Köprü Dergisi olarak son dönemde gündemdeki güncelliğini koruyan Avusturya’da Çifte Vatandaşlıkla ilgili Avusturya ve Türkiye’den resmi makamlarla görüşmeler yaparak bu konu hakkındaki pek bilinmeyen detayları siz okuyucularımıza aktarmak istiyoruz.
Hangi durumlarda Çifte Vatandaşlık hakkı doğar? Avusturya Kanunlarına göre:Avusturya’da Çifte Vatandaşlıkla alakalı tedirgin olan vatandaşları aydınlatmak için sorularımızı hem Avusturya hem Türkiye makamlarına ilettik. Avusturya İçişleri Bakanlığı, Viyana ve Aşağı Avusturya İkamet, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Dairesi tüm sorularımızı acık bir şekilde cevaplamıştır. (ilerleyen sayfalarda okuyabilirsiniz) Fakat Türkiye resmi makamlarında net cevaplar alamadığımız için açıklayıcı olması açısından Türkiye vatandaşlık kanunlarını sizlerle paylaşıyoruz.
Türkiye Vatandaşlık Kanunları Türk Vatandaşlık Kanunu, Türk devleti vatandaşı olan kişiye aynı zamanda bir başka devletin veya birden fazla devletin vatandaşlığına da sahip olma imkânını tanımıştır. Türk devleti vatandaşı olan kişinin, aynı zamanda bir başka devletin de vatandaşı olması halinde “çifte vatandaşlık”, Türk vatandaşlığının yanında aynı zamanda birden fazla devletin vatandaşlığına sahip olması durumunda ise “çok vatandaşlık” durumu söz konusu olur. Ancak hem yasanın, hem de yönetmeliğin ilgili maddesinde kullanılan kavram “çok vatandaşlık” kavramıdır. Bugün itibariyle vatandaşlığı düzenleyen kanun 29.05.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’dur. Çifte vatandaşlık hakkı, Türk vatandaşlık hukukunda 13.02.1981 tarih ve 2383 sayılı Kanun ile tanınmıştır. Yürürlükten kalkan 403 sayılı Kanun’a eklenen hükümle 1981 yılından beri Türk devleti vatandaşlarına tanınan ve Türk devleti vatandaşlığının yanında bir başka devletin ya da birden fazla devletin vatandaşlığına sahip olma imkânı getiren bu hak, siyasi, sosyal ve ekonomik bakımdan Türk devletinin lehine faydalar sağladığı için Vatandaşlık Kanunu’na eklenmiştir. Bununla birlikte yürürlükten kalkan 403 sayılı Kanun’da, çifte vatandaşlık hakkına sahip olabilmek için Türk idaresinden izin almak şartı getirilmişti. Henüz başka bir devletin vatandaşlığını kazanmamış olan ancak Türk devleti vatandaşlığının yanında başka bir devletin de vatandaşlığına sahip olmak isteyen kişilerin İçişleri Bakanlığından izin belgesi almaları ve üç yıl için geçerli olan bu izin belgesinin süresi dolmadan da yabancı devletin vatandaşlığına geçmeleri gerekiyordu. İzin almaksızın kendi istekleriyle yabancı devlet vatandaşlığını kazanan Türk devleti vatandaşları ise “kaybettirme” kararı ile Türk devleti vatandaşlığını kaybedebilirlerdi. Yeni Kanuna göre, “herhangi bir nedenle yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanan kişilerin, bu durumlarına ilişkin belgeleri ibraz etmeleri ve yapılacak inceleme sonucunda kayden aynı kişiler olduklarının tespiti halinde, nüfus aile kütüklerindeki kayıtlarına çok vatandaşlığa sahip olduklarına dair açıklama yapılır” (5901 s. Kanun m.44). Demek ki Vatandaşlık Kanunu’na göre, Türk devleti vatandaşları herhangi bir sebeple veya herhangi bir yolla başka bir devletin vatandaşlığını ya da birden fazla devletin vatandaşlığını kazanmış olabilirler ve sahip oldukları bu ‘çifte vatandaşlık’ ya da ‘çok vatandaşlık’ hali onların Türk devleti vatandaşlığına etki etmez. Vatandaşlık Kanunu, 44.maddesinde getirdiği hükümle Türk devleti vatandaşlarının bir başka devletin vatandaşlığına sahip olabilmeleri için Türk devletinden herhangi bir izin almalarını veya benzeri bir prosedürü aramamıştır. Ancak Türk devleti vatandaşlığının yanında bir başka devletin ya da birden fazla devletin vatandaşlığına sahip olup da çifte vatandaşlığa ya da çok vatandaşlığa sahip olan bu kişiler bakımından Türkiye’de esas alınacak olan vatandaşlıkları Türk devleti vatandaşlığıdır ve gerek milletlerarası özel hukuk gerek vatandaşlık hukuku bakımından uygulanacak olan hukuk da Türk hukukudur. Peki, bu duruma nasıl gelindi 1985 yılından bu yana Avusturya vatandaşlık kanunları net bir şekilde Çifte Vatandaşlık işlemlerinin nasıl ilerlemesi gerektiğini belirtirken Avrupa’daki Türk soydaşlarının vatandaşlıktan çıkma izni ile Mavi Kart alarak Avusturya vatandaşlığı aldıktan sonra tekrardan Türkiye vatandaşı olmalarını engellemeyen ve geçmişten günümüze Türkiye dönem hükûmetleri tarafından oy potansiyeli olarak görülen politikalar yüzünden bugün 29.602 kişi mağdur bir şekilde Avusturya Mahkemelerinde Avusturya vatandaşlığını kaybetmekle karşı karşıya gelmiştir. Maalesef Avusturya vatandaşlığını kaybeden ailelerin reşit olmayan (18 yaşından küçük) çocukları da Avusturya vatandaşlığını kaybetmekle yüz yüze kalıyor. Çünkü çocuklar velilerinin kontrolleri altında soy bağıyla vatandaşlık hakkı kazanıyorlar. Ebeveynin Avusturya vatandaşlığı elinden alındığında hâliyle çocuk arasındaki Avusturya soy bağı düşmüş oluyor ve çocukta vatandaşlıktan maalesef çıkarılıyor. Vatandaşlıktan çıkarılan tüm bireylerin tekrardan Avusturya vatandaşlığına başvurma hakkı vardır. Fakat bu başvuruların olumlu sonuçlanması yerel makamların başvuru yapan kişinin Avusturya menfaatine (Vatandaşlık Kanunu 10. madde 6. Fıkrası) olmasıyla birlikte yapılacak değerlendirme sonucunda karar verilecektir.Avusturyalı-Türkler olarak bizlerin beklentisi mağdur durumda olan bu kadar ailenin mağduriyetlerinin giderilmesi için Avusturya ve Türkiye Devletlerinin bürokratik yollarla bir çözüm ortaklığına gitmesidir. Olumlu bir sonuca ulaşmayan bu gidişat gelecek nesilleri de her iki ülke açısından olumsuz etkisi altına almaktadır.
Yazar: Mustafa Delice