Türkçe-1

Covid19 Aşı Sürecinde Devamlılık Önemli!

Dünyadaki salgınların analizine bakıldığında iki yıldan fazla süren bir salgın yok. Hızını azaltması bize bağlı. Biz ne kadar kısıtlı hareket edersek, virüs ortalıkta o kadar az dolaşır. Aklın bize gösterdiği, virüsün bize öğrettiği ondan uzak durmak. Aşılama devam ederken, dolaşım kısıtlı olursa virüsten kurtulmak mümkün. Çünkü dünyanın hiçbir yerinde aynı anda aşılama yapılamaz. Ayrıca aşı kendi ülkemizde üretilse dahi belli bir kapasitenin üzerinde üretilemez. Şu an Covid19 aşısı üreten ülkeler ihtiyacı karşılamaya çalışıyor. Bu noktadaki en büyük korku; aşı süreci yürürken periyodik olarak akışkanlığının sağlanmasıdır.

Covid19 virüsüne karşı dünya nüfusuna yetecek miktarda aşı yok ayrıca herkesi aynı anda aşılamak da mümkün değil. Ancak şunu unutmamak gerekir, bu virüsle savaşta; aşılama tek başına yetmez, rehavete kapılmadan ‘Maske, Mesafe ve Temizlik’ önlemlerine kesinlikle devam edilmelidir.

Dünyanın hiçbir yerinde aynı anda aşılama yapılamaz…

Aslında risk grupları belirlenirken daha rahat hareket edilmelidir. Şu an için bunu yapmak çok zor. Bir tarafta ölüm riski olan ileri yaş ve birlikte başka hastalıkları olan grup, bir tarafta toplum içinde virüsü bulaştırma riski yüksek olan insanlar. Yeterince aşı olmadığı için herkesi birden aşılamak da mümkün değil. Aşı yurt dışından geliyor kendi ülkenizde üretseniz dahi belli bir kapasitenin üzerinde üretemezsiniz. Aşı üreten ülkeler dünyanın her yerine aşıyı göndermeye çalışıyor. Buradaki en büyük korku: aşı sürecinde periyodik akışkanlığın devamının sağlanmasıdır.

Türkiye’ye aşı gelmeden önce çok ciddi bir alt yapı hazırlığı yapıldı. Hasta ve doktor telefonlarına ciddi aplikasyonlar kuruldu. Hekim aşılamayı yönetebilirken, kişi de kendisine en yakın sağlık merkezini seçebiliyor. Dezavantajlara gelince aile sağlığı merkezlerinde biraz yığılma oldu. Yeterli doktor olmadığı için diğer hastalara bakılamadı. Ancak zamanla sorunlar çözüme ulaşır.

Aşı yapılması belirlenmiş kişilere, pandemi doğrultusunda zamanında aşı yapılabilmesi çok çok önemli. 

Aşıların ne kadar koruduğunu net bilmiyoruz. Şu an için dünyada bilinen faz ve geriye dönük çalışmalarda ‘aşı bir yıl koruyor’ denilemez. Böyle bir veri yok. Bu zamanla öğrenilecek. Ön veriler aşıların en az altı ay koruduğu yönünde. Ancak bu kişiden kişiye değişiklik gösterir. Aşı yapıldıktan sonra antikor kontrolü testi yaptırılması gerekir. Çünkü aşıda gelişen bağışıklığın şekli farklıdır. Sadece antikor değil aynı zamanda aşı ile uyarılan T hücreleri de virüsü yok etmek üzere harekete geçtiği için izlenmesi gerekir.

Tüm Türkiye’nin aşılanması iyimser yaklaşımla 30 ay

Aşı Türkiye’ye geldiği günden bu yana bir ayda yaklaşık 2 milyon kişi aşılandıysa, 80 milyon nüfus olan Türkiye’nin yüzde 50-60’ının aşılanması gerekir. Genç ülke olduğumuz için çocukları bu rakamın içinden çıkartırsak kabaca 30 aya ihtiyaç olduğu ortaya çıkar. Bir de hasta olan ve belirtisiz geçiren kişiler var. En iyimser tablo da bile bir yıla ihtiyaç olduğu ortaya çıkar. Öngörülen iyimser varsayım bu süreçte virüsün yayılım hızını azaltacağı yönünde. Eğer korkunç bir mutasyon meydana gelip de aşı immün sistemin tanımadığı hale dönüşürse o zaman en başa dönülür.

