BildungTürkçe

Bakan Blümel: Avusturya çeşitlilikler ülkesidir ve din özgürlüğü korunan, yüksek bir değerdir.

İslam Yasası 6. madde 1. fıkrada belirtildiği üzere “Dini topluluklar, adlarını ve adlarının kısaltmasını belirleme hakkına sahiptirler, dini topluluk bu ad ile açık bir şekilde tanınabilmeli ve diğer kilise ya da dini topluluklarla (…….) karıştırılma ihtimali söz konusu olmamalıdır.” “Avusturya İslam İnancı Topluluğu” da tüzüğünde (IGGÖ Tüzüğü) bahsi geçen adı ve kısaltmayı kendi seçmiştir.

1- İslam kanununda “karnelerdeki din hanesine İGGÖ” yazılması maddesi 2016 yılında çıkmış olmasına rağmen uygulamaya 2019 yılında başlandı. Neden 2 yıl beklendi uygulama için?

2- Okul karnelerinde din ibaresinin bulunmasına neden ihtiyaç duyulmuştur? Böyle bir ibarenin hiç bulunmaması durumunda avantajlar ve dezavantajlar nelerdir size göre?

3- Avusturya’da farklı etnik kökenlerden ortalama 700.000 Müslüman yaşamaktadır ve bunların büyük çoğunluğu IGGÖ üyesi değildir. Bu kanun uygulanırken bu gerçek neden göz ardı edilmiştir?

4- İslam dini temel felsefesine baktığımızda aslında cemaatler, mezhepler de ikinci plandadır, hatta gerekli de değildir Müslümanlar için.

Bir bireyin Müslüman olduğunu tanımlamak için “İslam ya da Müslüman” kelimeleri gayet yeterlidir. Karnelerdeki IGGÖ ibaresi Müslüman halklar üzerinde negatif bir etki yaratmıştır zira bu halkların büyük bir çoğunluğu bu kurumun üyesi değildir.

A) Siz bu reaksiyonu nasıl değerlendiriyorsunuz

B) Bu kanun çıkarılırken IGGÖ den, Müslüman din adamları ya da tasavvuf felsefecilerinden ve sosyologlardan fikir alınmış mıdır?

5- Avusturya’da farklı dini bayramlarda, o din mensuplarının izin kullanma hakkı nasıldır ve bu haktan faydalanma oranı nedir?

6- Toplumun büyük çoğunluğu bu uygulamadan rahatsızlık duyarken ayrıca din konusunun siyasi malzeme yapıldığı ve özellikle gündem yaratıldığı fikrinde. Neden özellikle İslam inancı üzerinden söylemleriniz oluyor?

7- Müslüman toplumlarla uyumlu bir diyaloğunuz olmasını umut ediyoruz ama görüyoruz ki aksine negatif bir politika uyguluyorsunuz, din üzerinden yapılan her türlü söylem ve davranış aksine radikal din örgütlenmelerini ya da fikirleri besler. Bir inanç üzerinden bu kadar fazla politikalar yapılması da yine aşırı uçları besleyecek ve toplum içindeki huzuru etkileyecektir. Bu tarz çıkışlar yaparken olası sonuçların da hesabını yapıyor musunuz? Siyasiler, kurum yöneticileri o makamlarda kalıcı değildir ama toplum bakidir. Bu şekilde toplum içinde ayrımcılık hissi yaratacak uygulamaların asıl zararı ülkemize olacaktır ve telafisi zor sonuçlar doğuracaktır. Kendi fikirlerinizi bu kadar rahat ifade ederken sosyologlardan ve hatta psikologlardan fikir alıyor ve planlamalar yapıyor musunuz?

8- Toplum içinde yanlış anlaşılacak ya da negatif reaksiyon yaratabilecek uygulamaları en doğru ifade edebileceğiniz mecralar etnik basın organlarıdır. Bu anlamda etnik basını aktif olarak kullanma fikrine nasıl bakıyorsunuz?

9- Söylemlerinizin hedefi nedir? Hayalinizdeki sonuç ve hayalinizdeki Avusturya nasıl bir ülkedir?

10- Bu tarz reaksiyonlar okuldaki çocuklara da yansıyor ve bu yaşta çocuklar için çok da sağlıklı bir durum değil. İlerde yaşanabilecek sorunlar için değerlendirmeler yapıyor musunuz?

11- Farklı etnik kökenler ve dinlerden oluşan halklar yıllardır bu ülkede huzur içinde yaşadılar, bu ülkenin kalkınmasında önemli rol oynadılar. Geldiğimiz noktada ise maalesef gün geçmiyor ki ayrımcı politik söylemler yapılmasın. İki alternatifimiz var: Ya sorunun bir parçası olacağız ya da çözümün. Çözümle ilgili fikirleriniz var mıdır?

 

Gernot Blümel tarafından verilen cevaplar

Sayın Delice,

Sorularınız için teşekkür ederim, cevaplar aşağıdaki gibidir:

Avusturya bir çeşitlilikler ülkesidir ve din özgürlüğü korunan, yüksek bir değerdir. Dini ibadetleri özgürce yerine getirebilme hakkı 1867’den beri kanunda yer almakta ve çok ciddiye alınmaktadır. Din, özellikle entegrasyon sürecinde her zaman çözümün bir parçası olabilir ve olmalıdır da.

Avusturya aynı zamanda bir hukuk devletidir ve tüm vatandaşların birlikte yaşayabilmesi için ortak kurallara uyulması gerekir. Radikal eğilimlerin ve siyasal İslam’ın Avusturya’da yeri yoktur, hele ki din adı altında, hükümet tarafından buna kesinlikle taviz verilmemektedir. Bir dine mensup kişilerin zan altında kalmamaları için, örneğin nefret vaazları ya da değerlerimize uygun olmayan paralel toplulukların oluşturulmasıyla dinin suistimal edilmesinin önüne geçilmelidir.

Bahsettiğiniz yeni düzenleme, şu andaki kanunlar çerçevesinde herhangi bir ek olmadan sadece “İslam” ibaresinin yeterli olmadığına, bu ibarenin dinin genel adı olduğuna ve alt kollarının açıkça belirtilmediğine dair Din İşleri Dairesi’nin bir kararına dayanmaktadır. Eğitim, Bilim ve Araştırma Bakanlığı, bu kararı ilk yarıyıl sonunda dağıtılan karneleri doğru bir şekilde düzenlemek amacıyla derhal uygulamaya koymuştur. Ardından 5/2007 no.lu genelgenin A ekinde, Avusturya Cumhuriyeti Şansöliye Makamı 26/02/2016 tarihli BKA-KA9.070/0004-Kultusamt/2016 kararına uygun olacak şekilde “Avusturya İslam İnancı Topluluğu”nun kısaltması ”İslam” yerine “İGGÖ” olarak değiştirilmiştir.

Eğitim Bakanlığı, Din İşleri Dairesi’nin kararına uymaktadır ve kesinlikle bir dine ya da dini topluluğa zarar verme amacı taşımamaktadır. Departmanımız pragmatik bir çözüm arayışındadır. Eğitim Bakanı Heinz Faßmann, kısa süre önce okul karnelerinde din hanesi hakkında bir uzlaşma önerisi sunmuştur. Bu öneri ilerleyen görüşmelerde ele alınacaktır.

Saygılarımla,

Sven Wagner

Avusturya Başbakanlığı

Ähnliche Artikel

Schaltfläche "Zurück zum Anfang"