiftçilere konuşacağını söyleyen Bakan Kirisci, şunları kaydetti:

“Biz üreticimizin üretmeye devam etmesini, üretimle ilgili cesaretlendirilmesi konusunda ayın 22’sinde Dünya Su Günü kapsamında sayın cumhurbaşkanımız gereken açıklamaları yapacak. Üretmek isteyen ancak tedirgin bakan üretici kardeşlerimize, ‘Siz üretin. Biz sizin yanınızdayız’ mesajını vermiş olacak. İnanan insanlara karamsarlık yakışmaz. Biz bunda bir ferahlık göreceğiz. Ülkemizin çiftçisiyle, bu ülkenin sahip olduğu kamusal, özel sektör dinamizmiyle bunların üstesinden geleceğiz. AK Parti iktidarı döneminde 20 yıla yakın bir süredir içinizden birisi Tarım ve Orman Bakanı oldu. Biz tabi 81 ilimize hizmet edeceğiz ama Adanamıza da başka bir gözle bakacağız. Hepimizin bir dayanışma, iş birliği içerisinde olması son derece önemli. Bu dayanışmayı güzel bir şekilde ortaya koyarsak üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yok. ‘Beni arayanlar işte sayın bakanım çok zor zamanda geldiniz’ diyor. Bende onlara ‘Bu bir fırsat’ diyorum. Dağınık olan bir masayı birazcık toparlıyor olmak bile herkese bir umut verirse çünkü bu dağınıklığa sebep veren bu global kriz ve öncesinde yaşanan pandemi. Bu ülke ne pandemi de ne de global krizde çok şükür öyle bir anormal şeyimiz yok. Normale yakın bir yaşantımız devam ediyor. Emtia fiyatları, girdi maliyetleri artıyor ama herkes için artıyor.”

Die mobile Version verlassen