Koşullu normalleşme olabilir…

Normalleşmenin kısıtlı normalleşme olması gerekir. Normale dönüş sürecinde eylem planları akıl ve bilim çerçevesinde oluşturulmalıdır. Zorda kalan üç grup var.

Eğitim, bu süreçte çok aksadı. Kısıtlı ve kademeli yapılmalıdır. İl ve ilçedeki durum göz önüne alınmalıdır. Burada en az riski olarak köy okulları gibi görünüyor. Okul kapasitesi önemlidir. Sınıfta maske, mesafe, hijyen sağlansa bile bu yeterli değildir. Öğrenci öğlen tatilinde yemek yerken sosyal mesafeyi koruyabilecek mi, tuvalette gittiğinde temas olacak mı?

İkinci grup esnaf. Ekonomi çok kötü durumda. Yazın uygulanan hareket serbestinde cafe, restoranlar açıldı. Ne oldu? Kurallara uyulmadı. Bu çok pahalıya patladı. Aslında o zaman kurallardan taviz verilmesiydi bugün bu tablo yaşanmayabilirdi. Kurallar uygulanmadığında her gün bir adım geri gidilir. Cezai yaptırımlar burada önem kazanıyor.

Üçüncü grup ise kronik hastalar. Pandime sürecinde doktor kontrolü yaptıramadıkları için hastalıkları ilerledi. Diyabet, HIV, kronik akciğer, kanser hastaları bu süreçten olumsuz etkilendi. Yaşlılar evde oturdukları için kemik erimeleri başladı.

Karadeniz bölgesindeki vaka sayının artışında mutant henüz belirlenmedi. Bu konuda bilimsel araştırma ve veriye gerek var. Virolaglar tarafından mutant analizleri yapılıyor. Virüs çok hızlı çoğaldığı için doğası gereği hata yapıyor. Bu mutasyon lehte ya da aleyhte olabilir. Hastalık yapma gücünü kaybettiğinde lehte, tamamen yeni bir tür ortaya çıktığında ise tanımadığımız için aleyhte olur.  O zaman yeni bir salgın kaçınılmaz olur.

İngiltere kaynaklı Covid19 mutasyonun daha kolay bulaşma ve bulaştırıcı süresinin daha uzun sürdüğü yönünde açıklama yapıldı. Karadeniz ya da yüzde 10’un altına düşen illerin dikkatli izlenmesi gerekir. Nasıl azaldı, ne yapıldı, rakamlar doğru mu? Karadeniz’deki cenaze töreni ve ailelerin birbirini ziyaretleri virüs yayılımında çok önemli bir sebep. Belki mutasyona uğramış virüs bölgede harekete geçmiş ya da insanlarda gevşeme olmuş olabilir. Bilim insanları ve aklın gösterdiği yolu: toplumun her kesiminin eşit bakış açısıyla uygulaması gerekir. Aksi taktirde bir hata binlerce kişinin enfekte olmasına neden olabilir. Unutmayın: virüs insanlar arasında ayrım yapmaz.

Üçüncü dalga olabilir mi?

Covid19 pandemisinde iniş-çıkışlar yaşanabilir. Azalacağını düşünmemekle birlikte 5-10 belki 20 binli vaka sayıları görülebilir ama daha yüksek sayılara çıkacağını düşünmüyorum.

2022 yılında Covid19 Grip gibi olur…

Dünyada aşı maalesef eşit oranda uygulanmıyor. Aslında bakış açısının evrensel olması gerekir. Çünkü dünya artık globalleştiği için ülkeler arası seyahat ederken virüsün yayılımı kolaylaştı. Virüsün ülkelerdeki dolaşım hızı ve meydana gelme zamanı birbirinden farklı özellikler gösterse de muhtemelen 2022 yılından sonra hastalık grip gibi bir hale dönüşecektir.

Prof. Dr. İftihar Köksal
Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi
Enfeksiyon Hast.ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı

Ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert

Überprüfen Sie auch
Schließen
Schaltfläche "Zurück zum Anfang"