Röportaj

Sebastian Kurz: Entegrasyon için öncelikle iletişim ve saygı gereklidir.

Delice: Eski veya muhafazakâr ÖVP’ye (Avusturya Halk Partisi) kıyasla Kurz’un listesi, yani „Yeni Halk Partisi“, liberal bir hareket olarak da anlaşılmalıdır. Avusturya’da bulunan vatandaşlara mesajlarınızı nasıl iletiyorsunuz? Avusturya’yı nasıl harekete geçirmek istiyorsunuz?

Kurz: Halk Partisi kendini organizasyon açısından, aynı zamanda içerik ve tarz açısından da geliştirmiştir. Partinin üye olmayanlara da açılması, temel değerlerimizi paylaşmak ve bir şeyler değiştirmek isteyenler için bir imkândır. Bu esastır, çünkü Avusturya’da bir şey değişecekse önce politikayı değiştirmemiz gerekir. Bu, bir şeyi gerçeğe göre adlandırmak ve hakikatleri net ve açıkça beyan etmek anlamına gelmektedir. Ayrıca konu herkesin gönlünü yapmak değil, Avusturya için doğru ve gerekeni yapmaktır. Seçim programımızda bu yüzden somut değişiklik ihtiyacı ve çözüm önerileri sunuyoruz. Üçüncüsü, siyasette yeni bir tarzı temsil ediyoruz. Bana göre geçmişte siyaset çok olumsuz bir şekilde sürdürüldü. Bu durum nihayetinde kendini daimi tartışma ve engellemelerle gösterdi. Bu şekilde bir siyaset sürecine katılmak istemiyoruz, insanlar İÇİN siyaset yapmak, insanları içeriklerle ikna etmek ve saldırılara karşı saldırı ile değil, argümanlarla cevap vermek istiyoruz. Bu yeni yaklaşım adına bugüne kadar birçok enteresan şahsiyetler kazanabildik ve bu şahsiyetlerin sayısı günbegün artmaktadır. Bu yeni kişiler Halk Partisi çevresinden gelmemekte ve böylelikle bize yeni bakış açısı sunmaktadırlar. Ayrıca kadın ve erkeklerin eşit şekilde temsil edildiği fermuar sistemi olarak adlandırılan bu sistemi listemize eklemiş bulunuyoruz.

Delice: Bütün toplumu göz önünde bulundurduğumuzda, sizin için iyi bir entegrasyon ne anlama gelmektedir? Göçmenlerin iyi entegre oldukları ne zaman söylene bilinir?

Kurz: Biz Halk Partisi olarak şu ilkelerimize dayanmaktayız: Özgürlük, birlik, sosyal geçirgenlik ve başarı oryantasyonu. Avusturya, tartışmaya açık olmayan, değerleri ve ilkeleri olan bir demokratik ve liberal devlet sistemine sahiptir. Avusturya’da yasal bulunan göç etmiş kişilerin toplumsal entegrasyonunun başarılı olması gereklidir. Göç etmiş kişiler bu sürece aktif olarak katılmalı, bu süreçte sunulan adımları değerlendirmeli, demokratik-Avrupai temel ilkeleri tanımalı ve bunlara saygı duymalıdırlar. Bu iştirak yükümlülüğü Almanca kursuna ve değerleri öğrenme kursuna katılımı kapsamaktadır. Eğer bu kurslara katılım olmazsa ihtiyaç temelli asgari ücreti veya işsizlik parasını azaltma gibi Avusturya genelinde sabit yaptırımlar uygulanacaktır. Burada farklı devlet ve sivil toplum aktörlerinin birlikte uyum içinde çalışmaları gereklidir.

Delice: Son zamanlarda sıklıkla mültecilerin entegrasyonu ile ilgili haberler duyuyoruz. Fakat savaş ve takibat nedeniyle burada ikamet etmeyen, göçmen işçi olarak 60’lı yıllardan beri göçte bulunan insanların durumu nedir? Bu göçmen grubun Avusturya Hükümeti tarafından yeterince ilgi gördüğünü düşünüyor musunuz?

Kurz: Avusturya’ya yapılan işçi göçleri yeni bir fenomen değildir. Bizim hedefimiz, özellikle işçi ihtiyacını karşılayamadığımız alanlar için en iyi nitelikli insanları Avusturya’ya getirmektir. Örneğin 2011 yılında Kırmızı-Beyaz-Kırmızı kart çıkarılmış ve ilk 2013 yılında geliştirilmiştir. Bu bir yıllık sınırlı vize, bir yandan başvuranın eğitimine ve diğer yandan yerel iş piyasasının ihtiyaçlarına göre ayarlanmıştır ve daha fazla nitelikli işçileri ülkeye getirmeye yöneliktir. 2013 yılında yeni AB-Yönetmelikleri uygulamaya girmiştir: Üçüncü ülke vatandaşlarına başvuru prosedürü kolaylaştırılmıştır ve „düzenli“ göçmenler için kapsamlı hukuki dayanak oluşturulmuştur.

Delice: Dinin siyasette yeniden büyük bir rol oynadığına inanıyor musunuz? Eğer inanıyorsanız, bu durumda hangi görüşü benimsemek-tesiniz? Bilhassa İslam ile bağlantılı olarak?

Kurz: Entegrasyon geniş ve disiplinler arası bir konu olduğundan, farklı kanunlarda yer bulmaktadır. Entegrasyon Yasası’nın amacı entegrasyon politikası için önemli bütün alanları kapsamak değildir, fakat özellikle dil öğretimi alanında, oryantasyon bilgilendirmesinde ve paralel toplumun oluşumuna dair işaretlerde şimdiye kadar yapılmayan düzenlemeleri sağlamaktır. Entegrasyon etkileşime dayalıdır ve bu yüzden barış içinde bir arada yaşayabilmek için insanlar arası iletişimi sağlayabilmek çok önemlidir. Nikap ve burka dindarlığın dışavurumu değildir, aksine karşıt bir toplumun sembolüdür ve entegrasyonu zorlaştırmaktadır. Burka vs. konusunu ele aldığımızda ana soru kendi değerlerimizi radikal kişilerin yorumlarından koruma isteğimiz midir, yoksa bizzat radikal kişileri koruma isteğimiz midir?

Delice: Yakında yapılacak olan seçim hakkında Avusturyalı – Türk vatandaşlarımıza neler söylemek istersiniz?

Kurz: Örneğin dış sınırları korumak gibi tek bir devletin tek başına yapamayacağı büyük zorluklarda Avrupa’ya daha fazla ihtiyaç duymaktayız. Avrupa olarak çok uzun ve kalıcı bir yolu kat ettik, ancak çok zorlayıcı bir yol daha önümüzde beklemektedir. Birlikte yaşamın herkes için geçerli olan değerleri, kuralları ve genel şartları vardır ama bu nereden geldiğinizi unutmanız gerektiği anlamına gelmemektedir. Entegrasyon için öncelikle iletişim ve saygı gereklidir. Bu yüzden muvaffak bir arada yaşamak için aktif rol üstlenmek istiyoruz.

Ähnliche Artikel

Schaltfläche "Zurück zum Anfang"